Senin için yaşıyorum Jeon

870 94 81
                                    

Selamm ben geldim diğer bölümü beğenmişsinizdir umarım gerçi kötü olaylar oldu ama olsun jwnskwhjaj neyse oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar sizleri seviyorumm

Bakışlarını bir anda bana çevirdi. "Sen kimsin?"

Konuşmak bile gelmiyordu içimden ama çok ciddi bir şekilde sormuştu. En azından koruması olduğumu söyleyebilirdim.

"Ben bay Kim'in yeni korumasıyım" dediğimde kaşları ufaktan çatıldı.
"Abim vurulduğunda yanında olan sırık mısın sen?" tanımıştı galiba ama neden sırık dediğini anlayamamıştım. "Neden sırık dediğinizi öğrenebilir miyim?" diye sorduğumda "Abim vurulduğunda sırık gibi durmuyor muydun?" dedi.

Böyle olmasını istemezdim. Ama bana bunu söylemesi kendimi suçlu hissettirdi. Belki de suçluydum gerçekten. Eğer orada Taehyung'u koruyabilseydim bunlar olmazdı. Cevap bile veremedim. Haklıydı.

Başını diğer korumalara da dönüp "Eğer abim bu durumdan çıkamazsa size cehennemi yaşatırım!" dediğinde hepimiz duraksadık. "Anladınız mı beni!" diye bağırdığında diğer korumalar başlarını olumlu anlamda yavaşça salladı.

Taehyung yoğun bakıma alınalı epey bir süre olmuştu. Ama hala uyanamamıştı. Bu durum beni tedirgin ediyordu. Bir an önce uyanmasını istiyordum. Onu bu halde görmek içimi acıtıyordu.

Önümden bir doktor geçip yoğun bakıma girdi. Taehyung'u kontrol edecekti herhalde. İçeriye her ne kadar girmek istesem de yasaktı. En azından şimdilik.

Camdan izlemeye devam ettim. Taehyung'un kız kardeşi de yanımda seyrediyordu. Doktor kontrollerini yaptı ve odadan çıktı. Taehyung'un kız kardeşi hemen lafa atıldı. Aslında ben soracaktım ama benden önce davrandı.
"Abimin durumu nasıl?"
"Şuan daha iyi ama bir süre daha müşahede altında kalması gerekiyor. Yarası derin" diyip duraksadı. Daha sonra "Geçmiş olsun" diyerek gitti.

Helena orada olan bir koltuğa gidip oturdu. Ellerini saçlarında gezdirdi. Koyu kırmızı saçları vardı. Oflamaya başladı daha sonra. "Bütün bunların beterini yaşatacağım sana şerefsiz" Albert denen adama söylüyordu galiba.

Saat epeyce geç olmuştu gözlerim yanıyordu. Uykusuzdum, açtım. Ama buradan bir yere ayrılmak istemiyordum. Her an bir şey olacakmış gibi.

Korumalardan biri yanıma geldi ve "Jungkook yemek almaya gideceğiz istediğin bir şey var mı?" diye sordu. Kafamı iki yana salladım. "Hiçbir şey yemedin bayılıp düşeceksin burada" dediğinde "İstemiyorum" dedim. "Neyse ben bir şeyler alırım sana" diyip Helena'nın yanına gitti. "Efendim sizin istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu. "Hayır istemiyorum" dediğinde koruma başını sallayarak "Peki efendim" diyerek gitti.


~

Hala öylece durup Taehyung'u seyrediyordum. İçeri giren doktorlara nasıl olduğunu sorduğumda hep aynı cevapları alıyordum.

Bir ara kafamı Helenaya çevirdiğimde uyuya kaldığını gördüm. Koltukta dizlerini karnına doğru çekmiş şekilde uyuya kalmıştı. Öyle uyumaya devam ederse vücudu tutulacaktı. Ama uyandırmak ta istemiyordum. Kızabilirdi. Yinede onu böyle bırakmak doğru değildi.

Helena'nın yanına gidip omzuna yavaşça dokunup dürttüm. Başta uyanmadı bende daha hızlı dürttüm. Bu defa uyandı. Etrafına uykulu gözlerle baktı önce, sonra "Ne oldu? Neden uyandırdın? Abim mi uyandı?" diye art arda sorular sordu. "Hayır sadece böyle uyursanız vücudunuz tutulacak. Siz isterseniz evinize gidin orada uyuyun, biz buradayız" dedim. "Hayır istemez, bende burada kalacağım" dedi. "Peki siz bilirsiniz" diyerek eski yerime geri gittim.

DANGEROUS LOVE - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin