43, hoonsuk

s.zehn

bol bol yorum bekliyorumm, keyifli okumalarr

içerik uyarısı, müstehcenlik

-

Hyunsuk bıkkın bir nefes verdi. Parmakları arasındaki beyaz dantelli iç çamaşırını banyo tezgahının üzerine attı. Tekrardan bıkkın bir nefes verdi ve aynadan uzaklaştı.

Sıkıntıdan oturup ağlayacak raddeye geldiğine inanamıyordu. Gözlerini sımsıkı kapattığında dışarıya çıkmaya çalışan gözyaşlarını geri yuttu gözleri. Ağlayamazdı, göz makyajına yazıktı.

Uyluklarından yukarıya çıkmayan iç çamaşırı sayesinde bu kadar kalp kırıklığı yaşayacağını hiç düşünmemişti. Her zaman kıyafet alışverişi için vakit ayırırdı ama konu iç çamaşırlarına gelince tembel davrandığını fark etmişti. Kocasının önüne güzel iç çamaşırlarıyla çıkamayacak diye üzgün hissediyordu.

Seonghwa ile olan sohbetinden sonra evine gelmişti. Jihoon ile güzel bir akşam yemeği yemek için hazırlık yapmıştı. Jihoon işten döndükten sonra yemek yemişlerdi, yemekte paylaşılan öpücükler gece için adeta bir hazırlık olmuştu.

Şimdi Jihoon odalarında işleri ile ilgilenirken Hyunsuk kendini banyoya kilitlemişti. Yaklaşık kırk dakikadır hazırlık sürecindeydi ve en son 'küçük beden iç çamaşırı' skandalı ile sorun patlamıştı.

Hyunsuk köşede duran bebek mavisi, süper yumuşak bornozunu alıp üzerine geçirdi. Duştan çıktığından beri çıplaktı. Üşümesi normaldi ama titremesi gerginlikten kaynaklanıyordu.

Bornozunun ipini bağladığında Hyunsuk sırtını döndüğü aynaya tekrar baktı. Çıplak bacaklarında ki bakışı yukarıya doğru çıktı ve çıkıntı haline dönmüş göbeğini gördü. Sırada gözüne çarpan boynu ve göğsü ona açık bir davet sundu.

Aklında yanan fikirle aynaya daha da yaklaştı ve kendine iyice odaklandı. Uyluklarının biraz üstünde biten bornozunun eteği bacaklarını tıpkı bir sanat eseri gibi sergiliyordu. Süt beyazı cildi ilgi için açlık çekiyordu.

Bornozunla çık.

İkinci bir kere bu fikir üzerinde kafa yormadı. Saçlarını son kez düzeltirken kapıya doğru döndü ve kolu yavaşça çevirdi. Beklediğindende sessiz bir şekilde kapı açıldı ve Hyunsuk göz ucuyla içeriye baktı.

Balkon camının önüne kurulu olan masada oturuyordu Jihoon. Masanın konumu yüzünden sırtı banyo kapısına dönüktü. İşten geldikten sonra aldığı duş sayesinde giydiği o siyah tişörtten geniş sırtı ortadaydı.

Hyunsuk yavaşça kapının ardından sıyrıldı ve odanın içine çıplak ayağıyla bastı. Dizüstü bilgisayarın çıkardığı tuş seslerinin yanında ayaklarının sesi çok azdı.

Hyunsuk eğdiği sırtını dikleştirdi ve bir adım daha attı. Midesinin altında sinirle dolan bir ateş basmıştı. Çok hassas hissediyordu. Ve en önemlisi şu anda çatlaklarını nasıl sergileyeceği hakkında bir makale yazacak bilgiye sahipti.

Titrek bir nefes dudakları arasından çıkınca bir adım daha attı ve Jihoon'un geldiğinin fark etmesini sağladı.

Jihoon'un sandalyesi etrafında döndü ve tamamen Hyunsuk'a bakacak şekilde durdu. Önce hiçbir şeyden haberi olmayan gözleri, Hyunsuk'un bebek mavisi bornozunu görünce yıldızları ağırladı.

Çatık kaşları ve alnı hemen düzeldi. Havada kalan elleri dizlerinin üzerine düştü ve şortunun açık bıraktığı ete değdi. Hyunsuk'un bakışları anlık olarak dizlerine kaydı ve saliselik farkla Jihoon'un siyah irislerinde durdu.