Omg
Sey beklettigim icin kusura bakmayin gercekten bu siralar yazamiyirum cok karisik aklim bu da taslaktan bir bolum ve umarim taslaklarim bitmeden yazabilirim
1 ay olmustir bu bolumu yazmaya baslamak uzereyken abim geldi napiyosun dedi hicbise dedim sonra telefonu eline aldi bu ne dedi kpopla alakalı fln dedim hala soruyo bu ne diye sonra medya yerine tikladi video fln dedim gecistirdim huh sonra ertesi gun tekrar aldi telefonu geri aldim ne sakladigimi sordu abim asiri manipulator o kadar sakin bir tavirla soruyor ki anlatmak zorunda kaliyorum dedim ki idoller hakkinda hikaye fln yaziyoz (gay olduklarini ve smutlari soylemedim)
Gecis bolumu galiba
Oy ve yorumusss
ㅡ
29.04.24
Jeongin gözlerini araladığında güneş yavaş yavaş tepeye çıkmaktaydı. Yatakta doğrulup komodinin üzerinden telefonunu alarak saati kontrol etti.
Orada çoktan bir gece geçirmiş olduğunu farkettiğinde yataktan kalkıp odadan ayrıldı.
Ev sessizdi. Gözlerini ovuşturarak salona gittiğinde, irisleri koltukta yüz üstü yatan Hyunjin'i buldu.
Bir bacağı ve üzerindeki örtü koltuktan aşağı sarkarken, diğer bacağı koltuğa sığmadığından dışarı taşmıştı. Kafasının altına aldığı yastığa sardığı kollarını çevreleyen kaslar ise, giydiği atlet sayesinde göz önüne serilmiş, uzun kahve saçları dağılmıştı.
Hoş görünüyordu açıkça, Jeongin de kabul etti bunu. İçten içe az da olsa kıskandı onu; doktorudu, görünüşe göre iyi bir hayatı vardı, havalıydı, altın orana uyuyordu, bir şeyleri kafaya takmak zorunda değildi, kibardı, özgürdü..
En çok da canı buna sıkıldı, çevresindeki herkes özgürdü, tıpkı Hyunjin gibi. Ama kendisi, daha kim olduğunu bilmediği bir kişinin avcunun içindeydi ve onun piyonu olma yolunda ilerliyordu.
Eve gitmek istiyordu ama anahtarları ceketinin cebindeydi fakat ceketinin yerini bilmiyordu ve başkasının evini de karıştıramazdı bunun için bile olsa.
Hyunjin'in yattığı kanepenin karşısındaki kanepeye yerleşti, bu sefer gözlerinin takıldığı; kahve içilmiş büyük kupaydı, yanında da bir adet laptop ve defter duruyordu.
Gece çalıştığını düşündü böylece fakat, bir doktor bu şekilde ne çalışabilirdi ki..?
Boşverip telefonundaki bildirimleri kontrol etmişti, ne Felix'den ne de gizli numaradan herhangi bir mesaj yoktu.
"Jeongin?"
Gelen kısık ve boğuk sesle bakışlarını karşısındaki kanepede doğrulmakta olan bedene çevirdi.
"Ne zaman uyandın? Keşke uyandırsaydın beni de." Dedi kendine çeki düzen verirken. "Kusura bakma, gece sıcak oldu, bu yüzden çıkarmıştım, umarım rahatsız olmamışsındır."
"Yok.." Diye geveledi o da. "Sorun değil, senin evin sonuçta.. Rahatsızlık verdim.. Koltukta uyumuşsun.. Kusura bakma."
Neydi bu, kibarlık yarışı falan mı, niye o an birbirlerine karşı bu kadar çekingen hissetmişlerdi ki..?
Hyunjin, sesini uykulu tondan çıkarmak adına sehpanın üzerindeki sudan bir kaç büyük yudum aldı. "Ne rahatsızlığı Jeongin, saçmalama. Hem koltuk rahat, seviyorum burada uyumayı."
Jeongin tek kaşını havalandırdı. "Seviyorsun?"
"Evet." Başını salladı. "Seviyorum."
"Peki madem." diyip omuz silkti. "Ben gideyim artık da, benim ceketim nerede?"
"Kahvaltı yapsak?"
"Gerek yok, ben gideyim."
"Yine mi güvenmiyor" diye düşündü Hyunjin. "Jeongin.." Dedi, sesi ciddi bir tondaydı. "Seninle konuşmam gerekenler var."
Son cümlesi meraklandırdı onu, kaşlarını çatıp ne olduğunu sorduğunda, Hyunjin ona önemli olduğunu söyledi.
Hyunjin'in, Jeongin'in minik yardımlarını alarak hazırladığı kahvaltının ardından, ikili sofraya geçti.
Bir süre hakim olan sessizlikten sonra, Jeongin merakla dudaklarını araladı. "Önemli olan şey ne?"
Hyunjin elindeki çatal ve bıçağı masaya bıraktı. "Sen.." Kafasını kalırıp ona baktı. "Senin sağlığın."
"Ne varmış sağlığımda?" Umursamazca dökülmüştü kelimeleri dudaklarından.
"Kötüye gidiyor Jeongin. Değerlerin düşüşte. Zayıflıyorsun iyice, kas oranın da azalmaya başlamış. Güçten düşeceksin diye endişe ediyorum." Yutkundu ve devam etti. "Aritmi ve sinirsel ritim bozukluğu yaşama ihtimalin çok yüksek, bunlar kalp krizine bile yol açabilir. Stresden tamamen uzak durmalısın Jeongin, sağlığın için mesleğine ara vermen en doğrusu olur."
"Ne!?" diye atıldı, Hyunjin'in cümlelerine karşı. Sonra alayla devam etti. "Mesleğime ara vermem gerek, öyle miymiş?"
Jeongin'in umursamaz tavırları Hyunjin'i deli ediyordu. Sinir oluyordu açıkça. Ona o kadar önemli şeyden bahsettikten sonra, hala ciddiye almıyordu ve her şeyin farkına varıp aklı başına geldiğinde çok geç kalmış olacağından korkuyordu Hyunjin. "Yaşamak istiyorsan.."
Jeongin, ellerini masaya koyarak Hyunjin'in yüzüne yaklaştı. "Ölsemde.." Aralarından bir karış mesafe vardı. "Yaşasamda, vazgeçmeyeceğim. Onu cezalandırmadan asla yolumdan dönmem, öleceksem de bu yolda öleceğim." Geri çekildi. "Kahvaltı için sağol." diyip ayaklandı ve direkt olarak evden ayrılıp merdivenlerden aşağı inmeye başladı.
Hyunjin ise, kapının kapanma sesinin ardından, zihninde yankılanan sözler beraberinde arkasında öylece kalmıştı.
"Off.." nidası bırakarak kafasını masaya gömdü.
Henüz daha beş dakika bile geçmeden kulağına ulaşan zil sesiyle ayaklandı.
Kapıyı açtığında karşısına Jeongin'in çıkmasını beklemiyordu, henüz daha yeni sinirli bir şekilde ayrılmamış mıydı oradan?
Şimdi ise, suratına baktığında aptal bir ifade gördü. Sanki siniri geçmişti ama sinirli görünmek için kendini zorluyordu. Amacının aksine komik ve tatlı görünüyordu.
Hyunjin gülme isteğini içine atıp "Jeongin?" dedi, tek kaşını kaldırarak.
"Ceketimi unutmuşum da."
İşaret parmağını kaldırıp "Bekle." derken, içeri girdi ve portmantodan Jeongin'in ceketini alarak geri döndü. "Al bakalım."
Jeongin, hızlıca ceketi kaptı ve hafifçe baş selamı verdikten sonra arkasını dönüp geri merdivenlere adımladı.
"Jeongin!"
Duyduğu ses ile, "Hass." diye mırıldandı ağzının içinden, Hyunjin duymamıştı. Adımlarını durdurup Hyunjin'e geri döndü yüzünü. "Efendim?"
Hyunjin o an söylenebilecek bir şey bulamamıştı. Ona neden seslendiğini bile bilmiyordu, anlık olarak gelişmişti. "Her neyse, boşver." diye geveleyip gülümsedi. "Görüşürüz" derken de el salladı.
"Görüşür...üz..?"
ㅡ
Bölüm Sonu
ㅡSanirim kasiniyirum olay yapicam olay olmasi lazim evet babay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DLMLU
FanficSavcı olmak, Jeongin'in yapmaması gereken bir şeydi. "Seni sevmeme izin verme." ㅡ -Hyunin -Yetişkin İçerik -Angst DEĞİL 〔Tw: Ölüm/ Cinayet/ Tehdit/ Yaralama/ Silah/ Cinsel İçerik/ Psikolojik Bozukluk ve Rahatsızıklar/ Rahatsız Edebilecek Olaylar〕 ...