24:Ceremony

367 47 41
                                    

Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************

  Sabahın erken saatlerinde Ronald kendi yatağında kıvrılmış uyuyordu. Saray hayatına atılalı bir gün tamamlamış,ikinci güne gözünü açmak üzereydi. Kral ve kraliçe ile tanışmasını sindirebilmişti sonunda. Biraz zor olmuştu,ama başarmıştı.

"Gerçekten de  dedikleri kadar varmış!" "Sessiz olsana,uyandıracaksın şimdi!" "Sesinizi kesin!" Göz kapakları titreşerek açılırken,bulanık görüş açısı yüzünden ilk önce seçemedi,ancak,gözleri açılır açılmaz başının üzerinde dikilen dört alfa ile duraksadı.

İki kadın,iki erkek alfa,tam kafasının üzerinde dikilerek dikkatle yüzüne bakıyorlardı. "Aman Tanrım,gözleri çok güzel!" Olayı anca idrak ettikten sonra,yerinde hızla doğrularak "Sizde kimsiniz?" diye bir soru yöneltti. Gereksizdi. Çünkü onların kim olduğunu gayet iyi biliyordu. Kral ve kraliçenin diğer çocuklarıydı bunlar.

"Hey,sakin ol lütfen." En aklı başında gibi duran kız konuştu,on altı yaşında olmasına rağmen en aklı başında oydu. Meline Zabini. "Onu korkutuyorsun Chris!" Chris alınmış ve sinirli bir ifade ile öne doğru uzandı "Asıl sen onu korkuttun mor gözlü cadı!"

Sabel göz devirirken,Meline elini alnına atıp ovuşturdu. "Kusura bakma,seni böyle rahatsız etmek istemezdik-" "Ama merakımıza yenik düştük!" "Merlinin sakalı aşkına Chris!"

Ron gözlerini sertçe ovarak yutkundu,alnına dökülen kızıl saçları bile çekecek dikkati kendinde bulamıyordu. "Neler oluyor burada?" Kulaklarını dolduran tanıdık ses ile kafasını kapıya çevirdi. Beklediği gibi uzun boylu delta tam olarak kapının girişinde dikiliyordu.

Delta,gözlerini bütün kardeşlerinde teker teker gezdirdikten sonra yatakta oturan kızıl ile göz göze geldi. Battaniyesini sanki kalkanmış gibi göğsüne kadar çekmiş,büyüttüğü uykulu gözleri ile olayı anlamaya çalışıyor gibiydi. "Hepiniz dışarı,hemen!"

Kardeşleri abilerini dinleyerek uslu-uslu kapıya ilerlerken,Blaise en sevdiği oyuncağını kardeşinden almayı başarmış çocuk gibi ellerini beline koyarak gözlerini kısmıştı. En son da Chris çıkıp kapıyı kapatırken,Blaise kızıla döndü. "Günaydın!"

Ron ani değişen ruh hali ile gözlerini kırpıştırdı. "Günaydın." "İyi uyudun mu?" Ron kafasını salladı. Yatak son derece rahat ve güzeldi. "Alındım ama." "Neden ki?" Blaise alınmış gibi kafasını çevirdi "Akşam odama gelmedin." sonda dönerek göz kırptı.

Ron bakışlarını sanki bir çocuğa bakarmış gibi kıstı,ki zaten herkesin çekindiği adam yanında bir çocuğa dönüşüyordu. Hemde en küçüklerinden! "Kahvaltıya inelim hadi,bakma öyle tamam." Ron kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı,dolabından çıkardığı kıyafetlerle banyoya ilerledi. Blaise'in çıkmak gibi bir niyeti yoktu.

☀︎︎☀︎︎

En sonunda büyük olmasına rağmen iyi süslenmiş kahvaltı masasına geldiklerinde,Blaise'in keyfi epey yerindeydi. Annesi kraliçe Nymeria ve babası kral Alaezar,oğulları ile akşam evlilik töreni konuşmuştu. Ron ile ruh eşi oldukları için evlenmeleri kaçınılmazdı,ama evlilik kağıt üstünde gibi bir şey olacaktı Ron kendisini kabullenene kadar.

"Günaydın." Kral ikisini de selamlayarak masaya davet etti. Haberi Ron'a şimdi vereceklerdi. Ron,Eline ve Blaise'in arasına oturarak ellerini birleştirdi. Blaise'de olan halleri fark etmişti.

"Sizinle önemli bir konu konuşacağız." "Ne gibi baba?" Ron merakla kaşlarını çattı. "Biliyorsunuz ki,abiniz Blaise eşini buldu ve halk bundan haberdar." Herkes kafasını salladı. Pansiyon sahibi anlaşılan çenesini tutamamıştı. "Bu yüzden onlara en kısa sürede tören yapacağız."

Ron öksürük krizine girerken,Eline nazikçe sırtını okşadı. Blaise ise sakince işi ondan devr alarak sırtını okşadı. "Size hemen mühürlenin demiyoruz. Sadece hakkınızda çıkan dedikoduları engelliyoruz." Nymeria eşine destek verircesine kafasını salladı. "Bu sizin iyiliğiniz için."

******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Finale yaklaşıyoruz yavaş yavaş.

(Bu bölüm medya yok.)

Adios.

You're Mine.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin