26. Bölüm

695 23 47
                                    

Belinayın anlatımıyla

Sabah kalktığımda Baran hâlâ uyuyordu. Banyoya doğru gittim ve işlerimi hallettim. Sonunda özel günüm sona ermiş ağrılarım azalmıştı. Kahvaltıyı dışarda yapmak istediğim için baranı uyandırmadan hazırlanmaya başladım. Duş aldıktan sonra üzerime güzel bişeyler giyindim. Baranı uyandırmak için yatağınızın kenarına yavaşça oturdum.

"Baran." Diye fısıldadım.

"Hı." Gözlerini açmıyordu.

"Günaydın." Gülümsedim. Gözlerini açıp beni hazır bir şekilde görünce hemen yeriden doğruldu. "Günaydın karıcım."

"Kahvaltıyı dışarda yapalım." dedim küçük bir çocuk gibi.

"Yapalım güzelim ama ben hazırlanayım olur mu?" dediğinde ayağa kalmış dolabı karıştırıyordu. Giyeceği kıyafeti alınca bana döndü yaklaştı ve sarıldı. Benim enerjik olduğumu görünce "reglin bitti mi?" diye sordu. Başımı salladım.

Gülümsedi. "Bitmesi iyi olmuş." Göz kırpınca ne demek istediğini anlamıştım.

"Baran." dedim uyarırcasına.

"Baran sana kurban olsun." Dedi anında. "Baran senin her zerrene kurban olsun."

Banyoya gitmişti. Baran hazırlanınca beraber arabamıza binip güzel bir restorana gittik. Baran sandalyemi çekti. "Buyrun hanımefendi." Kahverengi gözleriyle bana baktı. Sandalyeye oturdum. "Teşekkür ederim." dedim. Baran garsonu çağırdı.

"Masayı donat."

Barana hayretler içerisinde baktım bütün menüyü nasıl yiyecektik? Garson gidince söze girdim. "Baran saçmalama bütün menüyü nasıl yiyeceğiz?" diye sordum.

"Güzelim, şu bir kaç gündür doğru düzgün beslenmiyorsun farkındayım. O yüzden canın ne isterse ye lütfen." Çok düşünceliydi her zamanki gibi.

Garson bey siparişlerimizi getirdiğinde ilk önce tabaktaki salatalıktan aldım ve çatalı Baranın ağzına doğru uzattım. Gülümseyip küçük bir çocuk gibi verdiğim salatayı yedi.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Baran içecek bir şey istedi. Kahve istemişti Baran çay sevmiyordu. Elimdeki portakal suyunu içerken bizim masaya doğru birinin yaklaştığını gördüm gülümsüyordu. Heyecanla ben de ayağa kalktım. "Belinay güzelim." Der demez bana sarıldı.

"Senin burda ne işin var ya?" dedim gülerek. "Seni görmeye geldim." dedi.

Baran ayağa kalkmıştı. "Kardeşim hayırdır? Sen bi çeksene ellerini karımın üstünden." Olayı tamamen yanlış anlamıştı. Bana sarılan kişi kuzenimdi.

"Baran." Kolunu tuttum. "Anladığın gibi değil." Daha cümlemi bitirmeden kuzenim Burağa tokat attı.

"OLUM SEN KİMSİN DE BENİM KARIMA DOKUNUYORSUN LAN" bakamıyordum. Burağın yüzü kaç içinde kalmıştı.

"SENİ ÖLDÜRÜRÜM DUYDUN MU!" elini havaya kaldırdı tam yumruk atacakken dolu gözlerle önüne geçtim.

"Dur artık." dedim sesim ağlamaklı çıkmıştı. Burağa baktığımda ayağa kalkmıştı. Burnunu tutuyordu. Hemen onun sandalyeye oturmasını sağlayarak pansuman yapmaya başladım. "İyi misin?"

Burak acı çekiyordu. Bir yandan Barana baktığımda öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Belinay." Dedi sert sesiyle. "Napiyorsun adamı boşuna mı dövdüm saçmalama."

Çantamdan yara bandı çıkarıp Burağın burnuna bant yapıştırdıktan sonra Barana döndüm. "Baran, o beni, kuzenim sen ne hakla dövüyorsun ya!" Bağırıyordum.

Kederli Aşk [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin