zwanzig.

97 26 9
                                    

Hyunsuk bakışlarını yanındaki kadından çekemiyordu. Süt beyazı açık cildi, hafif topuklu ayakkabılarıyla kombinlediği eteği, kısa gömleği ve yüzündeki aptal gülüşü ile Jihoon'a bakışı Hyunsuk'u gözlerinin alev almasına neden oluyordu.

Jihoon'un evli olduğunu fark etmesini sağlamak için önce ellerini tutmuş ve parmaklarını iç içe geçirmişti. Kadının yüzünde herhangi bir mimik kıpırdanmamıştı. Hâlâ o telaşsız gülümsemesiyle Jihoon'a bakıyordu.

Hyunsuk bu sefer de Jihoon'un çenesine uzanıp öperek eşinin dikkatini çekti. Jihoon'un eşsiz gülümsemesi ona döndü ve baş döndürücü bir öpücükle dudaklarına kapandı. Hyunsuk içinden sevinç nidaları atıp tekrardan kadına göz ucuyla baktı. Gülümsemesi biraz solsa da hâlâ eşine bakıyordu.

Bundan sonra Hyunsuk vücudunu Jihoon'un vücuduna yasladı ve adamın otel için rezervasyonlarını bitirmesini bekledi. Jihoon'un ellerinden biri şişmiş karnının üzerinde dolaşırken eşinin huzursuzluğunu hissetti.

"Bir sorun mu var?" diye fısıldadı Hyunsuk'un kulağına. Omurgasından aşağıya inen titreşimleri unutarak Jihoon'a döndü. Ellerinden biri Jihoon'un göğsünü açıkta bıraktığı gömleği daha kapatmaya çalışırken başını salladı.

"Çok yoruldum."

Aslında bu bir tür yalandı. Başta yanlarında ki kadının 'Jihoon'u yiyecek türden' bakışları olmak üzere Hyunsuk hemen odasına gitmek istiyordu. Saatler önce evde giydiği pantolunun onu rahatsız etmesi zaten her şeyi daha da çıkılmaz bir noktaya sürüklüyordu.

Pantolonun rahatsız edici kumaşı her hareketi ile bacaklarına değdiğinde cehennem etkisi yaratıyordu. Odasına gider gitmez pantolunu çıkaracaktı Hyunsuk.

"Odanızda ki yataklar çift kişilik mi olacak tek kişilik mi?"

"Elbette çift kişilik olacak." Sakin bir şekilde konuştu Jihoon. Onun aksine Hyunsuk hemen kıpırdandı. Bir şeyler söylemek üzere ağzını açacağı sırada biri kolundan çekiştirdi.

Jihoon'un kollarının arasından çıkıp Seonghwa'nın onu çekiştirdiği yere yürümeye başladı.

"Ne oluyor?" diye tısladı Hyunsuk.

"Kadın ölecekti biraz daha orada dursaydın." Seonghwa onu lobideki koltuklardan birine oturturken konuştu. "Hepinizin can sağlığı ve sorunsuz bir tatil geçirelim diye bunlar Hyun. Sakin olmalısın."

"Jihoon'un ağzına girecek neredeyse." Hyunsuk sesini alçak tutarak sert şekilde konuştu. Seonghwa karşısında ki koltuklardan birine otururken derin bir nefes verdi.

"İsterse girsin sence Jihoon'da ona bakacak göz var mı?" Kıskançlık ateşi ile tutuşan Hyunsuk derin bir nefes verdi.

Hyunsuk başını çevirip eşine baktı. Yanındaki Hongjoong dışında kimseyle konuşmadığını görünce tekrardan Seonghwa'ya döndü.

"Yok." dedi.

"Hm, işte şimdi bunları değil partnerinle yaşayacağın özel vakitleri düşün. Neler planladın?" Seonghwa parmaklarını ipek gömleğinin kollarından sıyırdı ve tenini kaşıdı ve heyecanla sordu. Bilmiş ve sırıtmış bir yüzle Hyunsuk'a baktı.

"Planlamak mı?" Hyunsuk anlamayarak sordu. Karşısında ki adamın önce sırıtışı bozuldu ardından da gözleri kocaman açıldı.

"Aman Tanrım balayı ne için vardır?" Seonghwa hayrete düşerek sordu. "Bana o bavullarının içinde lütfen ipek geceliklerinin olduğunu söyle." diye yalvardı.

Hyunsuk gözlerini Jihoon'un yanında duran bavullara taşıdı. İçerisinde en erotik olarak değerlendirilecek kıyafet havuzda yüzmek içinde getirdiği kısa şortuydu. Ve bu bir iç çamaşırı sayılmazdı.

43, hoonsuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin