II.

7.3K 697 2.2K
                                    

Sabahın yedisinde Meri bir alarm gibi uyandırmak için beni ararken uyku sersemi ile telefonu açtım ve nasıl olduğunu anlamadığım şekilde kendimi sohbet içinde buldum. Ama beni ayıltan tek konu oldu.

Kendini kaybolmuş hisseden ya da depresyonda olan insanlara uygulanabilecek farklı yöntemler varmış.

En altta beden, yani fiziksel aktiviteler, düzenli uyku ve beslenme. İkinci olarak insanlarla ilişki kurmak. Çok sevmediğin birileri de olsa muhakkak insanlarla görüşmek. En üstte kendinle ilişkin yazı yazmak, günlük tutmak vb. bilinçdışını açığa çıkarmak.

İkinci evre yormaya başladığında üçüncüye geçtiğimi fark ettim ama Meri demese hiç anlamayacaktım. Yarım yılın ardından neden Wattpad'e geri döndüğümü anladım. Tokat gibi çarptı, ayıldım. Yazmak bana iyi geliyor şu sıralar.

Başlangıcı ficin devamı sananlara 50 yorum ceza. iyi okumalar, öpüldünüz, ndlsndkdm

600 yorum sınırı koyuyom, yıldızlayin he

°°°

//

Ben Ona Doymam, O benim Feryadı Duymaz.

//

Taylor uzun zamandan beri arkadaşımdı ve şimdi yıllar sonra karşımda görmek içimde tarifsiz bir mutluluk yaratmıştı. Onu görür görmez Jungkook’un elini tutmayı kesmiş, sıkı bir kucaklaşmayı arkadaşıma bahşetmiştim.

İnsan sevmeyen Jungkook ise ellerini bıraktığım an şaşa kalıp ikimizi izlemişti. Sinirle Taylor’a bakıyor ve onun beni bırakmasını sabırla bekliyordu. Biliyordum, onun içini biliyordum ben. Bu hafifçe kıkırdamama neden oldu. Trip atar gibi bir eda ile bizi izlemeye başladı.

“Tanrım, ne uzun zaman oldu. Seni çok özledim Taehyung. Hepimiz seni çok özledik. Helal olsun sana. Kaçmana çok sevindim. Şimdi ekip tamamlandı işte.”

“Ben de sizi özledim. Sikerler, sonunda bitti şu dört yıl. Bunu tek başıma yapamazdım ama… Jungkook ile tanış. Biriciğim olur kendisi.”

Çillime baktığımda o da bana bakmış ve hemen, sanki biri beni kaçıracakmış gibi geri elimden tutmuştu. Biraz arkama saklanmış ve Taylor’a ölümcül bakışlar atmıştı. Onu hemen tehdit gibi görmesini normal karşılıyordum.

“Taylor bu. Çok eskiden beri arkadaşız. Birbirimizde çok emeğimiz geçti. Bizi buradan alıp güvenli bir yere götürecek. Artık yürümek zorunda değilsin.” Ardından onun dalgalı saçlarını öpmüştüm.

“Tamam. Binelim o zaman.” Kısık sesle fısıldamıştı, beni de çekiştirmişti. Taylor ise ona garip garip baktı.

Aslında Jungkook benimle iletişimi dışında biraz çekingendi ya da sadece mesafeliydi herkesle. Belki de ikisiydi. Emin olduğum tek şey ise Taylor’u sevmemişti. Kimseyi sevmeyecekti büyük ihtimalle.

Elimden çekiştirdi ve bizi arka koltuğa getirdi. Kapısını seri bir hareketle açtı. “Güzelim ben öne oturayım, sen rahatça uyu burada, uzanırsın güzelce. Yoruldun baya.”

O ise başını iki yana salladı. “Benim yanımda oturacaksın. Oturacaksın değil mi? Ben senin göğsüne yaslanıp uyumak istiyorum. Eğer… ön koltuğa geçersen ben de seninle oraya geçerim, sıkışık sıkışık otururuz!”

Bu inadına karşı kaşlarımı çattım. Jungkook çok inatçı biriydi ve sebebi çok basit olsa bile birazdan burada eğer onu kabul etmezsem hüngür hüngür ağlayacağını biliyordum. Taylor’un bunu duymasına gerek yoktu. Arkaya oturdum ve onu da yanıma çektim. Taylor da şoför koltuğuna geçtiğinde hemen bana sarılmıştı. “Çok uykum var sevgilim” diye bana sırnaşmıştı.

RUNAWAY | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin