Kayıp Ruh

1.8K 160 11
                                    

   Koğuştaki iki masa uç uca birleştirilmişti ve üzeri boşluksuz şekilde bardaklar ve mezeler ile doluydu.Yat saati çoktan geçmişti.Muhtemelen saat 3-4 civarıydı.Alışkın olmadığım için şişmiş gözlerim yanıyordu ve hafif soğuk yüzünden ellerimi baldırlarımın arasına sıkıştırmış herkesin dibdibe oturduğu masada  kambur bir şekilde oturuyordum.Koğuş mumlar ve gece lambaları ile aydınlanıyordu ama yeterli değildi.Radyonun frekansı sürekli gidip gelse de arada duyulan türküler sadece gürültü gibi geliyordu.

   "Selim,kendine gel bir daha böyle sofra bulamayız.Git elini yüzünü yıka esnemekten çenen kopacak."

   Göz ucuyla Ayhan'a baktım.Çatalında olan kavunu ağzıma yaklaştırdı.Sorgulamadan ağzımı açtım.

   İbrahim de masadaydı ama sadece mezelerden yiyiyordu.Bu gürültüyü görmezden gelip uyumak imkansızdı.

   Ayhan'a başımı sallayıp ayağa kalktım ve banyoya gittim.Oldukça karanlık banyoda el yordamıyla lavaboyu bulup başımı suyun altına soktum.

   Ensemden bir elin tutup çekmesiyle burnuma suyun kaçması bir oldu.Öksürüklerimin arasında karşımdakinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.

   "Sudan çıkmış balık dedikleri bu olsa gerek?" duyduğum tanıdık sesle uykum açılırken zorla da olsa bir havlu bulup saçlarımı kurulamaya başladım.

   "Kes Melih."

   Elindeki lambayı iyice kaldırdı ve yüzünü daha net görmemi sağladı.Burnu kızarmıştı ve çakırkeyif olduğu her halinden belliydi.

   "Senin için hazırlattım her şeyi.Kutlama yapıyoruz bak ruh gibi dolanma ortalıklarda."

   "Gündüzlerin suyu mu çıktı?"

   "Çıktı be güzelim."

   Yüzümü buruşturup havluyu yerine astım ve banyodan çıktım.

   Masama tekrar oturdum.Parmaklarım bardağa sarılmıştı ama kaldırıp içesim yoktu.

   "Necmi bu kaç?" kendisi de çoktan sarhoş olmuş olan koğuşun en boş beleş adamı Şahin,Necmi ile eğleniyordu sürekli.

   "Necmi bak iç devam et hepsi senin."

   "Necmi bak bak yanındaki sarışın kızı senin için getirdiler."

   Yağız kendisinden bahsettiğini anlayınca Şahin'in ensesine yapıştırdı.Ayhan da ne söylense kahkahalarla gülüyordu.Necmi baygın baygın başını kaldırıp Yağız'a baktı.

   "Ama bu kız çok iri sanki? Hangi memleketten bu? Maaşallah at gibiymiş."

   Ağzından zar zor dökülen cümleler halihazırda uğultulu olan koğuşu gürültülü kahkahalara boğmuştu.

   "Rus Neco Rus."

   "Ağzını yamulturum lan senin gelirsem oraya."

   Yağız sinirinden kıpkırmızı olmuştu ve bardağındaki içkiyi başına dikip yatağına gitti.Ayhan hiç oralı olmamıştı.

   Başımı kaldırıp Melih'e baktığımda sadece sırıtarak bana bakıyordu.Son derece samimi ama aynı zamanda baygın bir gülümseme...İstemsizce benim de dudaklarım kıvrıldı.Bardağını bana doğru hafifçe kaldırdı ve tek dikişte bitirdi.Ben de aynı şekilde kaldırdım ama bardağı Ayhan'ın ağzına götürüp içirdim.Sanki kendim içmiş gibi yüzümü buruşturunca minik bir kahkaha attı.

   Necmi'nin ağır sarhoş halleri herkesi gülmekten geçirirken bir anda  durum tam tersine döndü.

   Masadakilerin yarısı uyuyakalmıştı.Kalanlarda çok sarhoştu.Aklı yerinde bir ben bir de Melih vardı.Ben Necmi'yi dinliyordum, Melih'in odak noktası ise tamamen bendim.

KAN VE MÜREKKEP (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin