27. Bölüm

726 41 63
                                    

Feride'den:

Ahmet'e mesaj atmam tabiki bir işe yaramamıştı. Çünkü telefonu sessizde, uçak modundaydı..

Bu izleme olayı yaklaşık on dakika daha böyle devam etti. Kız en sonunda cesaret toplamışcasına Ahmet'e döndü.

Ahmet'i yavaşça dürtmesiyle Ahmet uyandı. Salak! Öyle uyandırılır mı!? Neyse, o öyle uyrandırsın zaten.

Bir şey konuştular. Kısa bir süre gülüştüler. Ne oluyor ya!? Ben bu Ahmet'i parçalarım!

Ben hâlâ gözümü kırpmadan onları izlerken Sıla, beni dürttü.

"Aşkım, şuraya doğru bir fotoğrafımı çeksene. Bakayım iyi çıkacak mı." Dedi.

Başımla onaylayıp telefonunu aldım, cam kenarına dönüp fotoğraflarını çektim.

"Ben de seni çekeyim mi?" Dedi fotoğraflara bakınca.

"Yok aşkım. Alaçatı'da bol bol çekiliriz zaten." Dememle onayladı.

Ben de yine Ahmet'lere döndüğümde sohbet etmeye devam ediyorlardı...

Ahmet'ten:

Uçaktayken ben diğerlerinden ayrı oturmuştum. Bir ara gözlerimi dinlendirirken yanımdaki kadın beni dürtmüştü. Ne olduğunu sorduğumda beni bir yerden gördüğünü söylemişti. Kendisi Rusmuş. Bir süre sohbet ettiğimizde sohbeti sarmıştı. Sıkılmamıştım yani. Her neyse, İzmir'e neden gittiğini sorduğumda Türkiye'nin bazı şehirlerini gezmeye çıktığını söyledi.

Benim Türk olup olmadığımı sorduğunda tabiki ‘evet’ yanıtını verdim. Kadının adı Maria'ydı. Benden telefon numaramı istedi. Nedenini sorduğumdaysa Türk tanıdığı olmadığını, gezisi sırasında yardıma ihtiyacı olabileceğini söylemişti. Hayır diyecek hâlim yoktu.. Kabul ettim, numaralarımızı verdik...

Sonunda uçaktan inmiştik. Valizlerimizi de aldığımızda kiraladığımız araçların olduğu yere doğru gidiyorduk.

Feride, yanıma geldi.

"Uçak yolculuğun nasıl geçti Ahmetciğim!?" Dedi valiz olmayan eliyle kolumu sıkarak.

"Ne oluyor be!?" Dedim kolumu aşırı sıktığı için.

Tırnaklarını geçirmişti çünkü!

"Sana sormalı! Uçak yolculuğun nasıldı dedim ya!" Dedi.

Anlamadan baktım.

"İyiydi, senin?" Dedim.

Güldü.

"Mükemmeldi ya!" Diyerek sırtıma vurdu.

"Tövbe tövbee!" Dedim arkasından.

Sıla ve Aysude'nin yanına gitti.

Arabalara ulaşmıştık. Benim kiraladığım arabaya Sıla, Aysude ve Haldun bindi. Emre'nin kiraladığı arabaya Feride ve Fatma bindi. Mert'te kiraladığı arabaya Elvin'le bindi.

Hep beraber konvoy hâlinde kalacağımız villaya, Alaçatı'ya doğru gitmeye başladık.

"Of ne kadar sıcak ya!" Dedi Sıla arkadan, camı açarken.

"Harbiden ya! Direkt denize mi girsek!?" Dedi yan koltuğumdaki Haldun.

"Abartma lan. Klima falan açarız gider gitmez. Bir kendimize gelelim de, deniz falan öyle." Dedim.

AhFer"Kırmızı Limon" (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin