///
Bu Sinir Harbi.
///
Jimin'den;
"Lan siz benle taşak mı geçiyorsunuz amınıza koyayım? Ben ne dedim? Ben ne dedim lan?! Lan dört koskoca erkek bir adama sahip çıkamıyor musunuz? Lan Jungkook nasıl kaçmış olabilir? Bulun onu, her yere bakın, bulmadan size denk gelirsem sizi sikerim! Lan orospu çocukları biz kaçağız! Jungkook yakalanırsa yine kapatırlar!"
Masanın üzerindeki telefonun hopörlerini açmış ve abimin bizi azarlamasını dinliyorduk. Onun sinirlenince ne kadar fena ve korkunç bir insan olduğunu unutmuş olmalıydım ki ben de ürktüm.
Arada bir sessizlik olmuştu ve abim şöyle söylemişti. "Abicim sen alınma, sana demedim. Sen dışında, dört dedim ama." Eskiden aslında ağzıma sıçardı da şimdi büyüdüm ve uzak kaldım diye pek ses etmiyordu sanırım. Rahatlıkla tuttuğum nefesi vermiştim. Diğerlerine baktım ve "size diyor" dedim.
Saem bana ters ters bakmıştı, omuzlarımı silktim ve arkama yaslandım koltukta. "Hangil nerde lan? Onun sesi hiç çıkmıyor."
"Iıı, abicim... O döşeği kaldırıyor." Şimdi böyle söyleyince garip durmuştu gerçi.
"Pardon? Burada sorunumuz döşek mi lan?"
"Yok da... Öyle değil aslında. Jungkook sanırım ikinci kattan atlayarak kaçmış."
"Ne yapmış ne yapmış?"
"Şey-"
"Lan ben gözünüzün önünden ayırmayın demedim mi size? İncinmiştir o, kaç zamandır içerde, vücudunu güçlendirecek bir zaman bulamadı, kemikleri hamlandı. Atlayamaz o!"
Taylor sinir bozucu bir sakinlikle ve çok bilmişlikle konuştu. Gözleri bizim üzerimizde gezindi. "İncinse bu kadar uzaklaşamaz diye tahmin ediyoruz."
"Delirtmeyin lan beni! Götünüzü sikeceğim oraya gelince orospu çocukları!"
Taylor artık susmuştu, ben ise boğazımı temizleyip konuşmaya devam ettim yoksa kimseden ses çıkmıyordu. "Şimdi şöyle ki, belki o da öyle düşündü ve döşeği balkondan aşağı atıp... Sonra onun üstüne doğru atlamış. Öyle..."
Abim hatta yine sessizleşmişti, nefes seslerini duyuyorduk. O sırada kapıdan içeri Hangil girdi. Nefes nefese kalmış gibiydi. Döşeği pek taşıyamıyor gibi duruyordu. Baya ağır görünüyordu. Merdivenlerden yukarı çıkartmakta ise daha çok zorlandı. Bunun üzerine Taylor abimden kaçmak ister gibi aramızdan ayrıldı. Ona yardım etmeye başladı. "Yardım edeyim sana."
"Pekala, dinleyin orospu çocukları. Jimin sen hariç yavrum. Ne yapıp edip, onu bulun. Her şeyini araştırın. Fotoğrafını atacağım size, millete sorun, soruşturun. En azından bir ipucu bulun."
"Tamam abi, biz bakıp sana haber veririz."
"İyi." Ardından telefonu bir hışımla kapattı. Saem ve ben birbirimizle bakıştık. Ardından dudaklarını oynattı. "Nereden aklına geldi döşeği atmak, kafa zehir gibi."
"Keşke Taylor ona öyle davranmasaydı. Belki bunalıma girdi içeride ve kaçmak için sadece yol aradı. O orada yıllardır kapalıydı, bir de biz kapattık üzerine. Taylor söylemeyin dedi ancak bence abimin bunu bilmesi gerek. En azından bir daha Taylor'a böyle bir görev vermemesi için, hoş duysa onu kapattığı için, bizimde izin verdiğimiz için hepimizin ağzına tek tek sıçar. Bu sefer benim de. Onu kapatsak bile odada birimizin de olması lazımdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUNAWAY | TAEKOOK ✓
Fanfictionİkisine de deli demişler, Hastaneye tıkmışlar. Jungkook, Taehyung'a Taehyung bir başkasına Divaneyken kaçmışlar. Askerler ve yıldızlar; Taehyung'u bırakmazmış. Jungkook çok severmiş, Hikayenin sonunda, Ondan ayrı kalamazmış. ---- Seme Taehyung...