İYİ OKUMALAR
☆
Gözlerimde birikmiş olan yaşlar yüzünden görüşüm bulanıklaşmıştı. Ona rağmen Efnan'ın kanı ile boyanmış, titreyen ellerimi oldukça net bir şekilde görebiliyordum.
Ellerimdeki kanın Efnan'a ait olması canımı yakarken aldığım her nefes boğazımda takılı kalıyordu.
Titreyen ellerimi saçlarıma geçirirken dizlerimi kendime doğru çektim, dibine çöktüğüm duvara sırtımı daha da çok yaslarken görünmez olmaya çalışıyordum.
Şu an tamamem yok olmak, yok olup bağıra bağıra ağlamak istiyordum.
Değer verdiğim herkesi kaybetmektense ben yok olmayı istiyordum. Yok olup daha fazla acı çekmek istemiyordum, acı çekenleri izlemek istemiyordum.
Saç diplerimi sertçe çektim. Gözlerim ağır ağır kapanırken gözlerimden yaşlar bir bir yanağımdan aşağı süzüldü.
Gözlerimin önüne Efnan'ın kanlar içerisinde yerde yatan bedeni geldiğinde kalbim titredi.
Efnan'ın yüzündeki acı, dudaklarındaki o buruk tebessüm ve gözünden düşen tek bir damla yaş. Bana; "Ölmeme izin verme," diyişi beynimde yankılanırken omzumda hissettiğim el ile başımı korkuyla dizlerimden ayırdım.
Gözlerim Batur'un kara gözleriyle buluştuğunda saçlarımda ki ellerim yavaşca saçlarımdan ayrıldı, alt dudağım titredi. "Batur," dedim titrek bir sesle ve hızla kollarımı Batur'un gövdesine sardım. Batur'da aynı şeyi yaptı. Bir elini sırtıma sardı, diğeriyle isi saçlarımı okşamaya başladı.
Başımı Batur'un göğsüne bastırdım, kendime daha fazla engel olamadım. Sessiz feryatlarım sesli bir hale dönüştü. Batur'un göğsünde bağıra bağıra ağlamaya başladım.
Ellerimle Batur'un kazağını sıkarken dudaklarımın arasından bazen hıçkırık, bazen ise Efnan'ın adı çıkıyordu.
Ona bir şey olsun istemiyordum.
Efnan, uzun zaman sonra güvendiğim tek kişiydi. Ben, bu denli güvendiğim bir kişiyi daha kaybetmek istemiyordum. Artık ağlamak istemiyordum, gülmek istiyordum.
"Umay," Batur'un göğsünde ağlarken kulaklarım Tuğrul'un acı sesiyle dolduğunda burnumu çektim, başımı ağır bir şekilde Batur'un göğsünden ayırdım ve yaşlı olan bakışlarımı Batur'un yanında dinelen Tuğrul'a çevirdim.
Tuğrul'un omuzuları çökmüştü. Saçları yataktan kalkıp geldiğini belli edermiscesine dağınıktı. Göz altları kızarıkdı, bu ağladığını gösteriyordu.
Batur'un yardımı ile ayağa kalktım ve ellerimi Batur'dan ayırdım. Tuğrul'un bakışları bir anda ellerime kaydığında gözlerinin titrediğini gördüm. Adem almasının ağır haraketinden yutkunduğunu anladım ve bu yutkunuş zordu, belki acı doluydu.
Tuğrul'un gözleri dolduğunda Batur elini Tuğrul'un boynuna attı ve onu kendine doğru çekti. Tuğrul Batur'un omzuna başını yaslayıp yüzünü gizlerken sırtının şişip inmesinden, omzunun titremesinden anlamıştım.
O ağlıyordu.
Batur diğer kolunu bana sardı ve beni kendine doğru çekti. Bir omzunda ben, diğer omzunda Tuğrul ağlarken dizlerim titriyordu, ayakta durmakta zorluk çekiyordum.
"Doktor çıktı," Işıl'ın sesini duyduğumda hızla Batur'dan ayrılıp arkamda kalan ameliyathanenin kapısının önünde duran doktor Hasan'a baktım ve birkaç adım attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOYNUMDAKİ AKINCI
Jugendliteratur"Bir değil, bin tane kalbim olsa bile ben bu gönlü gene sana kaptırırdım be güzelim."