1.3

4.2K 152 26
                                    

1.3* Part 1

***

-DAISY'NİN AĞZINDAN-

Bilincim yavaş yavaş açılırken, hastanenin o kendine has kokusu burnuma dolmaya başlamıştı bile. Kulağıma etraftakilerin sesi dolarken, bugün Deni'yi göreceğimi hatırladım; açılmamak için direnen uykusuzluktan ve ağlamaktan kızarmış gözlerimi birden açıverdim. Doktorla konuşmak için ayağa kalktığımda çevremdeki herkesin uyuduğunu fark ettim.

Eve -ayı gibi- üç koltuğa uzanmış bir şekildeydi ve tahminimce beş saattir falan bu pozisyonda uyuyordu. Emmet kafasını duvara yaslamıştı -sanki uyumuyormuş da sadece gözlerini dinlendiriyormuş gibi bir izlenim bırakarak- uyuyordu veya gözlerini dinlendiriyordu? Amy, Eric'in göğsüne kafasını yaslamıştı ve Eric'de aynı şekilde kafasını duvara yaslamıştı. Etrafıma bakındım. Başka kimse yoktu. Bay ve Bayan Collins hava almaya gitmiş olmalıydılar. Jack... Nerede olduğu hakkında bir fikrim olmamakla birlikte deli gibi merakta ediyordum. Boş koridora boş gözlerle bakarken karşıdan doktorun geldiğini gördüm ve hemen silkelenip yanında bittim. Konuşmama başlamadan doktor beni böldü ve o konuştu.

"Size de günaydın Bayan Wilson. Bayan Collins'in durumu daha iyi. Onu iki saat sonra görebilirsiniz çünkü sizden önce yanına Bay Brown girdi." o konuşurken sol kaşım yavaş bir şekilde yükselmişti. Fakat Deni'nin yanında Jack olduğunu öğrenmem ile iki kaşım birden şaşkınlıkla havalanmıştı. Jack, Deni'nin yanındaydı. Doktora hızlı bir şekilde teşekkür edip, yoğun bakımın camına koştum ve eğer doğru tabir ise cama yapıştım.

Deni uyuyordu. Hoş şuan yapabileceği pek seçenek yok. Jack ise... Onun başında oturmuştu ve ona bir şeyler anlatıyordu. Keşke ne söyleyebildiğini anlayabilecek kadar ağız okuma yeteneğim falan olsaydı diye içimden geçirmeden edemedim. Fakat şuan büyük çoğunlukla yoğunlaştığım başka bir şey vardı. Uzun zamandır ilk defa Jack konuşuyordu ve biri dinliyordu. Orada öylece dikilip onları izledim. Bir kaç dakika sonunda Jack ayaklandı ve elini Deni'nin saçına koyarak okşadı. Vede sözcükleri olduğunu düşündüğüm son bir kaç cümleyi daha dizdi ve alnını öpüp çıktı.

***

Deni'yi göreceğim. Bunun için fazlasıyla heyecanlıyım fakat iki saat beklemem gerekiyor. Bu kuralı ne kadar saçma buluyorsam o kadar uymak zorundaydım. Son yarım saattir hareketsiz bir şekilde karşımdaki boş, beyaz duvara bakıyordum ve hayaller kuruyordum. Saçma hayaller. Yıkılacağı baştan belli olan ve yıkıldığında altından kalkamayacağım hayaller.

Sağ bacağımı sol bacağımın üzerinden indirdim ve popomun yavaş bir şekilde karıncalanmasını bekledim. Sonrasında sol bacağımı sağ bacağımın üzerine attım. Büyük ihtimalle önümüzdeki yarım saat bu pozisyonda oturacaktım ve bir saat sonunda ayağa kalktığımda yürüyemeyecek hale gelecektim. Bunu kendime neden yaptığım hakkında ciddi anlamda bir fikrim yok.

Bir an, sadece bir an beyaz duvarda Jack'in yüzünü gördüğümü sandım. Kafama o kadar çok takıyordum ki artık çocuğun beden bulmuş hayallerini görüyordum. 'Deni, lütfen bir an önce uyan. Bir an önce uyan ve bana tavsiye ver, ne yapmalıyım?' diye fısıldadım içimden.

Bu sırada karşımda tekrar Jack belirdi. Yavaş hareketlerle gözlerimi kapatıp tekrar açtım.Fakat gitmemişti. Bilin bakalım ne fark ettim. Bu sefer ki gerçek Jack! Hadi ama! Neden gelip benim transa geçtiğim duvarda duruyordu? Başka duvar mı kalmadı? Tek kaşımı kaldırdım ve 'ne var' demek ister gibi ona baktım. Anladığını düşünüyorum. Bu fazlasıyla kullanılan ortak bir hareket sonuçta. Dudakları kıvrıldı ve yavaşça kafasını iki ana salladı. Hiç bir şey demek istediğini varsaydım. Fakat karşı olarak bir şey yapmadı, çünkü bu kadar bence başka bakış yok.

Impossible || MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin