zwei.zwanzig.

84 17 0
                                    

aylar sonra jihoon'un agzindan bir bolum okuyoruz vee

içerik uyarısı, müstehcenlik

-

Akşam üzeri güneşi pencereden içeriye girip beyaz zeminin üzerinde parlak gölgeler oluşturuyordu. Benzersin bir görüntüsü varken odanın içinde sıklaşan nefes alışverişleri, belirsiz mırıltılar ve ara sıra çıkan küçük kıkırdamaların ardına saklanmıştı.

Jihoon göğsünün ortasında ki sevgi çukurunda zamanla büyüyen aşkın onu bulutlar üzerinde hissettireceğini hayal etmişti. Ama bu kadar büyük bir hayal kurmamıştı. Aylar önce Hyunsuk'un okul bahçesinde ona söylediği iki kelimeli cümleyle hayatının her zerresine aşık olacağını bilmiyordu.

Çünkü hayatın her zerresine Hyunsuk'u sığdırmıştı. Sabah uyandığında aldığı ilk nefes kokusuyla harmanlanmıştı, kıyafetlerini giyerken gardırobun diğer tarafına asılmış renkli kıyafetleriyle gözünü şenlendirmişti, gece uyurken kollarını ona sarmadan nasıl vaktin geçeceğini bilmiyordu.

"Çişim geldi."

Jihoon düşüncelerinden sıyrıldığı gibi Hyunsuk'un boynundanda uzaklaşmış ama yüzleri arasında santimleri gidermemişti. Yarım saatten fazladır müdahaleci dudakları yüzünden Hyunsuk'un kızarmış ve şişmiş dudaklarına baktı. Ardından siyah gözlerine ve çerçevesinin yanlarına doğru dağılan saçlarına.

Jihoon ellerini Hyunsuk'un çıplak uyluklarından çekti ve beline yaklaştırdı. Kızının tekmelerini ham şekilde hissetmek için yukarıya doğru sıyırdığı Hyunsuk'un tişörtünü düzeltti. Bacakları üzerinden kalkarken ona yardım etti hatta gitmeden önce dudaklarını tekrar öpmekten vazgeçemedi.

Hyunsuk'un arkasını dönüşünü ve paytak paytak adımlarla banyoya yürüyüşünü izledi. Gözleri siyah baksırın sardığı dolgun poposuna kaydı. Tişörtü bir kısmını örtmeye yetsede hepsini kapatmıyordu. Ve Jihoon bu görüntü karşısında gözlerini yummak ve vücudunda ki kan akışının güneye, penisine doğru akmamasına müdahale etmek istedi.

Çok yazık ki geçti, sertleşmeye başlaması şimdi olamamıştı ama ereksiyon haline geçmesine yetecek süreyi tamamlamıştı. Hyunsuk'un ona sürtünerek penisini uyandırdığını biliyordu ama kocasının dolgun kalçaları açıkça onu tahrik etmişti. Onu tahrik eden tek şey bu değildi, Hyunsuk'un tamamı onu her zaman zor duruma sokuyordu.

Ama Jihoon'un geri durması gerekiyordu. En önemlisi Hyunsuk hamileydi ve onu rahatsız edemezdi. Bütün yükü yüklenmenin ne demek olduğunu bile kestiremiyordu ki Jihoon ve üstüne şehveti için Hyunsuk'u kullanacaktı.

Jihoon kendi kendine tısladı ve yaslandığı yatak başlığından uzaklaştı. Üzerindeki basketçi şortunu düzeltti ve zor durumda olduğunu gizlemeye çalıştı. Odanın dışındaki balkona çıkarken zihnini temizlemeye ve azgın düşüncelerinden kurtulmayı hedefledi.

Jeju'da tatillerinin son gecesiydi. Yarın için öğlen uçakları vardı. Seonghwa ve Hongjoong'un yanı sıra Hyunsuk'la geçirdiği güzel vaktin beyninin en ücra köşelerinde güzel anılar olarak kalacağını biliyordu.

Denizin dalgalarını izledi, kumsalın eteklerini boyarken rüzgarın eşlik etmesini dinledi. Aradan epey uzun bir vakit geçti ama Jihoon, Hyunsuk'un ne sesini ne de kendisine yaslanan bedenini hissetmedi.

Gün boyunca Jeju'nun çarşı yerlerini gezmişlerdi ve akşam Fransız bir şefin restorantında yemek yemişlerdi. Jihoon belkide kocasının yatağa çoktan girip uyuduğunu düşündü ama orada da yoktu.

43, hoonsuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin