-Avengers-
Aynı eski günlerdeki gibi, bunca yorgunluktan sonra köşedeki dönerciye gitmiştiler. Kimseden ses çıkmıyordu. O kadar yorucu bir çalışmaydı. Ama herkes, sonunda birinin Adalie konusunu açacağını biliyordu.
Ve bu kişi Clint oldu. "Adalie, gördünüz mü? Neler yaptı."dedi. Gözler ona döndü. O ise takmayıp dönerine odaklandı. "Mantıklı düşünen bir kız. Tek hatası babası."diyerek kendi fikrini söyledi Natasha. Wanda bu sohbete katlanamıyordu. "Tamamı ile bir hata."dedi.
Tony ortamdaki gerginliği fark edebiliyordu. Kendi fikrini katmak istemedi. Kızın güçlü olduğunu, savaş konularında tecrübeli olduğunu anlayabilmişti. Ama yinede hiç haz etmiyordu.
"Gayet iyi bir iş çıkardı. O olmasaydı daha da zorlanabilirdik.", bu sefer Steve'den gelmişti ses. Aralarında en mantıklı düşünen oydu. Kıza bir yandan da hak verebiliyordu.
Hepsi bir şeyler söylemiş, Tony sadece susmuştu. Hiç beklenmeyecek bir hareketti. "Boşuna bakmayın, hiçbir şey düşünmüyorum."dedi. Açıklama yapma zorunluluğu hissetmişti.
"Peki, onu kovmana rağmen gelip yardım etmesi konusunda da bir şey düşünmüyor musun?"diye sordu Thor. Lanet diye geçirdi içinden Tony. Bu adam son zamanlarda çok haklı konuşmaya başlamıştı.
"Gurursuzluk. Onu kovdum ve geri geldi. İhtiyaç duyuyor."
"Gurursuzluk öyle mi? Yardım etmeseydi sanırım bir düşme vakası daha yaşayacaktın Tony. Ayrıca yaptığı gurursuzluk değil. Bizi kendine muhtaç görüyor. Bir nevi dalga geçiyor. Kendi isteği ile geldiğini bile düşünmüyorum." Uzunca bir açıklama yaptı Natasha.
Tony, kızıl kadının gözlerine baktı. Sanırım haklı olabilirdi. En kısa zamanda kız ile bir görüşme yapmalıydı. Sonunu kavgaya dönüşeceğine emin olduğu bir görüşme.
-Adalie-
Karşımda duran Loki'ye bakıyordum. Bir sürü ilüzyon yaratmış, hangisinin gerçek olduğunu bulmamı istiyordu. Ve ben saatlerce odaklanmış olmama rağmen bulamamıştım.
"Loki, bunlar benim nerede işime yarayacaklar?"
"Öyle deme salak, ileride karşına ben gibi bir mükemmel düşman düşerse, anlayabilmelisin. Başına her şey gelebilir."
Acıkmıştım ama. Bitmek bilmeyen alıştırmalar yapıyorduk. Çoğunda ise kendini övüyor, başka bir şey yapmıyordu. Birde benimle dalga geçiyordu.
Ayağa kalktım. Karşımda duran beş ilüzyona baktım. Bir elimi yana kaydırarak yok ettim. Biri zaten Loki idi. "Madem böyle yapabiliyordun. Ne diye bekletiyorsun?"
"Sadece isyanlarım ile seni boğmak istedim. Acıktım, yemek yapacağım. Fikrin var mı?"
"Her zamankinden bir tane nasıl olur?"
"Hayır demem."
-Avengers-
"Şimdi ben doğru mu duydum, Tony kızın yanına gidecek?"dedi Clint. Bunu defalarca sormuştu. Kendiside şaşırmış ve emin olmak istemişti. "Clint, anlamakta sorunun mu var? Kaç defa evet dedik sana.", haklı bir isyan bıraktı Thor.
"Pekala, bu adamın başına taş düşmüş olmalı. Ya da savaş sırasında fazla durdu zırhının içinde."
Odadaki herkes göz devirdi. Aslında hepside öyle olduğunu düşünüyordu. Beklenmedik bir hareketti. Tony ise garajında, nasıl oraya gideceğini düşünüyordu. Zırhı ile gidemezdi. Mesafenin ne kadar olduğuna bakmamıştı ama zırhı ile gidemeyeceğini elbette biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• 𝐁𝐥𝐚𝐧𝐜 𝐍𝐨𝐛𝐥𝐞 •
FanfictionAdalie, babasının ona bıraktığı izler ile yaşamaya alışkındı. Ama babası olmadan pek değil. Yaptığı şeylerin bir hata olması umrunda bile değildi ama sanırım düzeltmesi gerekiyordu. Bu hataları da Avengers ile düzeltecekti.