Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Pekala,hayatta en iyisi olduğu gibi en kötüsü de vardır. En iyisi kimisi annenizin yaptığı sıcak çörekten hemen yemenize izin vermesi yada ekstradan para koparmaktır. Bilirsiniz,küçük şeyler en fazla mutluluk verendir.
Ancak en çok üzende yine en sevindirenden gelir. Ron bunu hayatı boyunca üçüncü kez anlıyordu.
"Anne saçmalama!" Molly,yüzündeki ciddi ifadesi ile elindeki çantayı ona attı "İşimi zorlaştırma!" Bir umut babasına baktı,ancak Arthur,sadece kafasını çevirmekle yetindi. "Söyleyeceğin tek bir şey bile fikrimi değiştiremez. Defol."
Ron yerdeki çantaya eğilerek eline aldı. Son bir kez annesine baktıktan sonra içini yokladı. Sadece bir kaç parça kıyafet ve bastırıcı ilaç,birde üç kuruş kadar para. Gözlerinde bu kadardı demek. "Bu yaptığına pişman olacaksın!" son kez sertçe konuştu ve gereksiz babasına baktı. Hala durup izliyordu. Arkasını döndü.
Çantayı alarak tahta kapıdan dışarı çıktı. Elleri titriyordu,ancak buna rağmen yüzü düz ve duygusuzdu. Şehire çıkan ormanlık patikada yürümek yerine,sadece ormana ilerledi ve gece karanlığına bakmadan söğütün altına koştu. Her adımında gözleri daha da doluyor ve boğazına batan his artıyordu.
Yanında bir kaç parça kıyafet,üzerinde ince kıyafetler ve soğuk yaz gecesi. Sanırım bundan daha kötü bir anı olamazdı. Birde kendi annen tarafından evden atılmak vardı. Üstelik boktan bir neden için. Dudaklarından bir hıçkırık daha kaçarken ağaca yaslandı iyice. Yine kahrolası Viktor için cezalandırılıyordu. Daha doğrusu,tamamen evden atılmıştı.
Elleri titreyerek gözlerini silerken,aklında sadece nerede kalacağı vardı. Lanet olsun ki yanındaki para bir gecelik bile yetmezdi.
Ağacın dibinde öylece otururken,sadece kaderine küfr ediyordu. Ne olurdu sanki annesi onu olduğu kişi için sevse? Sadece Ron olsa?
Yirmi dakikalık bir ağlama seansından sonra ayağa kalktı. Ağlayıp zırladığı yeterdi,artık bebekliği bırakıp kendine bir yer bulacaktı. Ve tabi ki de kimseye yük olmayacaktı.
Adımları köyü bulurken,gizlice cebine sıkıştırdığı parayı çıkardı. İkizler sağolsun,birisinin cebinden nasıl para gizlice yürütülür biliyordu. Buruşmuş paraları açtı,bingo. Bir haftalık kalacak kadar para almayı başarmıştı. Üstüne birde yanına yemek parasını kendileri vermişti.
Lambalarla aydınlatılan sokaklarda yürürken,daha erken olduğu için hala etrafta insanlar vardı. Bazıları dükkanlardan yemek alırken,bazıları sadece oturarak sohbet ediyordu. Gözüne kestirdiği temiz görünümlü yere ilerledi. Misafirlerin para karşılığı kalabileceği bir yerdi burası.
"İyi akşamlar,nasıl yardımcı olabiliriz?" Resepsiyondaki alfaya gülümseyerek yaklaştı "Eşim ve kendim için bir oda istiyorum,eşim geç gelebilir. Çocuk yok." Alfa hızla boş odalardan birisinin anahtarını aldı "Ödeme?" Cebinden çıkardığı parayı adama uzattı yavaşça "Yukarıdan üçüncü oda,iyi geceler dileriz."
Anahtarı alarak yukarı kata ilerledi. Dediği odayı açarken,yüzüne çarpan ferah koku ile iç çekti. İçerisi kendi odasından biraz büyüktü,oldukça temizdi ve odaya servis yiyecekler de veriyordu. Daha ne?
Çantasını beyaz çarşaflı yatağının üstüne fırlatarak iç çekti,uyumak için fazla erkendi. Belki de Harry ve Hermione'ye mektup yazmalıydı? Evet evet,onlara yazmalıydı ki,endişelenmesinler! Tamam bunu sonraya bırakacaktı,çünkü deli gibi acıkmıştı.
"Merlin aşkına,kendi ayakların üzerinde durmak ne kadar zor böyle?" Çantasını açıp,içinden kıyafetlerini çıkarırken mırıldandı. Dolaba yerleştirilmesi gerekenleri yerleştirip,daha sonrasında kendini yatağına attı. Keşke evden çıkmadan önce Hedwig yakınlarda mı diye baksaydım diye geçiriyordu içinden. Harry o ve Hermione arasında mektup taşıyan bir baykuştu.
Harry onu küçükken annesinin yuvasından çalmıştı. Daha doğrusu annesi avlanınca acıyıp evine almış ve eğiterek postacı baykuş ve evcil hayvanı yapmıştı. Harry ve çılgınlıkları işte. Merlin eşine sabır versin.
Gözleri kocaman açılırken,aklına Blaise geldi. Onun evden gittiğinden haberi yoktu ki! Ya eve gitmeye çalışırsa ve olanları öğrenip sinirlenirse?! Onun hakkında öğrendiği bir şey varsa,o da çabuk sinirlenen birisi olduğuydu. Saklayabilirdi ama acısını da çıkarırdı.
"Yüce Merlin! Kurtuldum derken daha fazla çile çıkarıyorsun!" Kendi kendine söylenip,yüzünü yastığına gömdü. Ona da bir mektup yazmalıydı. Merlin aşkına,onun gelirken hayal ettiği 'Yalnız hayat' bu değildi ki!
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Ron evden atıldı,bakalım bundan sonra hayatında neler olacak.
Bu ani gelişen bir durumdu bu arada,planlı değildi. Bu yüzden gelişmelerden hep beraber haberdar olacağız😁
Adios.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine.
FanfictionVast krallığının soğuk,buz kalpli diye anılan prensi Delta Blaise Zabini,bir gün omega Ronald ile tanışmıştı. Omegaverse,Mpreg.