fifteen ☆

121 16 4
                                    

Minho bütün gece uyuyamamıştı sabahlamıştı resmen.

Chan eve gelen babasıyla konuşmak için aşağıya indi ve sinirini gizlemek için elinden geleni yaptı.

"Neden Annemi götürdün buradan? Bana hem de sormadan."  Adam sinirli bir şekilde içkisini masaya bıraktı.

Ve gözlüğünü çıkartıp gözlerini ovaladı. "Sana ne zamandan beri hesap veriyorum ben?"

Adamın dediği son derece de haklıydı kendince. "Baba ben onu kast-" Cümlesini tamamlayamadan adam ayağı kalkıp bir tane tokat geçirdi Chan'a.

Chan olduğu yerde kalıp bir şey yapamadı gözlerinden bir damla yaş aktı.

"Baba haddini aşıyorsun aşma!" Diye bağırdı ve bir adım geriye gitti tekrar tokat yememek için.

Adam içkisini kafaya dikip içti ve elinin tersiyle ağzının kenarındaki suları sildi.

"Çık odana yeterince haddini aşan sensin. Gözüm görmesin seni."

Öfke barındıran yüzüyle baktı babasına ve aralarındaki boşluğa tükürüp yanından gitti.

Eşyalarını toparlayıp odasından valiz ile çıktı ve aşağıya valizi eline alarak indi.

"Bu evde bu saatten sonra duramam Annem yoksa sende yoksun benim için."

Adam alaycı bir şekilde gülüp. "Nereye gideceksin gecenin bu saatinde?"

"Buradan daha iyi bir yer olamayacağı kesin. Ama senden uzakta olmam daha iyi olacak."

Adam eliyle dışarıyı gösterdi. "Bu kapıdan çıktığın ân bu evi beni ve anneni unutacaksın."

"Orası pek mümkün değil ama deneyeceğim. Annemi de yanıma aldığım zaman seni yok sayacağıma yemin edebilirim."

"Anneni bulamayacaksın ve anneni unutacaksın." Chan bir şey demedi arkasını dönüp.

Evden çıktı gidecek yeri yoktu aslında aklında. Taksiye atlayıp cebindeki parasıyla bir hotelde kalabilirdi ama kalmak istemedi.

Eli telefonuna gitti ve Hyunjin'i aradı 2 çalışta meşgule alındı.

Başka arayacağı kimse yoktu aslında sekreter Kim'i aradı ve o da açmadı.

"Nereye gidiyoruz efendim?" Taksicinin sorusunu cevaplamak üzereyken telefonu çalmaya başladı.

Lee Minho Arıyor.

Cevapla / Cevaplama

Açtı ve karşı taraftan ses geldi hemen. "Neredesin?"

"Nereden öğrendin evden ayrıldığımı?" Minho öksürdü ve bir şey diyemedi.

"Şu an bunu konuşmayalım. Nereye gidiyorsun valizinle?"

"Bilmiyorum gidecek yerim yok." Minho düşündü ve konuştu.

"Bana gel."  Chan düşündü ve başıyla reddetti. "Gelemem hayır."

"Babanın söz veriyorum haberi olmayacak. Lütfen gidecek yerin de yok zaten."

"Konumunu at o zaman." Minho sevinmişti ve konumu hemen atıp. "Bekliyorum."

"Görüşürüz." Diyerek aramayı sonlandırdı Chan ve taksiciye konumu gösterip oraya sürdü.

45 Dakika sonra konuma gelmişti taksiciye parayı verip valiziyle birlikte indi arabadan.

Telefonu açıp Minho'yu arayınca hemen açtı Minho. "Evinin önündeyim."

i fell in love with my boss's son. (minchan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin