twenty-five (finish)

61 9 5
                                    

Chan yataktan kalktı ve alarmı kapatıp üzerini değiştirdi.

Telefonunu eline alıp bildirim var mı diye baktı yok olduğunu görünce yatağının üzerine bırakıp.

Saçlarını düzeltti telefonu ve cüzdanını alıp odasından çıktı aşağıya indi.

Salonda masada babasıyla annesi karşılıklı yemek yediğini gördü.

Gözleri dolmuştu en son 16 yaşındayken annesiyle babasını böyle baş başa yemek yediklerini görmüştü.

"Günaydın neden kapı da dikeliyorsun gelsene." Babasının seslenmesiyle geldi ve annesinin yanağından öpüp boş sandalyeye oturdu.

"Annenle dün epeyce konuştuk bir sonuca vardık." Chan gergin bir şekilde dinlemeye başladı.

"Şirketi sana devrediyoruz ve hayatını yoluna koyman için her şeyi yapacağım annenle beraber."

"Bu nereden çıktı?" Dedi Chan sinirli bir ses tonuyla. "Bu şirket başından beri senindi. Sadece aptallığım yüzünden kaybetmek istememiştim."

"Annemin senden boşanacağı gibi mi?" Chan her şeyin farkındaydı.

"Oğlum." Dedi kadın ve babası konuşmaya başladı. "Öyle diyelim öyle olsun, demek istediğim şu oğlum. Bugün şirketin başına senin geçtiğini duyuracağım toplantı da."

"Sebepsiz yere başa geçmem ben, bir şey var değil mi bunun karşılığında?"

Babası başıyla reddetti. "Bir şey yok gerçekten, artık ailemle kötü olmak istemiyorum yaptım bir hata ama geri dönüşü olmalı değil mi?"

"Anne bu adama nasıl güvenirsin?" Dedi annesine bakarak.

"Oğlum baban samimi yalan söylemez neden söylesin ki?"

Ayağa kalktı Chan masanın etrafından dolaştı. "Ben.." Dedi ve kapıya doğru yöneltti adımlarını.

"Benim düşünmem gerek." Babasını dinlemeden evden çıkıp gitti.

Taksiye el kaldırıp bindi. "*** konuma." Taksici sürmeye başlamıştı.

"Üzerine gitmeyelim, zaten verebileceği tepki böyle olmalıydı." Dedi Annesi.

"Tamam şimdilik bunu görmezden geleceğim Yoona." 

Chan söylediği adrese gelmişti Taksicinin parasını ödeyip arabadan indi.

Evin bahçe kapısından geçip kapıyı çaldı. Çok geçmeden kapı açılmıştı.

Dağılmış saçlarıyla yeni uyanmış olduğunu anlamıştı Minho'nun.

"Chan?" Şaşırmıştı beklemiyordu kendisinin sabah sabah gelebileceğini.

"Haber vermeliydim, üzgünüm habersiz geldiğim için."

Minho gülümseyerek eliyle reddetti. "Hayır sorun değil gel lütfen."

Kapıdan çekilip içeri girmesini sağladı. "Hoş geldin." Chan gülümsedi ve kanepeye oturdu.

"Hoş buldum, bir sorun yok değil mi?" Minho gülümsedi ve başıyla reddetti.

"Hayır sonunda bir sorun yok. Sadece iş aramaya başlayacağım." Chan düşündü ve bunu söylemeli miydi bilmiyordu.

"Şu an çalışmasan?" Minho başını yere eğdi. "Çalışmak zorundayım." 

Chan daha fazla bir şey demedi ve sustular 2 dakika sonra.

Minho ayağa kalktı ve. "Kahvaltı edeceğim aç değilsen benimle birlikte eder misin?"

"Olur." Minho'nun peşinden mutfağa doğru ilerledi. "Yardım lazım mı?" Minho başıyla onayladı.

Beraber yemeği hazırladılar sofrayı kurup oturup yemeye koyuldu ikisi de.

"Ben dayanamıyorum söyleyeceğim artık." Diye başladı cümleye Chan.

"Ne oldu?" Minho şaşkın yüzüyle baktı Chan'a.

"Babamla annem şirketi bana bırakacak." Minho şaşırmış bir şekilde gülümsedi.

Chan'ın boynuna sarıldı Chan'da sarıldı. "Sence kabul etmeli miyim?"

Minho sarılmayı kesip Chan'ın gözlerinin içine baktı ve dudaklarıyla dudaklarını mühürledi.

Geri çekilip başını sallayıp. "Kabul etmelisin.. bu süper haber." 

"Peki benimle ayrı eve çıkar mısın?" Minho şaşırdı Chan öpmek için yaklaştığında Minho Chan'ın dudaklarına ve gözlerine gidip geldi.

"Evet!" Öpüştüler.

Yaklaşık 1 Yıl Sonra:

Chan şirketin başına geçeli neredeyse 8 ay oluyordur işler yolunda gitmeye devam ederken sekreteri Minho içeri girer.

"İstediğiniz dosyalar hazır efendim." Chan etrafa bakındı ve Minho'nun poposunu sıkıp.

"Şu arkada yarım kalan işimizi halletmeye ne dersin?" Minho'nun yüzü kızarmaya başlamıştı.

"Bunu evde halledebiliriz.. gören olacak." Chan omuz silkti ve Minho'yu kucağına oturttu.

"Şu an hiç umurumda değil." Minho'yla tam öpüşeceği sırada kapı tıklatıldı.

Hemen Minho kucağından kalkıp dosyayı uzatıp kapıya yöneldi.

Chan göz kırpıp.. "Peki Minho bey yerinize geri dönebilirsiniz."

Minho kapıyı açıp içeriye başka bir çalışan girdi. "Efendim girebilir miyim?"

"Buyur Bay Park." 


Okuduğunuz için teşekkür ederim angst bir kurguya benzediyse de kusura bakmayın elimden gelen bu kadardı zaten bitirmek gibi derdim yoktu ama şu sıralar çok yoğunum ve bunu bitirip Minsung fanfic yazacağım umarım onu da okursunuz. Görüşmek üzere hoşça kalın.


🎉 i fell in love with my boss's son. (minchan) hikayesini okumayı bitirdin 🎉
i fell in love with my boss's son. (minchan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin