Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Güneşin sıcacık ışınları yüzünü ısıtırken,rahatsızlıkla yüzünü buruşturdu Ronald. Sırtı beklediği derecede rahatsız ve sert bir yere dayalıydı ve sarayın o kendine has kokusunu alamıyordu. Gözlerini biraz daha sıkıp,elini gözlerine siper etti. Dirsekleri üzerinde hafifçe doğrulurken gözlerini araladı yavaşça,bulanık açısı düzelir-düzelmez yerinden sıçrayarak kalktı.
Gözlerini açtığı yer,ne saraydaki nede kendi evindeki odasıydı. Aksine,bir mağarada açmıştı gözlerini. Şaşkınlıkla gözlerini etrafta dolaştırırken,kalan anıları beynine akıştı. Gece uyurken bir gıcırtıya uyanmış,sonrasında kırmızı gözlü bir yaratığın kendisini yutmasını hatırlıyordu.
"Hay Merlinin kirli sakalı,canavarın midesinde miyim?!"
Arkasından gelen kişiyi ancak omzuna konan el sayesinde fark etmişti Ronald. Zaten hemen sonrasında üç metre kadar göğe zıplamıştı. "Wow wow wow,sakin ol dostum!" Ronald duyduğu tanıdık ses ile kaşlarını çattı "Harry?"
Harry kocaman gülümseyerek kollarını iki yana açtı "Ronald!" "Burada neler oluyor dostum,buda ne?!" Harry sarılmasının karşılıksız kalması ile hayalkırıklığı ile kollarını indirdi,ardında ensesini kaşıdı.
"Pekala,sanırım ilk önce Hermione'yi beklesek-" "Hermione mi?! Merlinin sakalı aşkına,işin içinde başka kim var?! Cedric mi?!" "Hey Ron,hey Harry!"
Ron önünden geçen kumral genç ile gözlerini kırpıştırdı,hadi ama!
"Tamam,bir açıklama bekliyorum!" Harry kafasını salladı "Evet,ama ilk önce bekle ve beni takip et." Ron hala karışık olan kafasına rağmen Harry'i takip etti. Merlinin kirli sakalı,bu bir şaka mıydı?
Harry,bir ev gibi bir çok odalara ayrılan mağarada Ron'u ilerletmeye devam etti. Her odadan bir ses geliyordu,demek ki hala bir çok kişi vardı. En sonunda bir 'odaya' geldiklerinde Harry beklemeden içeri daldı. Ron onu takip ederek içeri girerken,gördüğü arkadaşı ile derin bir nefes aldı "Hermione!"
Hermione konsantre şekilde uğraştığı işini bırakarak ayağa kalktı. Kızıl saçlı gence bakıp sıcak bir şekilde gülümsedi "Ronald! Uyanmışsın,yer için kusura bakma,tam yerleşemedik." Ron kurumuş dudaklarını ıslattı "Birisi ben kafayı yemeden önce bana burada neler olduğunu açıklayabilir mi?!"
Hermione gülümsemesini bozmadı "Oh,evet." "Biliyorsun,soyumuzda bir cadı vardı ve kendisi benim büyük annemdi." Ronald kafasını salladı "Ve,torunu olarak onun cadı kanını taşıyorum! Ne harika değil mi? Kitaplarda okuduğum her şeyi artık kendim yapacağım!" "Bu harika Mione,gerçekten. Ama lütfen bana,NEDEN BENİ DÜĞÜNÜMDEN ÖNCE KAÇIRDIĞINI SÖYLER MİSİN?!"
Hermione boğazını temizledi "Um,evet o konu." Harry ile göz-göze geldiler. "Ölmemen için seni kaçırmak zorunda kaldık." "Ne?" "Kafasını daha çok karıştırma Harry!" "Bak Ron,saraya kalmak için geldiğimizde güçlerimi konrtol edemediğim için geleceğini gördüm. Bu gün senin ölmen gerekiyordu." Ron dehşetle gözlerini büyüttü.
"Ama merak etme,artık güvendesin." Ron aklına gelen düşünce ile gözlerini açtı büyük bir şekilde "Blaise! Blaise hala orada,ya ona bir şey olursa?!" Harry paniğe kapılmış arkadaşının kolunu tuttu "Merak etme,onlar senin kaybolduğunu fark etti,Blaise korumalarla birlikte seni arıyor." "Bunun neresi iyi Harry?"
"Merak etme,prens güvende ve sapasağlam. Az önce durumu kontrol ettik. Düğün için endişelenme." Ron ellerini kavuşturarak stres dolu bir iç çekti,tam evlendim derken şimdi yine evlenememişti.
"Herkese bedava tatlı!" Luna yine şenşıkrak hali ile süzülerek içeri girerken,elindeki tepsiden tatlıları insanlara vermeye devam ediyordu. "Luna?" "Hey Ron,naber?" Eline tutuşturulan portakallı kurabiye ile derin bir iç çekti "Kafayı yedim,değil mi?"
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Tabi ki omega arkadaşların olabilir,mağaradan çıkmadım ya!-Ronald Weasley.
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine.
FanficVast krallığının soğuk,buz kalpli diye anılan prensi Delta Blaise Zabini,bir gün omega Ronald ile tanışmıştı. Omegaverse,Mpreg.