Reyondaki kız Ateş'in dediğine bozulunca biraz daha ileri giderek "Şu kadın, raftan çantasına bir şey götürdü." dedi ve biraz daha kabalaştı.
Eslem şoke olmuş bir şekilde Ateş'e bakarken ne diyeceğini bilemedi. Gerçekten utanmıştı. O sırada Melodi'nin telefonuna bir mesaj daha geldi. Ardından da telefon ısrarla çalmaya başladı. Melodi olanlara aldırış etmeden telefonunu çıkarıp açtı.
Ablası "Neredesin kızım ya. Mesaj yazdım, bakmadın. Her zaman hemen cevap verirsin. Sana da mı bir şey oldu?" diyerek telaşlı bir şekilde konuştu.
"Bir sorun yok ne oldu? Kime bir şey oldu ki?"
"Teyzem kalp krizi geçirmiş. Annemler Karsta bir hastanedeler. Akşama ancak bilet buldum. Haberin olsun."
"Tamam. Arayacağım seni. Şimdi kapatmam lazım."
Telefonunu tekrar çantasına götürürken kız "Madem bir şey almadın, göster çantanı. Akşama kadar kimlerle uğraşıyoruz." dedi. Geçen gün bir hırsızlık olmuş patronu onun hesabından kesmişti. Utanmaz kadın üç bin liralık bir bardağı çantasına alıp götürmüştü.
"Çantamı filan açmıyorum. Bir şey almadım ben." Allah'tan etraflarında kimse yoktu. Melodi zaten yerin dibine girmişti, daha fazla utanmak istemiyordu.
O sırada Kayla araya girerek "İleri gidiyorsunuz hanımefendi. Almadım diyor ya." dedi, kıza deli gibi sinir olmuştu.
"Gösterme çantanı." Bunu diyen Ateş'ti.
Kız biraz daha sesini yükselterek "Polis çağırıyorum. Avukatı mısınız siz?" dedi.
"Evet, avukatıyım." Ateş o an çoktan Melodi'nin avukatı olmaya karar vermişti.
"Bir avukata ihtiyacım yok." Ateş'e imalı bir bakış attı ve telefonunu tekrar çıkarıp polise ihbarda bulunmak için bağlanmayı bekledi. Oldukları mağazanın ismini verip beklemeye başladı. Ateş ise pür dikkat onun ne yapacağını bekliyordu. Kız cidden tuhaf bir öz güvene sahipti. Sakince bekledi. O da Kayla da oradan ayrılmak istemedi.
Emniyetten birkaç kişi geldi. Memur ne oldu diye sormadan kız, "Bu kadından şikayetçiyim. Çantasına bir şey attı. Aransın istiyorum." dedi.
"Harbi safsın he, bu memuru buraya neden çağırdım sanıyorsun. Çantamı tabii ki de onun yanında açacağım." Memura dönüp devam etti. "Bu kadın bir şey çaldığımı iddia ediyor. Lütfen arayın, müsaade ediyorum."
Melodi memurun üzerini aramasına izin verdi. Ateş ve Kayla ona hayranlıkla bakıyordu. Eslem ise hâlâ şaşkındı.
"Üzerinde hiçbir şey yok."
"Nasıl yani yok. İyice baktınız mı?" Kız fena hâlde bozulmuştu.
"Siz çantasına koyduğunu gördünüz mü?"
"Hareketleri şüpheliydi." Kız resmen dumur olmuştu. Ve şimdi sıra Melodi'deydi.
"Boşa mı polis istedim. Şimdi şahidim de var. Şikayetçiyim memur bey. Unutmadan sadece bununla kalmayacağım. Tazminat davası da açacağım."
Ateş'in keyfi daha çok yerindeydi. Polisler tutanak tutarken olanları sakince izliyordu. İş mahkemeye intikal edecekti. Birlikte kapının önüne çıktılar. O sırada orada olmayan patronu da gelmişti. Bundan sonrasını da o aptal düşünmeliydi.
"Geçmiş olsun. İyi hakkından geldin." Bunu diyen Kayla idi.
"Allah'ın hatsiz paçozu. Mahkemede görüşeceğim onunla. Uzlaştırma da kabul etmeyeceğim. Densiz."
Melodi bunu sinirle söyledi. Kızıl saçlarını ise bir tur karıştırdı. Gözleri resmen alev saçıyordu. O sıra Ateş "Eslem, arkadaşını biraz sakinleştir." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Tanışma - Yarı texting
Ficción GeneralHer hikaye muhteşem bir ilk tanışma ile başlar. Ama onlarınki en kusursuz olanıydı. Öyle olmak zorundaydı, çünkü her şey bu kusursuz tanışma için planlanan büyük bir oyundan ibaretti. Adam bir kızı sevdi. Kadın ise onu hiçbir zaman görmedi, üstelik...