Melodi ne yapacağını şaşırmış bir hâlde olduğundan kafası dakikada yüz tane plan üretti. Asla Kadim ile yüzleşmek istemiyordu. Adam belki yanlışlıkla oldu filan diyecekti ama aksini duymamak adına konuşmaya hazır değildi hızlıca ablasının numarasını tuşladı. Telefon bir an önce açılsın diye sabırsızca bekliyordu.
Telefon çalarken arkasından gelen adım seslerinin durduğunu hissetti. Ablası "Dersteydim bir şey mi oldu? Durup dururken aramazsın da." dedi.
"Evet, konuşmamız yarım kalmıştı. İşi gücü halledince aradım."
"Ne konuşması."
"Şirketten çıkacağım sanırım. O pislik herifle yüz yüze gelmek istemiyorum. Yüzünü gördükçe beni öpmesi ve ne kadar iğrenç hissettiğim aklıma geliyor. Şeytanın dediğini yapsam gidip bir kaşık suda bozacağım onu." Kadim eliyle çenesini sıvazlarken sessizce onun konuşmasını dinlemeye devam etti. Konu kendisi ile alakalıydı, sessizce burada olma hakkını kendisine vermişti.
"İstersen akşam konuşalım."
"Doğru haklısın sinirlenmemem lazım ama elimde değil."
"Anladım, birine duyurmaya çalışıyorsun. Haklı mıyım?" İrem hızlıca konuyu anlamıştı.
"Evet, haklısın. Ama sakin olmak istemiyorum. Tek pişmanlığım, suratının ortasına yumruğu geçirmemiş olmam. Tam olarak hak ettiği buydu."
"Eeee, daha sonra..."
"Birazdan toplantıda mecbur yüz yüze geleceğiz. Nasıl tahammül ederim bilmiyorum." O sırada terasta yeniden adım sesleri duyuldu. Belli ki Kadim gidiyordu. Melodi bunun rahatlığını bedeninin her hücresinde hissetti.
"Sakin olacaksın kardeşim."
"Tamam, akşam yine konuşuruz. Simdi kapatayım işe dönmem gerek." Melodi telefonu kapatırken Kadim'in gittiğine emin olarak arkasına döndü ama Kadim karşısında dikiliyordu. Adımlar ise başkalarına aitti. Melodi onunla karşı karşıya kalınca kalbinin hızlı hızlı atmasına mâni olamadı. İçinden kendine bir yığın saydırırken Kadim gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Hadi vur. Eğer için rahatlayacaksa yap bunu. İzin veriyorum."
"İçimin rahatlaması için ringe çıkmamız lazım. Mesela kum torbası yerine sen olsan hiç fena olmaz." Kadim onunla ringe çıktığında kendini ondan yumruk yerken hayal etti. Farklı bir deneyim olabilirdi.
"Bu içini rahatlatacaksa bir ring ayarlayabilirim."
"Neyse gitsem iyi olacak. Yeterince insanlara rezil olduk. Daha fazla olmak istemem."
"İnsanların ne düşündüğünü önemsemem."
"İyi o zaman böyle devam et."
Melodi onun kendisini beğeniyle izleyen bakışları arasında terastan içeri geçti. Kadim ise hâlinden fazlaca memnun görünüyordu.
***Melodi terastan çıktıktan sonra önce ofise gidip dosyalarını aldı ardından da üst kata doğru yola koyuldu. Ahmet Bey çoktan gitmişti. Dünden beri mesaj gelmeyen telefonuna baktı. Bay Bilinmezin mesajlarına ve varlığına ne kadar çok alıştığını düşündü. Alıştırdığı o varlığını alıp gitmişti. Melodi ona olan güvenini yitirmiş kendini çaresiz bir yalnızlıkta hissediyordu. Kalbi kırgındı, bunu dile getiremiyordu ama çok canı yanıyordu. Ona böyle alışıp onun tarafından yalnız kaldığı için kendisine kızıyordu. Suç onda değildi, onu hayatına bu kadar sokan kendisindeydi.
Telefonunu dosyaların üzerine koyarak toplantı odasına girdi. Herkes çoktan yerini almıştı. Masada Melodi'ye yer kalmamıştı. Geride duran asistanların yanına geçti. Koltukların olduğu bölüme oturdu. Telefonunu bir köşeye bırakıp elindeki dosyaları açtı. Koltuklar hemen orta büyüklükte bir masanın önündeydi.
Toplantı normal seyrinde ilerlerken Sedat "Ateş sen, anlaşmayı neden fesh etmek istediklerini bulabildin mi?" diye sordu.
"Bir iki fikrim var bunlardan en önemlisi iki yüz seksen mağazanın miras olarak bölüştürülmesi. Buraya kadar bir sıkıntı yok ama ortaklardan ikisi Türk düşmanı. Hukuki olarak onları köşeye sıkıştırırım lakin bu iki sezon gider. Yeni anlaşma yapmazlar."
Sedat bu sefer Kadim'e bakarak "Sen ne diyorsun?" dedi.
"Fransızları ben de sevmem, kendilerini çok abartmasınlar. Ama yeni bir oluşumu beklemek en az 4 yıl demek olduğu için firmayı ikna etmemiz gerektiğini düşünüyorum."
"Bir düşündüğün var mı?"
Sedat'ın bu dediğine Ateş "İllaki vardır. Plan ne?" diye sordu.
"Ben çoktan planımı yaptım. Birkaç gün içinde onlar dönecekler. Döndüklerindeson hamlemi yapacağım, itiraz etme şansları da olmayacak. "
Sedat "Bu aşamada biraz zor gibi görünüyor ne yaptın?" diye sordu.
Melodi ile Kadim aynı anda konuştu Kadim "Finansal olarak köşeye sıkışacakları bir hamle yaptım." derken Melodi de "Hukuki yollarla başa çıkabileceklerse finansal olarak ters köşe yapmak mantıklı bir hamle olur." dedi.
Odadakiler tek tek onlara bakınca Kadim yerinden kalktı. Koltukların başındaki masaya geçerek sandalyeye oturdu. Melodi o sıra telefonunu aramaya başladı. Telefonu görünürlerde yoktu. Melodi firma ile ilgili not aldığı adreslere bakacaktı ama telefonunu bulamadı.
Kadim o sıra önündeki bilgisayara bir şeyler yazdı. Melodi de o uğraşırken "En iyi 7 firmanın bilgilerini not aldım. Onlara teklif gönderip, teklifi de Lumière Chic firmasına duyurursak iyi olur. Firmanın en büyük rakibi..."
Derken Kadim de araya girdi ikisi de aynı anda "Étoile Brillante." dediler. O sıra odadaki tüm gözler tekrar onlara çevrildi. Kadim bilgisayarın monitörünü dev ekrana yansıttı. Ekranda o 7 firma yazılıydı.
Ateş "Kanaat getirdim, sizin kafanız aynı çalışıyor." dedi. İnanamaz gözlerle onlara bakıyordu.
Gerçekten ikidir, aynı konu üzerinde hem fikir olmuşlardı. Melodi bu durumdan hoşlanmadı. Kadim ise sessiz kaldı.
Melodi "Sanmıyorum, kadınlar biraz daha fazla zekice düşünüyor." diye ağzının içinde geveledi. Onu yalnızca Kadim ve yakınında oturan asistanlar duydu. Kadim ona imalı bir bakış atıp bakışlarını Ateş'e çevirdi.
Ateş bu kez "Yalan mı? Geçende de aynı şey olmuştu. Bence bir ekip çalışması yapsınlar. Öyle değil mi Sedat?" diye sordu. Sedat ona ters ters bakıp başını çevirdi.
"Herkes kendi işini yapsın. Gerekirse zaten beraber çalışılır. Konumuza dönelim." Melodi ona minnetle baktı, böyle bir kaosa hazır sayılmazdı.
Sedat, "Hemen görüşmelere başlayalım." deyince Kadim oturduğu yerden kalktı. Telefonunu biraz kurcaladı ardından konuşmaya başladı.
"Görüşmeleri çoktan yaptım. Şu an detayları hepinize e posta olarak atıyorum. İnceleyin. Sonra tekrar detayları konuşalım."
Asistanların biri kalkıp odadan çıktı. Diğer ikisi de telefonlarını alarak Sedat'ın yanına geçti. Melodi hâlâ telefonunu bulamamıştı. O sıra herkese e posta atmış olan Kadim telefonu gayri ihtiyari masanın üzerine bıraktı ardından masaya geçti. Melodi topladığı bilgilere ve gelen e postaya ulaşmak adına ekran kapanmadan Kadim'in telefonu masadan aldı. Kendini çıldırarak telefonunu bulacaktı. Herkes işi ile meşgul olurken onu fark etmezlerdi. Hızlıca arama bölümüne girdi direkt olarak kendi numarasını tuşladı.
Aynı anda karşısına birinci sim ikinci sim diye menü çıktı. Sim ikiye bastı. Sim iki aktifleştirildi yazısı göründü ardından ekranda ufak bir bekleme oldu. Daha sonra Melodi'nin numarası ve üzerinde MABEDİM diye yazan yazı belirdi.
Melodi içinden 'Vay psikopat.' diye geçirirken, telefonunun deri koltuğun arasından titrediğini fark etti. Hızlıca attığı çağrıyı sildi. Durup bir de Kadim delisiyle uğraşamazdı. Notlarına bakmak için telefonunu eline aldığında ekrandaki arayan ismini okudu. Kısa süreli bir şok geçirdi. Ekranda büyük harflerle XYZ yazıyordu. Bakışlarını kendisine arkası dönük olan Kadim'e çevirdi. Ağzı boğazına kadar kurumuştu. Yutkunmak istedi ama başaramadı. Kendini berbat bir tuzağa düşmüş hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Tanışma - Yarı texting
Fiksi UmumHer hikaye muhteşem bir ilk tanışma ile başlar. Ama onlarınki en kusursuz olanıydı. Öyle olmak zorundaydı, çünkü her şey bu kusursuz tanışma için planlanan büyük bir oyundan ibaretti. Adam bir kızı sevdi. Kadın ise onu hiçbir zaman görmedi, üstelik...