Döküntüler

3.1K 205 37
                                    

   "Kaç yaşındaydın o zamanlar?"

   "İlkokul sondu da yaşı hatırlamıyorum."

   "Çok korkutucu." sesindeki sahtelik hissi beni biraz rahatsız etmişti.

   "Sonra?" ama aynı seste büyük bir merakta vardı.

   "Ne bileyim kandırdı işte.Babanı da kurtarırım senide kurtarırım dedi,kurtarmadı." sona doğru sesim kısılmıştı.Boğazıma bir ağrı girmişti ama devam etmek istiyordum.

   "Bana beni eğittiğini söyledi,çok ilgi gösterdi.Babamın vermediklerini bana o verdi.Düşmanlarını vuracaksın kendini koruyacaksın dedi silah kullanmayı öğretti.Kendi düşmanlarını vurdurttu..."

   "Kaç kişi vurdun?"

   Tüm üzüntüm yüzümde bir gülümseme olarak belirdi.Cevap veremezdim,kaldıramazdım.Konuşmayacağımı anlayınca derin bir nefes aldı.

   "İlk kimi vurdun ya da öldürdün?"

   Gülümsemem büyüdü.

   "Babamı..."

   Nefesini tuttuğunu hissettim hatta belki de kalp atışları bile yavaşlamıştı.Yanağımı göğsüne sürttüm ve daha da yanaştım.

   "Babam aslında örgütün bir üyesiymiş ama yan çizmiş.Hayatını düzene sokmaya ve bana daha iyi bir yaşam sunmaya karşı isteklenmiş ama örgüt izin vermemiş.Çok şey biliyormuş babam.Polise gitmek istemiş."

   "Gitmiş mi?" sesi titriyordu.Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.Dolan gözleri içimde bir şeylerin titremesine sebep olurken yüzünü ellerimin arasına aldım.

   "Yine örgüt hakkında çok bilgisi olan birkaç polisi öldürmesi karşılığında serbest kalacağını söylemişler.Babam da yapmış ama suçu bana attı ve kaçtı."

   Burnunu çekti.

   "Senin için örgütten çıkmak isterken mi?"

   "Beni bunun için bahane olarak kullandığını açıklama gereği duymadım ama durum bu.Babam babalığı hiç sevmedi.Ben onun için sadece getir götür aracıydım." bakışlarımı yüzüne çevirdim.

   "Uyuşturucu taşıdın?" başımı onaylar şekilde salladım.

   "Uyuşturucu taşıyordum.Çocuk olduğumdan kimse şüphelenmiyordu.

   "Kaçtın sonra?"

   "Kaçtım" gözlerim yorgunluğumu daha fazla kaldıramayacak gibiydi.Yanıyordu ve yavaş yavaş kapanıyordu.

   Hayatımın bir döngü içerisinde olduğunu çok geç anladım.Babam kendi babasını vurup kaçmıştı.Sonra ben kaçıp babamı vurdum.Artık kendi çocuklarıma bile güvenemeyeceğimi bilmek acıtıyordu.

   "Yarın bahçeye gidelim.Bence artık görme zamanın geldi."

   "Ne var o bahçede? Bu kadar gizli?"

   "Hiçbir şey.Sadece çiçek falan."

   "Neden kimseye göstermedin o zaman bu zamana kadar?"

   "Bekliyordum."

   "Kimi?"

   Yüzüme baktı ve büyük bir gülümseme verdi.

   "Seni.Yani birini.Senin gibi birini."

   "Seviyor musun beni?" hafif aralık gözlerimle yüzünü sadece buğulu görüyordum ama yüzündeki afallamayı çok net bir şekilde gördüm.

   "Melih?"

   "..."

   "Seviyorsun beni." gözlerimi tekrar kapattım.

   "Merhamet benimkisi"

   "Merhametine de ihtiyacım var."

.
.
.

   Selim'in geçmişini aradan çıkartmak istedim.Sonraki bölüm tanıtım bölümü olacak.Yorumlarınızı bekliyorum ❤️

KAN VE MÜREKKEP (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin