Selamlar. Nasılsınız? Ben Meri(evet ficteki eheheheh)
Her ne kadar birlikte kontrol ederek tam şu an yeni bölümü atıyor olsak bile bu yazacaklarım ona da sürpriz olacak ancak burdan da kutlamak ve anı ölümsüzleştirmek istedim.
Güzelliğim, yeni yaşın kutlu olsun. Benim için ne kadar kıymetli olduğunu sana kelimelerden ziyade davranışlarımla gösterebildiğimi umuyorum. Tanıştığımız ve konuşmaya başladığımız ilk andan beri benim için kıymetin o kadar başkaydı ki, bu zamana kadar bunu hala koruyabildiğimiz hatta kuvvetlendirdiğimiz için ikimize de minnettarım. Planladığımız ve hayalini kurduğumuz her şeyi gerçekleştirebildiğimiz yeni bir yaş ve ömür diliyorum. Seni çok ama çok seviyorum karım.❤️
-Küçük mavi şeyin, Meri'n..
İyi okumalar..
***
///
Sarılıp öpen ağlayıp gülen sonra kaçıp giden...
///
İnsan psikolojisine göre katiller öyle çok şeyden zevk almaz. Hatta çoğu şeyden zevk almaz. Belki yemek yemek ve uyumak bile buna dahildir. Dolayısıyla biraz sınır dışına çıkmak gerekir, biraz adrenalin, tutku ve heyecan gereklidir. Bazen farkında olmadan yeni şeyler keşfetmeye çalışırlar, içindeki duyguları uyandıran, arşa çıkmasını sağlayan... İşte bunun sonucunda şiddete de eğilim varsa yeni bir kavram keşfederler. İnsan öldürmek.
Ve inanın bunu insan öldüren biri olarak söylüyorum; insan öldürmek de bazen artık rutine bağladığından şey olabiliyordu... sıkıcı. Yani benim için. O yüzden yeni tekniklerin önemi işte burada ortaya çıkıyordu. Biraz farklılık, eğlence lazımdı. Eğer bu bir adrenalin arayışı içinse kesinlikle kafaya bir tane mermi sıkmaktan ibaret değildi.
Bazı macera tutkunlarını düşünün. Jumping yapan insanlar mesela; bir süre sonra atladığı mesafe aralığı yetmez, daha yüksek bir kayalıktan atlamaya başlarlar bu sefer. Bu da yetmez, daha yüksek bir yerden paraşütle atlar. Bir zaman sonra o da yetmez uçaktan atlar. Buna da alışınca bu sefer uçaktan paraşütü açmadan atlarlar... İşte böyle böyle, bizim gibi insanların yeni yeni heyecan ve tutkulara ihtiyacı vardır.
Yani bu gece farklı ve denemediğim bir şey yapalım.
Krem rengi kapı bir anda açılmıştı. Bu hızlı ve aniden gerçekleşmişti. Gelen kahkahalar ve söylemler onları çabuk fark etmeme neden olmuştu ve şimdi kapının arkasında sırtımı duvara yaslamış, ellerim cebimde, bir dizimi kırıp duvara dayanarak onları izliyordum.
Adam Meri'nin buğday tenini öpüyor ve ne kadar güzel olduğu ile ilgili birkaç arsızca söylemlerde buluyordu. Meri'nin elinde bir şişe beyaz şampanya bulunmaktaydı ve ona bakarken otuz iki diş sırıtmaktaydı. Adama belki bu seksi geliyordu bilmiyorum ama buradan doktora zorla ön dişlerini açıyor gibi gözüküyordu. Ben ona kapının arkasından gülmeye başlayınca tek kaşını kaldırdı.
Sonra bana sinirlenmiş olmalı ki Meri, dişlerinin arasından şöyle söyledi. "Ne gülüyorsun, bir şey yap!"
Adam bunu duyması ile durdu ve ona dikkatle bakmaya başladı. "Nasıl yani?"
Ona hızlıca yerdeki gülleri gösterdim. Ne yapacağını biliyordu, ben sadece işini kolaylaştıracaktım. Fark ettiği güller ile başında ampul yanmış gibi ayılıverdi. "Ah, diyorum ki senin için bunca çaba sarf etmişken... Etrafına bak. Hadi beni kırma. Yolu takip et. Bir tepki vermemen kırdı açıkçası."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUNAWAY | TAEKOOK ✓
Fanfictionİkisine de deli demişler, Hastaneye tıkmışlar. Jungkook, Taehyung'a Taehyung bir başkasına Divaneyken kaçmışlar. Askerler ve yıldızlar; Taehyung'u bırakmazmış. Jungkook çok severmiş, Hikayenin sonunda, Ondan ayrı kalamazmış. ---- Seme Taehyung...