16-Kıskançlık

1.4K 193 267
                                    

Başlamadan önce

Artık sınırın olmadığını söylemek istiyorum.İş yoğunluğum kat kat arttığı için ne zaman bölüm yazabileceğim belli olmuyor.Hal böyle olunca da sizleri boşu boşuna yormak ve beklentiye sokmak istemiyorum.Ama sizler oy ve yorum konusunda zaten beni üzmeyeceksinizdir,biz eskisi gibi devam edebiliriz değil mi canlarım? 🥺

Kendimi affettirmek için upuzun bölüm yazdım,keyfini çıkarın ve beni güzel yorumlarınızdan mahrum bırakmayın ki bende yazmak için heves ve motivasyon bulabileyim.Sizi seviyorum muah <3




"Evet,evet 1 saate kadar orada olurum,programı yeniden güncelleyelim şimdi kapatıyorum"

Jungkook,yatak odasının kapısına geldiğinde içerdeki hareketliliği farketmiş ve telefon konuşmasını bitirmişti.Birkaç görevli,odadaki mobilyalar dahil büyük eşyaları dışarı çıkarıyordu.Onları yönlendiren Jimin'de oldukça odaklanmış bir haldeydi.Elleriyle devamlı yapılacak olan işleri işaret ediyor ve her şeyin doğru yapılması için oldukça çaba sarfediyordu.

"Jimin?"

"Oh? Jeongguk,sen daha çıkmadın mı?"

"Yapmam gereken bir şey vardı,birazdan çıkarım.Ama...tüm bunlar da ne,neden eşyaları dışarı çıkarıyorlar?"

"Bu bir sürpriz! Sen gelene dek yetiştirmeyi umuyorum,o yüzden sorma tamam mı?"

Az çok neler olabileceğini tahmin ediyordu Jungkook.Ama Jimin'in tatlı heyecanını bozmamak için üzerine gitmemişti.Yeni evli olarak geçirdikleri 1 haftanın sonunda bugün ilk kez şirkete gidecekti.Evet,balayına gitmek yerine işinin başına dönüyotdu çünkü yeniden düzenlenmesi gereken bir programı vardı ve bir an önce yeni şarkılar üzerinde çalışmaya başlaması gerekiyordu.

Henüz farketmemişlerdi ama aslında ikisi de birbiri için çabalıyordu.Jimin,Jungkook'u olabildiğince rahat hissettirmek için yıllardır dokunulmamış olan odasını sadeleştirmeye karar vermişti.Sade,şık bir yatak odası yapacaktı burayı.Jungkook ise gitmeden önce ekmiş olduğu kaplan çiçeklerini sulamak ve kontrol etmek için kış bahçesinden geliyordu.Bir çeşit fedakarlık yapıyordu ikisi de.Aşk da zaten böyle bir şey değil miydi?

Kendinden eksilmek,sevdiğinle tamamlanmak...

Arabasının hazır olduğu söylendiğinde Jimin'e veda edip çıkmıştı Jungkook.Yapılacak tonlarca işle baş başa kalan Jimin ise derin bir nefes alıp kaldığı yerden emirler yağdırmaya devam etmişti.Renk kartelasından seçim yaparken öylesine dalmıştı ki Bayan Jeon'un yanına geldiğini bile farketmemişti.Yaşlı omega,sevecen bir ses tonuyla karttan bir rengi işaret etmişti.

"Kum beji,yatak odası için harika bir seçim majesteleri"

"Oh,geldiğinizi farketmedim merhaba"

"Dalmışsınız iyice.Zorlu bir değişim gibi görünüyor,çok çabalıyorsunuz lütfen kendinizi yormayın"

"Bitince çok güzel olacak,umarım Jeongguk'da beğenir.Uhm...sizden biraz yardım alabilir miyim?"

"Tabi ki,gitmeden önce elimden geleni yapayım"

"Gidiyor musunuz?Yoksa sizi rahat ettiremedik mi,lütfen kalın"

"Hayır hayır majesteleri,misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim.Sizlere yeterince yük oldum,ama artık Busan'a dönmem gerekiyor"

"Yük ne demek,siz benim alfamın annesisiniz dolayısıyla artık benim de...Odanızı her zaman hazır bulunduracağım ve sizden bizi sık sık ziyarete gelmenizi isteyeceğim,olur değil mi?"

Sassy Prince | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin