eighteen

67 10 0
                                    

Dedektif ile kliniğin oradaydı parka baktı gözleri dolmuştu ama hemen dikkati dağıldı.

"Annenin burada olduğundan emin misin? 2 Yıl olmuş buranın kapanması."

Chan zor yutkunmuştu ve gülümseyerek. "Eminim burada." Aşağıdaki kapıyı ittirip açmıştılar.

Son kata geldiklerinde kapının şifreli olduğunu gördüler. "Kapıdan uzak dur, benim gözükmem iyi olur."

Chan başıyla onaylayıp aşağıya inen basamağın 2. katında durdu. "Kim o?"

Kameralı zile baktı adam ve gülümsedi. "Yemek siparişi." Elindeki kutudaki tavukları gösterdi.

"Sen mi söyledin yemeği?" Hemşire kadına seslendi adam. "Evet acıkmıştım."

"Tamam açıyorum. Ödedin mi yemeği." Kadın başıyla onayladı.

Kapı açıldığında dedektif silahı doğrulttu adama. "Ne yapıyorsun!" Diye bağırmıştı.

"Görevimi yapıyorum Gir içeriye!" Adamın ensesinde tuttu silahı.

"Anne neredesin anne?" Diye etrafa bakındı Chan. "Gel benimle." Kadının dediğiyle onu takip etti.

Odanın şifresini girip açtı ve annesinin ayakta olduğunu gördü. "Tanrıya şükür." Dedi

"Oğlum." Annesine kocaman bir şekilde sarıldı ve bırakmak bile istemedi ama buradan gitmeleri şarttı.

"Anne çabuk gidelim buradan." Annesinin elinden tutup çıkışa yöneldiler.

"Annemi güvenli yere götürüp karakolda görüşelim." Adam başıyla onayladı.

"Ekipleri bekliyorum, sen git annenle." Chan gülümseyerek dolu gözleriyle annesiyle parkın o tarafına gitti.

"Anne sana bir şey yaptılar mı?" Kadın başıyla reddetti. "Baban o kadar yürekli bir insan değil."

"Peki babam ne istiyor senden." Kadın burukça gülümsedi. "Şirketi servetimi."

"Senin olanı geri alacağız. Merak etme ben varım yanında."

Kadın gülümseyip Chan'ın koluna başını koydu ve yol boyunca yolu seyretti.

i fell in love with my boss's son. (minchan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin