Küçük ellerimde tuttuğum ağır ve soğuk silahı önümdeki adama doğrultmuştum.Adamın gözlerinde hem alay hem gurur hem korku aynı anda vardı.Geniş yatakta gömleği omuzlarından düşmüş,pantolonunun belinden kemeri sallanıyordu.Nefes nefeseydi dudakları ıslaktı.
Dudaklarım ve çenem titriyordu.Yataktan kendini son anda atmış yarı çıplak üç kadın birbirine sokulmuş korku dolu gözlerle bana bakıyorlardı.Saçları dağılmış muhtemelen az önce yaşanan tutkulu anların etkisiyle rujları dudaklarının kenarlarına bulaşmıştı.Onlara bakmamak için yoğun çaba sarfediyordum,aklıma annemin gelmesini istemiyordum.Yargılayamıyordum hiçbirini.
Otel odasının şaşalı ışıkları dolmak üzere olan gözlerimi yakıyordu.Silah gittikçe uzattığım kollarımda ağırlaşıyor,ağrıtıyordu.
"Büyüdün he?Büyüdün ve ilk iş yanıma geldin he?" gülümsüyordu.Samimi bir gülümsemeydi bu.
"Kes sesini,işimi zorlaştırma."
Yerinde dikleşti.Sanki ona bir silah doğrultulmuyormuş gibi rahat bir pozisyona geçti.Bunu gören kadınlar birbirlerine bakıp kapıya doğru yaklaştılar sessizce.Silahı anında onlara çevirdim.İşim bitmeden bir yere gidemezlerdi.
"Babam demişti." sesi titremeye başladı. "Dilerim oğulların da sana aynısını yapar demişti."
Babam da yıllar önce benimle aynı konuma gelmişti.Örgüte katılmak uğruna önünü kesen babasını vurmuştu.
"Biliyordum lan.Seni daha aklın ermezken ortadan kaldırmalıydım.Ama o siktimin Hamit'i geldi..." hırsla konuşuyordu,öfkelenmişti.
"Babası öyle miydi,değildi!Hamit gözünü sana sen daha doğmadan dikmişti.Eğer babası kalsaydı örgütün başında seni çoktan gebertmiştim Selim.Duydun mu lan beni?Ben sana merhamet etmeseydim sen yoktun!"
Ellerim daha da titriyordum.Dilimi ısırıyordum ama bu akan gözyaşlarımı engellemek için yeterli değildi.Ağzıma gelen kan tadı gittikçe artıyordu.Göz temasını kesmeden yere tükürdüm.
Bacaklarını yataktan sarkıttı.Ayağa kalkıp yavaş ama büyük adımlarla yanıma geldi ve göğsüne denk gelen namluya baktı.
Kadınlar tekrar yakaladıkları fırsatla kapıyı açıp bağırarak dışarı çıktılar.Çok az zamanım kalmıştı.O da bunun farkına varıp gülümsemesini genişletti.Midem gittikçe bulanıyordu.
"Selim,oğlum"
"Sus"
"Dilerim oğulların da sana aynısını yapar."
"sus" ağrıyan boğazımdan sesim çıkmıyordu.
"Keşke o gün seni değil anneni seçseydim.Keşke o sürtük yaşasaydı da-"
"KES LAN" kalan son gücümle tetiği çekip silahı ateşledim.
.
.
.
Yatakta bir anda gözlerimi açtım.Kıpırdayamıyordum.Dişlerimi ne kadar sıktığımı bilmiyordum,diş etlerim ağrıyordu.Alnımdan yavaş yavaş akan ter kaşındırıyordu.
Gıcırdayan yataktan doğrulup nefesimi düzene soktum.Daha güneş doğmamıştı.Dönüp saate baktığımda 5 geldiğini gördüm.Zihnim yavaş yavaş düzene girince sadece birkaç horlama sesi gelen koğuşa gözlerimi diktim.Tekrar uyuyamayacağımı anlayıp kalktım ve kendimi banyoda buldum.Neden geldiğimi bile hatırlamıyordum.
Dönüp lavabonun önünde durdum.Başımı kaldırıp aynaya bakmaya çekiniyordum.En sonunda abdest almaya karar verip çoraplarımı çıkarıp yere bıraktım.
