Chan eve girer girmez hemen kendisini annesinin odasında buldu ama annesini görememişti.
Kendisini bekleyeceğini biliyordu hatta 'beni buradan götür' demesine rağmen kendi başına gidemeyeceğini de biliyordu.
İçi içini kemirmeye başlamıştı bu işte iş vardı, babasını aradı ve 3 çalışta meşgule alınmıştı.
Anladı ve hemen Minho'yu aradı her şeyi biliyordu bunu biliyordu.
"Alo?" Karşıdan boğuk sesi işitmişti Chan. "Bana yalan söylemeden dediklerimi cevaplayabilir misin?"
"Anlamadım bir şey mi oldu?" Chan derin bir nefes alıp verdi. "Annemi odasında bulamadım, babamın parmağı olduğunu düşünüyorum."
"Emin misin? Bunu neden yapsın ki baban." Chan daha fazla konuşmak istemiyordu.
"Anlaşılan hiç bir şeyden haberin yok, konuşmayı sonlandırıyorum."
"Dur bir dakika bekle. Şimdi sırası değil ama benden artık nefret etme."
"Şimdi cidden sırası değil Minho." Aramayı sonlandırıp hemşireyi aradı ama ona da ulaşamadı.
Eli kolu bağlı duramazdı tekrar babasını aradı açmadı yanındaki sekreterini aradı.
Sonunda açılmıştı karşı taraftan. "Lafı dolandırmayacağım annemin nerede olduğunu biliyorsan lütfen söyle."
"Efendim söyleyemem çünkü bilmiyorum gerçekten de." Chan deli olmuştu nasıl olabilir bunlar.
"Eğer babamdan korkupta söyleyemiyorsan merak etme haberi olmayacak. Sadece iyi olup olmadığını bilmek istiyorum annemin."
Adam 2 saniye konuşmamıştı ve. "Baban annenizi küçük bir kliniğe kapattı bir süre burada olacağını söyledi."
"Kliniğin nerede olduğunu sorsam yanıt alabilir miyim?" Chan derin nefes aldı.
"Bunu maalesef söyleyemem efendim." Chan bir şey demedi ve yüzüne kapandı arama.
Arayan Numara Lee Minho
Cevapla / Cevaplama
"Ulaşabildin mi?" Chan bir şey demedi ama nefesini sesli bir şekilde dışarıya verdi.
"Neden bu kadar merak ediyorsun?" Minho bir şey diyemedi. "İyi olmanı umut ediyorum."
"Ben iyiyim zaten, aramadığın sürece de daha iyi olacağım." Minho sinirlenmişti ama belli etmek istemiyordu.
"Tamam sakin olduğunda iş yerinde görüşürüz olur mu?" Chan cevap vermek yerine konuşmayı sonlandırdı.
Belki de yanlış yapıyordu bütün bunları unutup yeni sayfa açabilirdi onunla kendi arasında.
Ama inadını asla kıramayacak gibiydi, babası yüzünden her şey alt üst oldu.
Gelen aramada babasıydı sonunda kendisine ulaşabiliyordu.
"Alo?" Chan gergin bir şekilde ses verdi. "Defalarca aramanın sebebi ne? Bir şey mi oldu."
"Evet bir şey oldu. Annemi odasında bulamadım." "Onu Amerikaya gönderdim daha iyi bakılması için."
"Bana haber vermeden mi baba." "Evet.. niye haberin olmasını istiyordun. Nasıl olsa her şey senin başının altından çıktı."
"Anlayamıyorum annemin bu hale gelmesinin eseri ben miyim yani?"
Adam sustu ve konuyu değiştirdi. "Bunları eve gelince konuşalım, şimdilik hoşça kal."
Telefonu yatağa attı ve duvara yumruk attı. "Kahretsin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i fell in love with my boss's son. (minchan)
FanfictionBang Chan babasının istediği gibi şirkete başlamaya karar verdi. Kimse babasının Bang Geum-Soo olduğunu bilmeyecekti soyadı farklı bir şekilde girecekti. Girdiğinde stajyer olarak başladı ve zamanla insanların gözüne sıradan bir insan olarak geldi...