•|SORGU 23.2|•

572 55 98
                                    

Nazende-Yağız, Efsun-Devrim ve Melek-Tolga bekleyenlerin partı 😂

Keyifli okumalar 🤍

🔗🔗🔗🔗🔗

•YAĞIZ•

Tolga'nın gece koşusuna çıkmasının üzerinden biraz geçmişti. Banu olmadığı için bu gece Nazende'yi onun kontrol edeceğini biliyordum. Yalnız kalmaması için çabalayacaktı.

Banu'yla Mithat'ı aradım sırasıyla. İkisinin de telefonları kapalıydı. Ben ikisinin birlikte olduğuna emindim. Telefonu iç cebime atıp oturma odasına çıktım. Devrim'le Seyfi'deki dinleme nöbetini alıp onları uyumaya yolladım. Bilgisayarın başına geçip kulaklığın tekini taktım. Diğer kulağım evi dinlemede olacaktı.

Muhtar'ın evi sıradan tanıdık ziyaretleriyle geçirmişti günlerini. Dikkat çekecek konuşmalar geçmiyordu evin içinde. Aynı şey Mahmut'un evi için de geçerliydi. Hiçbir cihazımıza kayda değer konuşmalar yakalanmıyordu. Sabri'nin tutuklanması sonrasında normal hallerine çok çabuk dönmüşlerdi. Rutin hayat telaşesi dışında hiçbir şey yoktu. Bu aklımdaki bir şüpheyi kuvvetlendiriyordu. Dinleme cihazlarımız ifşa olmuş olabilir miydi?

O halde onlar için en mantıklısı cihazlardan kurtulmak olacaktı. Herhangi bir detaylı temizlik süsü verilerek cihazlara denk gelmiş gibi yapıp onlardan kurtulabilirlerdi. Özel hayatının dinlenilmesini istemeyen biri bunu yapardı çünkü. Yapmıyorlardı.

Cihazların ifşa olması söz konusu olursa nasıl ortaya çıktıkları da gündemimize otururdu. Nazire Hanım'ın bizim Şebeke'nin peşinde olmamız hakkında kocasını uyarmış olabilir miydi? Bu bizim tüm amacımızı afişe ederdi. Nazire Hanım'ın son tehdidinden sonra mantıklı gelse de düşünmek istemediğim bir olasılıktı. Çünkü bizi açık etmesiyle tehdidi ömrünü yitirirdi. Kocasına amacımızı ötmesinden sonra dönüp bizi tehdit edeceği, yapacaklarımızı durdurabileceği bir şeyi kalmayacaktı elinde. Aklını kullanan bir kadındı Nazire Hanım. Kızı bizimle kalırken elindeki tek kozu öylece hiç etmezdi.

Öyleyse cihazların yerinin hiç bilinmemesi ihtimali de olasılık dahilinde olacaktı. Henüz onları dinlediğimizden bihaber de olabilirlerdi. Sadece gündemlerinde değildik. Sıradan hayatlarına devam ediyorlardı. Bu halde gündemlerinin tekrar Şebeke olması için ne gerçekleşmesi gerekiyordu?

Sabri'nin sorgusundan elimize geçen en önemli şey sevkiyat olacağı bilgisiydi. Sevkiyat kelimesini bir kere iki muhtarın karşılıklı konuşmalarında, bir kez de Mahmut'un kuzenleriyle olan toplantısında duymuştuk. O kadar. Bir daha sevkiyatla ilgili konuşulmamıştı. Ne sevkiyatı olacağından; ne zaman, ne şekilde, neden olacağına kadar her şeyiyle muğlaktaydı. Neyi bekliyorlardı?

Düşünceler. İhtimaller. Göreve dair her şey...

Aklımda dolanıp durdular. Her olasılığı hesaplamak, üzerine defalarca kez düşünüp en sağlamını bile denetlemek benim alışkanlığımdı. Belki bundan görev adamı diyorlardı bana.

Dinlediğim evlerde sessizlik o kadar hakimdi ki bu saatten sonra kimsenin uyanık olmayacağına emin olmuştum. Kulaklığı çıkarıp masaya koydum. İç cebimde birkaç kez titreşmiş telefonumu çıkardım. Annemden gelen onlarca mesaj vardı. Aralarından birinde önemli bir mesaj olup olmadığını anlamak birkaç saniye bakındım bildirim üstünden.

Benimle görüşmek için bana yalvaracak kadar özlediğini yazdığı mesaj dışında dikkatimi çeken bir şey olmamıştı. Bir sigara yakıp mesajlara girdim. Son mesaja kadar baştan okudum.

Beni öyle özlemişti ki bana yalvarabilirdi. Bu pek inandırıcı gelmemişti. Annem yalvaracak bir kadın değildi. Bu sebeple yalvaracak kadar özlemek ne bilemezdi.

MELEK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin