Şirkette 3. günüydü 1. günüyle hiç alakası yoktu ne gerginliği vardı ne de stresi.
Kendisine verilen dosyaları geçirip fotokopisini çıkartmak için fotokopi odasına geçti.
Orada fotokopi çeken Minho vardı yine ona denk gelmişti. "Merhaba." Selamlaştılar.
Minho Chan'ın elindeki dosya kağıdını görünce elini uzattı. "Benim işim bitti. Ver seninkini koyayım makineye."
Chan uzatıp verdi eline ve beklemeye başladı. "Stajyer misin?" Dediğinde Minho gülüp.
"Müdür yardımcısıyım." Chan kaşlarını çatıp baktı kendisine. "Özür dilerim bilmiyordum."
"Zamanla öğrenirsin kimin ne pozisyonda olduğunu. Al bakalım kolay gelsin."
Kağıdı alıp Minho'nun arkasından baktı. Ve düşündü babasının yardımcısını aramakla başladı.
Elindeki dosyayla beraber kulağına dayadığı telefonla gergin bir şekilde beklemeye başladı.
2-3 Çalışta telefonun açıldığını duydu. "Merhaba Chan Bey." Kendisi derin bir nefes alıp verdi.
"Merhaba Bay Park, senden bir şey isteyeceğim, ama babamın haberi olmasın olur mu?"
"Tabii sizi dinliyorum, nedir sorun olarak?" Chan içinden geçireni söylemek istedi ama asla yapamazdı. 'Sorun değil hayırlı bir vesile olacaksın.'
"Lee Minho adındaki bir çalışanı araştırmanı isteyeceğim hakkında müdür yardımcısı olduğunu öğrendim."
"İsteğinizi gerçekleştireceğim efendim, sizinle tekrar irtibat kuracağım."
Telefonu adamın yüzüne kapatıp dosyayı elinde sallayarak masasına doğru ilerlemeye başladı.
Kendisine baktığını biliyordu ama görmezden gelecekti. "Bay Chan.. bakar mısınız?"
Kendisine seslenen diğer stajyerlerden birisi seslenmişti. "Geliyorum 1 saniye lütfen."
Dosyayı masasına bırakıp sebilin olduğu tarafa ilerledi. "Bayan Park sizi dinliyorum."
Kadın cilveli tavırlarıyla saçlarını kulağının arkasına koyarak flörtleşme hareketlerini yapıyordu.
Bunu anlamayacak kadar saf olan Bang Chan belki de iyi biridir diye bir şey demedi.
"Bu bilgisayardaki dosyayı açamıyorum bana yardımcı olur musunuz?"
Bang Chan tam fareyi eline alıp sürükleyecekken omzunda bir el hissetti.
Duraksayıp arkasındaki kişiye baktığında Minho'nun olduğunu gördü.
"Masana geri döner misin Bay Bang." Chan anlamamış gibi baktığında Minho'nun kaşları çatılmıştı.
Hemen kadının ve Minho'nun yanından gidip masasına oturdu.
"Su-Yeon lütfen iş dışında insanları alı koyma. Bu sana son uyarım olsun."
Kadının yüzü düşmüştü bir şey demedi hemen önüne döndü.
Minho'da çok geçmeden yerine geçti ve sinirli bir tavırla Chan'ın yüzüne baktı bir şey demedi.
"Dosyayı attım incelersiniz." Dedi Chan çıkış saatine geldiği için eşyalarını toparlayıp.
Tam kalkıp gidecekken Minho durdurdu. "Kimse kalmadığına göre sana bir uyarı çekmem gerekiyor."
"Anlayamadım Bay Lee?" Minho ayağa kalkıp bir kaç adım masanın etrafında döndü.
"Tamam ilk işin ama bazı kuralları unutuyorsun, sana hatırlatmam gerekiyor belli ki."
"Bilmeden bir şey mi yapmış bulundum, eğer öyleyse affedin beni özür dilerim."
"Büyütülecek bir mesele değil ama, bir daha yapmazsan sorun olmaz."
Chan ciddi bir yüzüyle Minho'nun diyebileceği şeyi bekledi.
Kollarını birleştirip düğüm yaptı Minho. "O kadın iş saatinde seni gereksiz bir şey için çağırdı."
Durdu ve yumuşak bakışıyla Chan'a baktı. "Ve seninle açık açık iş saatinde flörtleşiyordu."
"Bunu anlamamıştım cidden." Minho sıkıntılı bir mırıldanma sesi çıkarttı.
"Çok temizsin senin böyle ortamda harcanmanı istemiyorum, bundan sonra seni koruyacağım. Benden habersiz bir iş yapma haber ederek yapmayı dene."
"Peki dediğiniz gibi yapacağım çok özür dilerim." Minho tekrar masasına geçip oturdu.
Ekrana dikti gözlerini ve gülümseyerek. "Yarın görüşmek üzere iyi akşamlar Bay Bang."
Chan çantasını omzuna takıp gülümsedi başını eğip. "İyi akşamlar~"
Minho'nun aslında demek istediği:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i fell in love with my boss's son. (minchan)
FanfictionBang Chan babasının istediği gibi şirkete başlamaya karar verdi. Kimse babasının Bang Geum-Soo olduğunu bilmeyecekti soyadı farklı bir şekilde girecekti. Girdiğinde stajyer olarak başladı ve zamanla insanların gözüne sıradan bir insan olarak geldi...