Jealous

737 63 48
                                    

Selamlar ben geldim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bayadır bölüm atmıyordum bugün artık bir atayım dedim. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar.

"1.5 yada 2 sene önce olmalı. Bir iş için yurtdışına çıkmıştım. Orada bana bulaşan mafyanın içinde Albert'te vardı."

Bir süre hiçbir şey söylemeden beklediğinde "Ee sonra?" diye sordum. "Jeon ben" diyerek yine duraksadı. "Evet sen?" diye sordum tekrardan. "Jeon ben onun sevdiği kadını öldürdüm."

Bir anlığına dona kaldığımı hissettim. Tepki bile veremedim. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi. Bu çok zalimce. Bir insanı sevdiğinden ayırmak yapılabilecek en kötü şey olsa gerekti. Evet daha önceden adam öldürdüğünü biliyordum, bu bile beni geriyordu ama şuan duyduğum şey boğazımfa sert bir düğüm bırakmıştı, yutkunamamıştım. O an söyleyebildiğim tek şey "Ne?" kelimesi olmuştu. Onu da istemsizce söylemiştim.

"Aslında ben öldürmedim ama o benim öldürdüğümü sanıyor." dediğinde olduğum durumdan çok farklı olmayacak bir şekilde tepki verdim. "Ne?" sadece ses tonum farklılaşmıştı. "Duydun işte Jeon, ben öldürmedim onu ama bu aptal Albert benim öldürdüğümü sanıyor yıllardır. Bu yüzden bana bu kadar kinli ve benden nefret ediyor."

"Olayın aslını mı anlatsan. Çünkü şuan gerçekten kafam karıştı. Sen öldürmediysen neden senin öldürdüğünü düşünüyor?"

"Bak Jeon. Biz orada çatışma halindeyken yanımda özel korumalarımızdan biri vardı. Hemen yanımdaydı o da. Albert'in sevdiği kadının sıktığı silahtan seken mermi özel korumanın koluna değdi ama koruma bunu dert etmeden devam etti. O sırada özel korumanın sıktığı mermi Albert'in sevdiği kadının göğsüne çarptı ve çarpmanın etkisiyle yere düştü. Hâliyle Albert'te yere eğilip sevdiği kadına baktı. Galiba göğüs kafesinin bir kısmını parcalamıştı mermi. Bu yüzden hastaneye bile yetiştirilemeden öldü."

Dediklerini şok içinde dinliyordum. Cidden bu mafyaları anlamak çok zor. Her tartışmada bile adam öldürecek kapasitede insanlar var. Bu çok ürkütücü ve Taehyung'da bunlardan biri gibi duruyordu. Korkunç.

"Anladım, peki senin öldürdüğünü neden düşünüyor. Sebebi ne?" diye sordum.

"Jeon, kadını vuran korumayla aynı yerdeydik. Aramızda çok az mesafe vardı. Bu yüzden benim öldürdüğümü düşünüyor."

Kafamı onu onaylarcasına salladım. 'Umarım bana yalan söylemiyordur.'

"Aslında olaya açıklık getirecektik. Fakat Albert'in o an sinirle sıktığı mermilerden biri korumanın kafasına geldiği için saniyeler içerisinde gözümün önünde öldü. Suç ta bana kaldı. Eğer koruma orada ölmeseydi herhangi bir açıklama yapabilirdik. Ama işte...Albert o gün sevdiği kadının öcünü aldı ama bilmiyor."

"O olaydan sonra Albert ile konuştun mu? Yani senin öldürmediğini söyledin mi ona?"

"Defalarca kez söyledim ama nafile. Beni asla dinlemedi. Yıllarca benim öldürdüğümü düşünerek yaşadı. Sürekli çevreme zarar vermeye çalıştı. Kız kardeşimi bile kaçırdı. O gün Helena'yı kaybedeceğimi düşünmüştüm. Çünkü Albert'in bana olan öfkesi asla dinmedi. Hep nefret etti benden. Gözünü kan bürümüştü. Tek isteği beni öldürmekti vede sevdiklerime zarar vermek. Daha sonra ne oldu bilmiyorum ama bana acı çektirmek onun daha çok hoşuna gitti ve öylede devam etti. Başkaları aracılığıyla bana acı çektirmeye başladı."

Cidden doğru mu söylüyordu? Aslında yüz ifadesine bakınca yalan söyleyecek gibi değildi. Ama bilmiyorum, başta 'Sevdiği kadını öldürdüm' dediğinde ciddi gibiydi. Bir anlığına 'Nasıl böyle bir şey yapabilir, bu iğrenç' diye düşündüm. Fakat açıklama yapınca bu düşünceleri aklımdan sildim. Ama yine de merakıma yenik düşüp sordum.

DANGEROUS LOVE - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin