Merabalar.
Keyifli okumalar.
*******************************Düz bakışlarıyla ayaklarını yere vura-vura yürüyen arkadaşına baktı delta,sarışının öfkesi göz önündeydi. "O omega!" diye mırıldanarak deltanın odasında volta atmaya devam etti sarışın,öfkeden köpürüyordu. "Aklımı başımdan aldı!" Pansy kendinden geçmiş gibi konuşup yanağını avucuna yasladı. Draco buna ters bir bakış attı "Seni tersleyip durdu!" Pansy sırıtmasını büyüttü "Haşin severim sarışın."
Draco buna göz devirdi. O omeganın zümrüt yeşili gözlerinin çakmak çakmak olup ona karşı gelmesi çok sinirini bozmuştu. Özellikle de baskın kokusunu bir şekilde göz ardı etmesi. Draco her zaman baskın bir tipti,özellikle konu omegalar olduğunda. Ama bu omega çok hırçındı ve sinirlerini bozmuştu.
Blaise "Sende geri kalmıyordun Draco." diyerek yatağına iyice yaslandı,onun aklında ise arada kalmış olan kızıl vardı. Endişeli bakışlarla bir Harrye,bir de Hermione'ye baktığı an gözünün önünde dolanıyordu. Arkadaşlarını alıp gitmeden önce şöyle bir süzme fırsatı olmuştu.
Omeganın omuzlarına gelen kızıl,alevi andıran saçları,okyanus gibi sakinleştirici mavi gözleri vardı. Tatlı bir yüzü ve pespembe dudakları vardı,Blaise bir an onları dikkat çekici bulmuştu. İnce,zarif bir bedeni vardı,daha önce gördüğü hiç bir omegaya benzemiyordu. Güzel çocuktu,çok güzel bir omegaydı.
"Ne yapmayı planlıyorsun o zaman Pansy?" Pansy iyice gülümseyerek "Bariz değil mi Draco?" diye sordu göz kırparak. O omegayı çok sevmişti. "Ya ruh eşin değilse? Biliyorsun,ruh eşini daha göremedin bile." diyerek bir gerçeği öne çıkardı Draco. Ruh eşleri bir süre sonra bir birlerini rüyalarında görmeye başlarlardı. Ancak hiç birisi daha kendi ruh eşini görememişti.
Pansy bozulan bir ifadeyle "Bilemiyorum." Diyerek siyah saçlarını karıştırdı. Blaise sırtını bu sefer yatak başlığına yasladı "Eşimizi bulabilecek misin?" Blaise omuz silkerek "Onu daha göremedim bile." dedi,o da ruh eşini çok merak ediyordu.
Deltanın kalın sesi tekrar duyulurken "Kızgınlığına çok az kaldı. O olmadan dayanabilecek misin?" diye sordu. Blaise aklına gelen şeyle dilini ısırdı. Kızgınlık zamanı bir alfaya göre kat kat daha zorlu geçiyordu. Bu zamanlarda aklında sadece eşi oluyor,eli onu arıyordu. Ama ne yazık ki bulamıyor,delta içini parçalar gibi acılar çektiriyordu. Bir an önce eşini istiyordu.
Draco sanki yerde taş varmış gibi tekme savurup lanet etti,eşlerinin yaşı henüz gelmemiş olabilirdi. Yada kendileri hazır olmayabilirdi. Bu bir alfa için,özellikle bir delta için çok zor bir süreçti.
Pansy iyice çöken morali ile "Lanet olsun!" diye söylendi. O omeganın eşi olmaması ihtimalini düşündükçe sinirleniyordu. Kızın gözleri ve sesi çok hoşuna gitmişti,ama gözlerinin bakışının başka olmasını dilerdi. Nede olsa ona nefretle bakmıştı.
Blaise "Asmayın suratınızı,elbet bulunur." diyerek burnunu çekti. "Bu dediğine sen inandın mı?" Blaise göz devirdi. Kızgınlığı yaklaştıktça sinirleri daha hassas hale geliyordu. En ufak şeye kızabilecek kıvama gelmeye başlamıştı. Son günlerini de odasına kapanarak geçiriyordu.
"Belki,bir kaç güne görürürüz?" Diyerek umutsuzca konuştu Pansy. Kendisinin kızgınlığı da yaklaşıyordu. Draco umutsuzca kafasını salladı "Hiç sanmam." Karamsarlığa bürünmüş üçlü düşünürken,delta tekrar "Eşin Blaise." dedi. "Onunla geçireceğin günleri,geceleri düşün." dedi cazip bir şekilde. Amacı Blaise'i yoldan çıkarmaktı. "Sesini kes ve içeride kal!" diyerek deltayı susturdu Blaise. Ama sözleri beyninde yankılanıp,sürekli hayal kurmasına sebep oluyordu.
*******************************
Bölüm sonu.
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Sizce eşlerini ne zaman görecekler?
(Bu bölüm maalesef medya yok.)
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Mine.
FanfictionVast krallığının soğuk,buz kalpli diye anılan prensi Delta Blaise Zabini,bir gün omega Ronald ile tanışmıştı. Omegaverse,Mpreg.