Alternatif final

195 8 0
                                    

Belinay'ın anlatımıyla

Doğuma son bir kaç gün kalmıştı artık kasılmalarım artmıştı. Bende Baran da kızımızı görmek için çok heyecanlıydık. Onu bir an önce kucağıma almak istiyordum açıkçası daha fazla sabretmeye gücüm kalmamıştı. Dün gece çok fazla ağrım olduğu için Baran sabaha kadar benim başımda beklemiş, hiç uyumamıştı. Bu sebepten dolayı sabah kalktığımda onu uyandırmadım. Her sabah olduğu gibi bugün de ilk önce banyoya gittim. Elimi soğuk mermerin üzerine koydum ve kendimi mermere yasladım hayat çok garipti, hiç düşünmediğim bir adamla evlenmiş üzerine o adamdan bir çocuğa sahip olmuştum. Tüm bunlar beni derinden etkiliyordu. Fakat bir şey öğrenmiştim ki hayatta hiçbir zaman büyük konuşmamak gerekiyormuş. Düşünceleri bırakıp aynaya baktığım sırada iyice büyümüş olan karnımı gördüm, yavaşça ellerimle karnımı sardım.

"Annecim..." Diye fısıldadım kendi kendime. "Annen seni çok seviyor biliyorsun değil mi?"

Ben karnıma bakarak kendi kendime bir şeyler fısıldarken boynumda bir nefes hissettim, bu Barandı. Arkamda onu görünce kendime güvende hissetmiştim.

"Güzelim.." diye fısıldadı kulağıma doğru. "Ne yapıyorsun burada, iyi misin?"

"İyiyim." Dedim tebessüm ederek.

Baran burnunu boynuma doğru koymuş öyle nefes alıp veriyordu 2 eli de karnımı sarmıştı. Onun bu halleri benim hoşuma gidiyordu.

"Herkes parasetamol bir tek sen morfin.." diye fısıldadım.

Önce bu söylediğim şey dolayısıyla şaşırmış ama sonrasında hiç ödün vermeden cevap vermişti. "Romantik karım, duygularımızdan ne zamandan beri bu kadar açık sözlüyüz? Belinay hanım benim yeni haberim oluyor da." Göz kırpmıştı.

"Sakinleştiricim.." dedim.

"Güzel karım." Diye yanıtladı. "Kahvaltı yapalım hadi, senin son zamanlarda kendine ve sağlığına daha fazla dikkat etmen gerekiyor biliyorsun."

Her ne kadar bu aralar yemek yiyecek mecalim olmasa da onu kırmak istemiyordum bana bir şey olma düşüncesi bile onu perişan ediyordu çünkü. "Tamam..." Dedim sessizce.

Baran sağ elini belime atarak ona tutunup daha rahat bir şekilde yürümemi sağladı, aşağıya indiğimiz sırada beni yemek masasının sandalyesine oturtarak arkama yastık verdi. Baran'a baktığımda arkasını bana doğru dönmüş bir şekilde tezgahta bana taze portakal suyu sıkıyordu. Hamileliğin boyunca bana çocuk gibi bakmayı asla ihmal etmemiş, bu durumdan hiç şikayet etmemişti.

Büyük bardakta olan portakal suyunu önüme doğru bıraktı. "İç bakalım güzelim."

Başımı onu onaylarcasına salladım ve elime aldığım portakal suyunu yavaş yavaş birkaç yudumda bitirmeye Özen gösterdim.  Baran ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra konuşmaya başladı.

"Belinay.." dedi. Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra cümlesine devam etti. "Seni bu halde yalnız bırakmak hiç istemiyorum ama bugün önemli bir şirket toplantısına katılmam gerekiyor.." dediği sırada gözlerindeki o korkuyu hissedebiliyordum.

"Eğer.." dedi. "Eğer katılmak zorunda olmasaydım seni bu halde bırakıp asla gitmezdim biliyorsun."

Her ne kadar onun yanından ayrılmasını istemesem de gülümseyerek cevap vermeye çalıştım. "Sorun değil ben iyiyim merak etme, tabii ki katılman gerekecek o şirket senin şirketin sen olmadan toplantı olmaz ki.." dedim.

Baran benim bu kadar anlayışlı olduğumu görünce gözlerime bakıp gülümsedi. "İyiki sensin biliyor musun?" Gözleri gözlerimi 2. defa buldu. "İyi ki sensin doktor."

Kederli Aşk [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin