Kirlenen Tuval

3.2K 168 21
                                    

Ne kadar zaman geçmişti hatırlamıyordum.Aklımdan bir şeyler yemek geçmişti ama Melih'i beklemekte kararlıydım.Yemekler de soğumuştu zaten.

Kapı açıldığında tüm yorgunluğumla zorla da olsa o tarafa döndüm.Melih'in elinde kocaman bir tuval vardı.Ayağıyla kapıyı tekrar itip kapattı ve tuvali duvara yasladı.

"Geç kaldım kusura bakma."

"Sorun yok..."

"Yedin mi bir şeyler."

"Yok"

"Aç mısın peki" duraksadım.

"Yok" sesim içime kaçmış gibiydi.

Gelip önümdeki sandaleyeye oturdu.Masa küçüktü ya da biz çok büyüktük ki dizlerimiz birbirine geçmişti.

"Ye biraz.Daha işimiz var."

Pis düşünceler yine zihnimi bulandırıyordu.Ama içinde Melih'i düşününce o kadarda pis gelmiyordu,hoşuma gidiyordu.İstemsizce sırıtmıştım.

Melih lokmasını yavaşlattı ve sırıtıp yüzüme baktı.Tekrar tabağına döndü.

"Dövmeni nereye yaptırdın?" ağzıma bir parça ekmek atmadan önce sormuştum.Derin bir nefes aldı.Peçeteyle ağzını hafifçe sildi.

"Yemek yemeye pek niyetin yok anladığım kadarıyla.Hm?" yutkundum.Dudaklarımın kenarlarını kontrol edemiyordum.Sürekli gülümseme isteği ile doluydum.

"Çok arsız hissediyorum.İlk defa böyle konularda böyle hissediyorum."

Duraksadı.

"Yani daha önce de?"

Gözlerimi gözlerine diktim.Ne demem gerektiğini bilmiyordum.

"Tamam tamam.Sonuçta benden önce de bir hayatın vardı."

"Hayat denebilirse." garip bir gülüş ortamı oluştu.

Ayağa kalktı ve ikimizin de kadehini iki eline aldı.Kalkarken onu izliyordum.Tuvalin önüne gitti ve kadehlerdeki şarapları sırasıyla tuvale fırlattı.Tuvalin üzerine tutunamayan damlalar zemine akıp gidiyordu.Değişik şekiller oluşmuştu.

"Bununla daha sonra işim olacak." kendi kendime söyledi ve tuvalden bakışlarını çekip tekrar bana baktı.

"Tazesini koyacağım."

"Tüm resimlerini böyle mi yapıyorsun?"

"Sadece arka planı" yürürken cevaplayıp tekrar masaya geldi.Ayaktayken şişeyi alıp kendi kadehine doldurdu.Benim kadehime yönelmişti ki elimle üzerini hafifçe kapattım.Zaten alkolü çok sevmezdim.Şuanda da hiçbir şey yiyip içesim yoktu.Şişeyi tekrar kapatıp yerine koydu.

Kadehini eline alıp odanın diğer ucundaki yatağa ilerledi.Ne yapacağımı bilemeyerek ayağa kalktım.Zaman kazanmak için sandalyemi de yerine yerleştirdim.Bir komut bekliyordum.Bu kadar bağımlı olmam içten içe gururumu yerden yere vuruyordu.

Dönüp yatağın ucuna oturdu ve kadehini bana doğru kaldırıp başını eğdi.Aklıma son görevdeki Kenan geldi.Alkol kullanmamasına rağmen özgürlüğüme kadeh kaldırmıştı.

"Gel"

Bunu duymayı bekliyormuş gibi anında hareketlendim ve önünde durdum.Elini belime koydu ve hafifçe sıvazladı.Sıvazladıkça kaşlarım kıvrılmamak için daha çok direniyordu.

Belimi sıvazlamayı bırakıp kavradı.Aşağıya doğru baskı uyguladığında diz çöktüm.Eli sabitti, belimden yanağıma kadar kaydı ve yanağımda durdu.Baş parmağıyla hafifçe okşuyordu.Vücudum kendini daha önce hiç kimseye bırakmadığı kadar Melih'e bırakmıştı.Kelimeler yoktu sadece göz teması vardı.Kadehi dudaklarına yaklaştırdı ve büyük bir yudumda hepsini bitirdi.

KAN VE MÜREKKEP (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin