"Jihoon."
Adının seslenmesi ile bakışlarını sonunda tanımadığı hatta ilk kez geldiği evin işlemeli duvar kağıtlarından çekerek Hyunsuk'un siyah gözlerine bakmıştı.
Elindeki suyu Jihoon'a uzatışı genç adamın elinden alması uzun sürmemişti. Başıyla teşekkür etti.
Hyunsuk bedenini ablasının yanında ki boşluğa bırakırken bakışları Jihoon'un karşısında oturmuş Hongjoong'a kaymıştı.
Sinir dolu bakışların arasında birazcık da ikizinin güvenliğini sağlamak isteyen bakışları vardı. Kucağında ki yastık bu duruma bizzat şahit oluyor gibiydi.
Hyunsuk ablasını dürtüklemişti. Gözleri ile Hongjoong ve ardından yerinden gergince kıpırdayan Jihoon'u göstermişti. Hyein gülmek istedi ama dudaklarını bastırdı.
"Siz ikiniz." dediği anda bakışlar ona döndü.
"Siz ikiniz tanışıyor musunuz?"
Hyein'in sorusuna Jihoon olumsuz anlamda başını salladı. Hongjoong ise Jihoon'a göz devirerek ablasına baktı.
"Kaç yaşında şimdi bu?"
"Bu demesen yalnız, ismim Jihoon." Gergince konuşan Jihoon ailesi ile birlikte geldiğinde beri gergin olan Hongjoong'u daha da sinirlendirmişti.
"Bana ne?" diyerek omuz silkip ablasına döndü Hongjoong. Hyein'de Hyunsuk'a döndüğünde hepsi ona bakmıştı.
Dudaklarını ısırarak Jihoon'a bakan Hyunsuk, ellerini dizlerinde birbirine kenetledi.
"Benden bir yaş büyük, yani 24 yaşında." Jihoon bir çocuk gibi başını önüne eğmiş Hyunsuk'un bedenine bakmıştı.
Çok şirin, diye geçirdi içerisinden.
Söylediklerine göz devirdi ve Hyunsuk'un ona verdiği sudan bir yudum aldı.
"Kız kardeşin gelmeyecek mi?" Hyein'in sesi kulaklarına doldu. İçtiği su yemek borusuna bir ferahlık verdi. Başını iki yana salladı.
"Hayır, hâlâ Busan'da."
Hyein başını salladı ve ikiz kardeşlerine baktı Jihoon'a baktıktan sonra. Aklında gezinen cümleyi pat diye söyledi.
"Bebek dört haftalık." Cümlesini bitirir bitirmez Hyunsuk'un bakışları ona dönmüştü.
Abla ne yapıyorsun, bakışları yüzünde gezerken o gün, yani iki gün önceki klinikte olanları Jihoon'a söylememekte karar kalmışlardı. Ama ablasının o çocuğun babası iddiasıyla pekte mümkün olmamıştı.
Ki şu anda söylemişti. Jihoon'a bakmak istemiyordu. Hem utanıyordu hem de bu çok sıra dışı olmaya başlamıştı.
Aylar öncesine kadar ona Park Jihoon'dan hamile kalacağını söyleseler inanmazdı. Ha birde şey vardı, ailesinin evlilikleri için toplanmasını.
Her şey can sıkıcı şekilde normal ilerliyordu.
"Nasıl peki, iyi mi?" Jihoon'un sesi ile kendine geldi. Ablasının cevap vermesine izin vermeden atladı Hyunsuk.
"İyi, sadece düşük riski var ama dikkat edeceğim için bir problem kalmıyor."
"Nasıl düşük riski var?" Jihoon'un gözleri büyüdü duydukları ile.
"Normal." dedi ablası Hyunsuk'un davranışlarına göz devirmişti. "İlk çocukta genelde böyle olur. Daha sonra düzelir."
Rahatlamış bir şekilde yerine geri yerleşen Jihoon'a bu sefer darbe vuran Hongjoong'tu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
43, hoonsuk
FanfictionHyunsuk, Park Jihoon'un çocuğuna hamileydi. - Bu kurgu da geçen her türlü olay, davranış ve kişilerin gerçek ile bağlantısı bulunmamaktadır.