Baba!

172 26 1
                                    

Yeni bölümle herkese merhabalar. Diğer bölümü biraz bölmüş olabilirim ama olsun. Bir şey olmaz. Neyse çok uzatmayayım. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalar dilerim.

"Bekle Jeon, hemen geliyorum" diyerek üstü çıplak vaziyette kapıya doğru gitti. Kapıyı hafif aralayarak "Ne var? Rahatsız etme dememe rağmen ısrarla kapımı çalacak kadar önemli ne olmuş olabilir?"

"Efendim rahatsız ettiğim için üzgünüm."

"Ne söylemeye geldin?"

"Kapıda bir adam var."

"Ee?"

"Babanız olduğunu söylüyor."

"Ne?"

Baba lafını duyunca Taehyung'un suratı asıldı. Ayrıca bir babası olduğunu gerçekten bilmiyordum...Aslında sorsam söyleyebilirdi ama sormamıştım hiç. Helena'dan başka bir aile fertinin olduğunu öğrenmek tuhaftı. Çünkü ailesinden asla bahsetmedi.

Kapıyı korumanın üzerine kapatıp bana doğru döndü. Şuan zor durumdaydım fakat Taehyung'un surat ifadesi bundan çok daha kötüydü. "Jeon" dedi gözlerime bakarak. "Benim aşağıya inmem gerekiyor."

"Git Taehyung."

"Kendin halledebilecek misin? İstersen beni bekle."

"Beklerim."

"Hızlı olmaya çalışacağım" diyerek üzerine tişörtü geçirip odadan çıkıp gitti.

Yaklaşık 30 dakikadır yoktu. kıyafetlerimi giymiş bir vaziyette onu bekliyordum. Bu kadar uzun süren neydi? Neden baba lafını duyunca aniden çöküş yaşadı? Bunları merak ediyordum.

Bi' 15-20 dakika sonra kapı açıldı. İçeri giren Taehyung'tu. Yüzünden düşen bin parçaydı resmen. Gelir gelmez yatağın ucuna oturdu. Hiçbir şey yapmıyordu. Tek bir noktaya odaklanmıştı.

Yanına gittiğimi bile farkedemeyecek kadar dalmıştı. Hemen yanında oturuyordum fakat o hala dalgın duruyordu. Elimi omzuna attım. "Ne oldu?" dedim. Bir süre cevap vermedi. Daha sonra aynı yere bakarak "Yok bir şey" dedi. "Baban gelmiş gali-" lafımı tamamlamadan bana doğru dönerek yüzüme doğru bağırdı. "O adam benim babam falan değil!"

Başımı öne eğdim. "Üzgünüm, koruma öyle söyleyince, neyse yanlış anlamışım."

"Bağırdığım için özür dilerim Jeon, sadece o adam baba lafını hak etmiyor." diyerek eliyle çenemi yukarı kaldırarak ona bakmamı sağladı. Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Anlatmak ister misin?" dediğimde "O adamdan nefret ediyorum" dedi. Şuan meraktan geberecek gibiydim. Hemen anlatmasını istiyordum. "O adam hayatımızı kararttı."

Kafamda binbir şey dolaşıyordu. Bu kadar öfkelenecek ve bu kadar nefret edecek ne yapmış olabilirdi ki bu adam?

Taehyung'un gözlerinin dolduğunu farkettim. Gerçekten çok büyük bir şey yapmış olmalıydı. Onu ilk defa böyle görüyordum çünkü. Başını önüne eğmiş bir şekilde hareketsizce duruyordu ve ben şuan ne yapmam gerektiğini asla bilmiyordum.

"Elini yüzünü yıkayalım ister misin?" diye sordum. "Hayır, gerek yok." diyerek sahte bir gülümsemeyle bana baktı. Ağlamak üzereydi. Bence içini dökmesi gerekiyordu. "Peki, anlat istersen bak iyi gelebilir" dediğimde. "Daha önce hiç kimseye anlatmadım. Helena dahi kimse bilmiyor" dedi tok bir sesle.

"Anlatman doğru olmaz o halde" diyerek gülümsedim. "Anlatabilirim" dediğinde "Dinliyorum" diyerek cevap verdim.

"Daha o zamanlar çok küçüktüm. 12 yaşında varım yokum. Helena da 2-2.5 yaşlarındaydı. O adam sürekli annemle kavga ediyordu. Helena bir şey anlamasa da ben anlıyordum. Annemi dövüyordu sürekli. Yaşım küçük olduğu için ne kadar ayırmaya çalışsam da başaramıyordum. Annemin yüzü sürekli morluklar içindeydi ve sürekli ağlıyordu. Onu o halde görünce bende ağlıyordum. Bir gece yine içip eve gelmişti. Annem kapıyı açtı. Daha tam sarhoş olmamıştı. Kafası azda olsa yerindeydi. Salona geçip kanepeye uzandı. Helena ağlıyordu. Annem onu susturmaya çalışıyordu. Helena'nın sesinden rahatsız olduğunu söyleyip anneme bağırdı. 'Sustur şu çocuğu ikinizi birden evden atarım yoksa' dedi. Annem Helena'nın hasta olduğunu söyledi. Bu yüzden ağladığını. 'Bırak gebersin o zaman' dediğini hatırlıyorum. Annem saçmaladığını ve hastaneye gitmemiz gerektiğini söyledi ve bir anda tartışmaya başladılar. O adam annemi yine dövdü. Annem karşılık veremeyecek kadar güçsüz durumdaydı. Ayırırken bana da vurmuştu. Karın boşluğuma sert bir darbe yemiştim. Yerde Helena'nın yanında yatıyordum kıvranmış bir şekilde. Annemi dövmeye devam etti. O kadar çok dövdü ki Annem baygın düştü. Yani ben öyle sanıyordum. O gece annemi döve döve öldürdü o adam ve ben hiçbir şey yapmadım. O da bayıldığını sanıyordu. Bir süre sonra odasına gitti. Helena sesler yüzünden daha çok ağlamaya başladı. Ve bende ağlıyordum. Hemde hıçkıra hıçkıra. O adam gittikten sonra koşarak annemin yanına gittim. Uyanmasını söyledim. Fakat uyanmadı. Uyanamadı. Hâlâ annemi uyandırmaya çalışıyordum. Öldüğünün farkında olmadan. Hastaneye gitmesi gerektiğini biliyordum. Ama o adam asla götürmezdi annemi. Hele ki annemi bu duruma o sokmuşken. Çok uzun olmayacak bir süre geçmişti. Artık uyanması gerekiyordu ama uyanmıyordu. Koşarak komşumuza gittim ve olanları anlattım. Annemin hala uyanmadığını söyledim. Hemen bizim eve gelerek annem için ambulansı aradı. Hâlâ uyanmamış olması beni çok korkutuyordu. Öyle de oldu. Korktuğum başıma geldi ve annemi o gece kaybettim. Ambulans ekibi geldiğinde müdahale için salona girdi. O adam sese uyanmıştı. O da geldi. Sağlık çalışanlarını görünce evden çıkarmaya çalıştı. Fakat dinlemeden annemin yanına geldiler. Adam hâlâ çıkarmaya çalışıyordu. Ta ki sağlık görevlisinin 'yaşamıyor' demesine kadar. O anı asla unutamıyorum. Gözümün önünden gitmiyor. Sadece kitlendiğimi hatırlıyorum. Ne tepki veriyordum ne de ses çıkarıyordum. Zaten kötü olan hayatımın artık olmadığını anlamıştım. Kendimden çok sevdiğim annemin artık yanımda olmayacağını anlamıştım. Ve biliyor musun o gün hiç ağlamadım. Ağlayamadım."

Bunları anlatırken ağlıyordu. Feci bir şekilde hemde. Ve ben şok olmuştum. Ne söylemem gerekiyordu? Bilmiyordum. Zaten şok içerisindeydim ve onun ağladığını görüyordum. İki yandan zorlayıcı şeylerdi bunlar.

Normalde sulu göz biri değilim ama Taehyung'u bu durumda görünce ve de yaşadıklarını duyunca gözlerim dolmuştu. Onun gibi birinin böyle şeyler yaşadığını tahmin etmezdim.

"Hapse girmedi mi?" sessizliği bölmüştüm bu sorumla. "Girdi, zaten o yüzden şuan yaşıyor. Onu öldürmeye yemin ettim."

"Yeni mi çıkmış?"

"Sayılır, yaklaşık 2 aydır çıkmış. Beni arıyormuş, ve buldu artık."

"Peki ne istiyor senden?"

"Onu affetmemi. Onca yaptığı şeyden sonra onu affetmemi istedi benden."

"Affetmeyeceksin."

"Onu öldürmek istiyorum. Fakat o çoktan ölmüş. Hapishanede iyi şartlar altında yaşamamış, Bir sürü hastalığı olmuş, ama içimdeki his onu ebediyen öldürmek istiyor."

"Bunu yapacak mısın?"

"Onu gördüğümde hatta ismini bile duyduğumda aklıma annem geliyor. Onu dövdüğü, göz yaşları ve daha bir sürü boktan şey. Bu düşüncelerle tek yapmak istediğim onu öldürmek." diyerek yatağın ucundan kalkıp yatağa girdi. Üstüne pikeyi örtüp kafasını diğer tarafa çevirerek ağlamaya devam etti. Onu bu halde görmek içimi parçalıyordu ama yalnız da bırakamazdım onu. Yanı başında olmam gerekiyordu.

Yattığı yere doğru gidip yatağa oturdum çok geçmeden kafasını bacağımın üstüne koydu. Şuan yanımda normal halinden eser yoktu. Küçük bir çocuk gibiydi. İncinmiş ve güçsüz küçük bir çocuk gibi.

Bir süre sonra uyuya kaldı. Saçlarını okşadım. Gözünden akan yaşlar yanağını ıslatmıştı. Elimle temizledim. O da uyumaya devam etti.

Yerimden bir an olsun kıpırdamamıştım. Uyurken de çok yakışıklı görünüyordu, her zamanki gibi...

Yavaş yavaş gözlerini açıyordu. Başında beni görünce gülümsedi. Gözlerini tam açmamıştı ve Tanrı şahit acayip tatlı duruyordu. Bacağımın üzerinden kalktığında bacağımın uyuştuğunu hissettim. Yatakta oturur vaziyette duruyordu. Çenemden tutup beni kendine yaklaştırarak dudağıma öpücük kondurdu.

Daha iyi görünüyordu ama yine de ona sormak istedim. "Daha iyi misin?"

"İyiyim sanırım." diyerek yanıt verdiğinde gülümsedim. "Ben aşağıya ineyim de korumaları tembihleyeyim" dediğinde "Ne için?" diye sordum.

"Helena buraya geldiğinde bir şey söylemesinler. Bu olanlardan onun haberi yok ve olmamalı." diyerek cevap verdi. "Yani bir babası, yani şey o adamdan ve yaptıklarından haberi yok mu?" diye sorduğumda "İkisininde küçükken kazada öldüğünü sanıyor. Böyle söyledik ona."

"Sizi kim büyüttü peki?" diye sordum.

"Teyzem."

"O nerede şimdi?"

"Annemin yanında."

BÖLÜM SONU! Bölümü yazarken resmen ağladım. Ciddili ağladım. Bu kadarına gerek var mıydı bilmiyorum ama içimden geldiği gibi yazdım. Aklımdakiler bu yöndeydi. Kötü bir çocukluk hikayesi yazmak istedim. Becerdim gibi geldi. Umarım beğenmişsinizdir. Sizleri seviyorum. Hoşçakalın⭐

IG: dylanneess

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DANGEROUS LOVE - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin