Selam, önceki bölüme 700 sınır koydum da bu sefer 400 bile olmadan atıyorum yeni bölümü. Değerimi bilin. Ama inşallah bu sefer 700 e ulaşırız hani ne bilim nasip artık.
Eee. bu bölüm sezon finali bu arada. 13 çok mu erken ya? İyi bence... sanırım...
İyi okumalar.
///
Düşündüğümü Uygularsam Deli Dersin
///
"Sen var ya kafayı fıttırmışsın, senin dünya lay lay lom."
Taylor kollarını arkada bağlamış ve önünde duran iki kısa erkeğe bıkmış bir eda ile bakıyordu. Biri sinirden ağlıyordu biri de sinirleri bozulduğu için ağlıyordu. Jungkook çok sinirliydi çünkü Taehyung eski sevgilisinin yanına gitmişti. Jimin de ağlıyordu çünkü çok fazla ağlayan birini görünce o da ağlamaya başlıyordu ve Jimin, Jungkook'a çok maruz kalmıştı bu sefer.
"Ya ben olacağım, var ya elimde silah, Taehyung iş üstündeyken onu basmaya geleceğim- hah! Kıçımı keser kızartma yapar be! Adam tabii deli olunca cesaret promosyon olarak geliyor."
Taylor Jungkook ile tüm yol boyunca uğraşmış ve ona silahı vermemişti. Tüm bu olanları Taehyung'a haber etmek istemişti ama sarışın olan Jungkook'un engelinden sonra sinirlenip telefonu arabada bir yere fırlatmıştı. Taylor ise geçen ki gibi bir muameleye maruz kalmamak için bu sefer Jungkook'a karışmamıştı.
"Kapa çeneni zenci göt."
Jimin gözlerini silip ikisinin arasında mekik dokuduğunda burnunu da çekmişti bir yandan. Birbirlerine girmemeleri için tüm yol boyunca onların arasında kalmıştı ve biraz da bu yüzden ağlamış olabilirdi. Çığlık atmak istiyordu artık.
"Ulan seni melek yüzlü şeytan, bir koyarım kapıda çekik gözlerinin izleri çıkar."
"Of tartışmayın, geldik siz de kendinize gelin artık, buralarda bir yerdelerdir. Silahlar yanında mı Taylor?"
Taylor bıkmış surat ifadesi ile iki tane silahı gözler önüne buyurdu. Jungkook'un o an gözleri ışıl ışıl olmuştu ve Taylor keşke biraz daha dikkatli olabilseydi çünkü Jungkook iki silahı gördüğü gibi kapıp kaçmış, ardından Taylor'un onu durdurmaya çalışması ile dizlerine iki el ateş etmişti.
"Yaptıkların yanına kalır mı sandın?!
***
Taehyung elindeki bıçağın ucunu parmağına bastırmış döndürmekteydi. Dabin ise onu izliyor ve ağlıyordu. Koskoca kirli ve su sızıntıları yaşayan depoda eski püskü bir koltuk vardı ve ikisini oraya fırlatmıştı.
"Dürüst olmak gerekirse beni bir tek sen tanıyorsun... bu kadar iyi."
Jimin Taylor'un yanında kalmak zorundaydı ve tam dizlerinin ortasından vurulduğundan Taylor bolca acı çektiği için Jimin onu arabaya taşımış, doktorun yanına götürmek için hızla sürmeye başlamıştı. Bu sayede Jungkook yalnız kalmıştı ve sessizce depoyu gezip Taehyung'ları aramaya koyulmuştu
Şimdi gözleri vahşi bir avcı gibi keskin, duyuları sonuna kadar açıktı.
Tanıdığından beri kalbinde hep bir yara bırakan Dabin ile yeniden yüz yüze gelmemeliydi Taehyung, Jungkook buna izin veremezdi. Bu yüzden aşkı için ağlamayı kesti ve odaklanmaya çalıştı. Sadece sessiz olmalı, dinlemeli ve yavaşça yer değiştirmeliydi.
"Seninle uzun zamandır tanışıyoruz. Sahipsiz büyüdüğüm doğrudur. Ancak biliyorsun babanın bana sahip çıkacağını söyleyip yavaşça adamı yapmayı çalışıp katil olmamı sağladığını..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUNAWAY | TAEKOOK ✓
Fanfictionİkisine de deli demişler, Hastaneye tıkmışlar. Jungkook, Taehyung'a Taehyung bir başkasına Divaneyken kaçmışlar. Askerler ve yıldızlar; Taehyung'u bırakmazmış. Jungkook çok severmiş, Hikayenin sonunda, Ondan ayrı kalamazmış. ---- Seme Taehyung...