0.5

8K 363 33
                                    

Medya ♡_♡

***

Dersten çıktıktan sonra telefonumu kontrol ettim. Mesaj yada cevapsız arama var mı diye. Malum çok sevenim olduğu için...

Bayağı sevenin var Deni sorma. Gruptakilerden başka yaşayıp yaşamadığını önemseyecek kim var?... Babam var mesela iç ses. Neden öyle diyorsun? Hem benim gayet çok sevenim var. Tamam mı?

Hıhı. Sorma..

Bildirim panelinde bu yazıyı görmem ve üzerine tıklamam bir oldu.

Heyecenlandın tabi. E normaldir. O seni çok sevenler dakika başı seni yokladıkları için. Değil mi Deni'ciğim?... ya iç ses bir defolur musun? Şuan sana laf yetiştiremeyeceğim!

İç sesim ile yaptığım saçma konuşmayı sonlandırarak mesaja odaklandım.

<Gönderen: Eric
"Akşma bizde. Dernek yemeği. Harika plan.">

Eveet. Bu harika mesajın Eric'in dilinden tercümesi: akşam onlarda toplanacakmışız, ailesi dernek yemeğine katılacakmış ve harika bir planı varmış. Muhtemelen bu mesajı yedimizede toplu olarak atmıştı. Ben biraz korkmuştum açıkçası. Sonuçta 'harika plan' ve 'Eric' i yan yana getirince hiçte cazip durmuyor. Hatta korku filmi fragmanından fırlama gibi duruyor bile diyebilirim... Yazın başındada böyle bir planı vardı Eric'in: bütün yazı bir gemide geçirip, Bermuda Şeytan Üçgeni'ni keşfe gitmekti... Hayır bazen cidden düşünüyorum; acaba bu çocuk böyle saçma şeyleri bulabilmek için cidden düşünüyor mu diye. Saçma sapan şeyleri düşünüp plan olarak bize sunmakta üzerine yok. Amy ile tencere kapak gibiler...

Bir keresinde de topluca -sekizimizin birden- sevişmemizi gerektiren bir plan öne sürmüştü... Evet. Şimdi beni daha iyi anlıyorsunuz değil mi? Ne kadar daha saçmalayabilir siz düşünün artık.
Uzun koridorda yürürken aklıma Daisy geldi. Doğru ya! Daha onu sorguya çekip Jack ile neler olduğunu öğrenmem lazım... Aptal! Nasıl bana anlatmaz hâlâ anlamıyorum. Onunla cidden acilen konuşmalıyım.

<Gönderilen: Daisy
"5 dakika içinde otoparkta ol.">

Ona sinirli olduğumu biliyordu ve karşı çıkmayacaktı. Hatta mesaj bile atmayacaktı- derken arka cebimdeki telefonum titredi. Hadi ama! Bu kız ne ara bu kadar isyankâr oldu? Telefonu cebimden çıkarıp ekrana baktım ve rahatladım.

Oh be.. Cidden bir ara Daisy sanmıştım. Ama Brooklyn arıyordu.

Sevgilim...

Düşüncelerimden sıyrılıp artık ona cevap vermem gerektiğini düşündüm.

"Efendim."

"Romatik sevgilim benim... Ne güzel açtı o telefonu sen öyle." dediğinde utandım açıkçası. Ama ne yapayım öyle salak salak sevgi sözcükleri bana biraz yapmacık geliyo. Yani 'aşkım' falan. Sizcede yapmacık değil mi 'aşkım'? Ama olsun. Kırdım demek ki çocuğu. Neyese. Alışacak artık... Ne yapayım?

"Daisy'ye biraz sinirliyim de... Kusura bakma." hafifçe kıkırdadığını duydum.

"Tamam, tamam. Önemli değil. Benim aramamın asıl nedeni..." neydi ki? Niye duraksadı bu şimdi? Ay ne oldu?! Kim öldü?! 4 aylık ömrüm mü kaldı? Ay yoksa hamile mi? Ne? Ne diyorum ben ya? İyice saçmalamaya başladım. Bunlar hep Eve'nin etkisi...

"Akşam ki buluşmada bizimkilere söylesek mi?"

"Neyi söylesek mi ?"

"İlişkimizi diyorum canım! Açıklasak mı?" hafif sitem doluydu cümlesi. Ama haklı da. Salak mıyım neyim ben? Hayır yani düşününce biz Brooklyn ile bizimkilere ne açıklayabiliriz ki? Değil mi?

Impossible || MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin