///
Karma
///
Nihayet kendime gelebildiğimden biraz sızlanmıştım. Önce vücudumu oynatmak istedim çünkü uyuşmuş hissediyordum ve belki de biraz karıncalanmış. Gözlerimi açtığımda sadece karanlık görüyordum ancak gözümün önüne gelen birkaç cılız kırmızı ışık vardı. Bir de ellerim, ellerim ve ayaklarım bağlıydı.
Gözlerimde bir bant yoktu. Sadece üzerimde siyah bir kumaş seriliydi ve ben hala arabada gidiyor olmalıydım. Sadece bu sefer arka koltukta uzanıyordum anladığım kadarı ile. Biraz üst gövdemi kaldırdım ve başıma kadar çekilmiş olan örtüyü açtım. Nihayet şimdi görüyordum. Etraf sigara dumanı kaplıydı. Adam sigara içiyordu.
Elim ve ayağımı biraz oynatmak istedim ancak resmen halatlarla kan akışımı durduracak şekilde bağlamıştı. Sinirlendim, bu aptal herif şimdi neden karşıma çıkmıştı ki? Ben ne güzel Taehyung'u mu da alıp kaçıyordum. Tüm bu düşünceler ile burnumdan derin bir nefes verdiğimde o derin ve ruhsuz sesini işitti. "Uyandım demek,"
Hareketlerim duraksamış ve ben ona öfkeli gözlerle bakmıştım. Arabanın aynasından kan çanağı olmuş gözlerini görebiliyordum. Çok, çok donuktu. "Yolculuğumuz uzun, geri yatmanı öneririm."
"Bana baksana sen," sert bir eda ile ona konuştuğumda hiçbir tepki vermemişti. Ne kadar da sinir bozucuydu. "Bu iki oldu ve gerçekten sinirlenmeye başlıyorum. Beni kaçırdıkça biri size para mı ödüyor anlamıyorum ki, ha varsa söyle ben sana daha fazlasını öderim."
Bozuk bir yüzle homurdandığımda etrafı biraz daha incelemiştim ve sonra bu arabanın Taehyung'un arabası olmadığını fark etmiştim. Off! Bildiğin planlamış olmalıydı. Onu son gördüğümden beri üç numara kesilen saçları biraz daha uzamıştı ve gözaltları eskisinden bile daha kötüydü. Adamın sanki ruhu yoktu.
"Zengin çocukları neden hep aptal oluyor?"
"Pardon?!"
Bu da benim aptal olduğumu düşünüyordu. Anlamıyorum, oradan cidden aptala mı benziyordum? Yerimden kalktım ve arka koltukta tam ortaya oturdum. Sonra ona doğru eğildim, bakışlarının birkaç saniye bana kaydığını hissetmiştim. Nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordum ama şehir merkezinden uzak bir yere benziyordu.
"Yaptığım ironiyi anlamadığın için asıl sen aptalsın tamam mı?" Gözlerini devirmişti. Kollarımı birbirine bağlamak istedim ama ellerim bağlıydı, başımı başka yöne çevirdim ben de. "Gerçekten seni kaçıran birine trip mi atıyorsun?" Arabayı bir anda sola kırdı, bağırarak sağ kapıya doğru kafamı tosladım. Galiba bana kendi çapında sus demişti. Çok kötüydü, kafam acımıştı. Hızla yeniden doğruldum.
"Kocam gelir ve beni alır götürür yine! O yüzden istediğin kadar dene."
"Siktiğimin kocan bu sefer fazla haddini aştı. Seni biraz yanıma alacağım, görsün sevdiklerini kaybetmek nasıl bir şeymiş?"
"Beni öldürecek misin?"
"Hayır?"
"Neden?"
"Ölmek mi istiyorsun?"
"Hayır ama intikam isteyen ruhlar ölümü arzu etmez mi? Tabii şimdi aklına girmek istemem ama şaşırdım. Beni kaçırıp ne yapacaksın o zaman?"
"Ilsun'un istediğini."
"Derken?" Aramızda biraz sessizlik oldu. Anlamıyordum... Amacı neydi o zaman? Beni öylece yanında mı tutacaktı? Yıllarca mı? Ne para istiyordu ne ölüm? Derdi neydi o halde? Beni biraz tutup serbest bırakacak mıydı? Öyleyse kaçamazsam sabırla bekler ve sonra prensesler gibi çıkardım dışarı. "Seni tebrik ettim, vicdanlı bir herifmişsin. Sadece onu korkutmak istedin demek, sonra beni dışarı bırakacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUNAWAY | TAEKOOK ✓
Fanfictionİkisine de deli demişler, Hastaneye tıkmışlar. Jungkook, Taehyung'a Taehyung bir başkasına Divaneyken kaçmışlar. Askerler ve yıldızlar; Taehyung'u bırakmazmış. Jungkook çok severmiş, Hikayenin sonunda, Ondan ayrı kalamazmış. ---- Seme Taehyung...