Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Yaklaşık yirmi dakika boyunca kendi odasında kapana kısılmıştı Ron. Bill'in neredeyse sinir krizine yakın feremonlarını duyan Fleur kocasını yalnız bırakmamak adına mecburen aşağı inmişti. Abileri ve anne babası arasında olan bu kavga daha çok saatler sürecek gibiydi. Konu ise hep aynıydı.
Herkes Molly'e Ron'un acı çekeceğini bildiği halde neden Viktor ile evlendirmeye çalıştığını soruyor,Molly ise Ron'un küçük bir fedakarlık olduğunu,ailelerini kurtardığını söylüyordu. Tabi bu alfaların iyice delirmesine sebep oluyor,korumacı yanları kardeşlerinin acı çekeceğini düşününce bile delirdiği için iyice geriliyorlardı.
Evdeki ağır feremon kokusu artık bayılacak duruma gelince biraz yürüyüşe çıkma kararı aldı kızıl. Ailesinin ölümüne kavga etmesine dayanamıyordu.
Gizlice aşağıya inip,dağılan salonu görmezden gelerek arka kapıya sıvışmayı başarınca zaferle gülümsedi genç omega. Onu sadece Fred fark etmişti,gülümseyerek gitmesini söylediğinde ise Ron ona favori yemeğini yapacağına dair aklında not aldı. Bunu hak etmişti.
Arka kapıdan,direkt ormana giden patikaya doğru yürüdü. Ne Harry nede Hermione'i üzmek istiyordu. En son Harry kavga ettiği alfanın vaftiz ailesinin,daha doğrusu Sirius'un kardeşinin oğlu olduğunu öğrenmişti. Alfa,daha doğrusu Draco bunu kendi yararında kullanarak sürekli Harry'i çileden çıkarmaya başlamıştı.
Derin düşünceler içerisinde kendini yine söğüt ağacının altında bulmuştu. Nefesleri hızla gidip gelirken,göğüs kafesi hala suçlulukla acıyordu. Belki de çenesini kapalı tutsaydı şimdi evde kavga çıkmamış olurdu.
Söğütün dibine otururken,duyduğu tanıdık feromon kokusu ile dudaklarını ıslattı "Burada mısın yabancı?" Ağacın diğer tarafından,bir kaç saniyenin ardından "Buradayım ufaklık." diye bir ses geldi.
Ron,kaşlarını çatarken "Ben ufaklık değilim." diyerek burun kıvırdı. Ağacın diğer yarısından ufak bir kahkaha sesi geldi "Öyle diyorsan." Ron sırtını ağacın geniş gövdesine yasladı. Yabancının olduğu taraftan,bıçağın dal üzerinde çıkardığı sesler geliyordu.
"Hey." "Hm?" Dizlerini kendine çekip çenesini dizlerine yasladı "Hiç sormadım,kimsin sen?" Yontma sesi azalmazken "İnan bana,bilmek istemezsin omega." diye bir ses gelmişti. Ron iyice meraklanarak dudaklarını kemirmeye başladı.
Günlerdir tanımadığı bir yabancıyla konuşuyordu. Üstelik yabancı onu Viktor'dan bile korumuştu. Ama adını bilmiyordu. "Sana ne diye sesleneceğim ki ben?" Bir süre ses kesildikten sonra "Sadece sen de ben anlarım." diye bir ses geldi. Ron göz devirmeden edemedi.
"On dakikadır buraya doğru koştun,evden kavga sesleri geliyor." Ron kafasını evin olduğu tarafa dikti "Bir sorun mu var?" "Artık nişanlı değilim." Diğer taraftan ses tamamile kesilirken "Nasıl?" diyebilmişti sadece. Ron tırnakları ile oynarken "Nişanlım ruh eşim değildi,abilerim öğrendi." dedi.
Diğer tarafta ki Blaise ise şaşkınlıkla kaşlarını çattı,Duke Krum'un oğlu nişanlısından pek çabuk vazgeçecek birisi değildi. Onun son derece takıntılı olduğunu duymuştu.
"Sen ne yapıyorsun?" Elindeki neredeyse bitmiş tilki figürüne baktı. "Ufak bir şey." "Görebilir miyim?!" Heyecanlı sese karşılık "Daha bitmedi,bitince bakabilirsin." diyerek yontmaaya devam etti. Omega onaylayan bir kaç mırıltı çıkardı,zaten pek iyi hissetmiyordu.
******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Kavuşmamız yakındır.
Daha bitmemiş olan figür.
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine.
FanficVast krallığının soğuk,buz kalpli diye anılan prensi Delta Blaise Zabini,bir gün omega Ronald ile tanışmıştı. Omegaverse,Mpreg.