Thanos sakince, kendisinden beklenmedik bir şekilde, olduğu yerde oturuyordu. İhtiyacı olmadıkça kapısını açmazlar, iletişime geçmezlerdi. Kendini biraz yalnız hissediyordu. Ama böyle olmasını o istemişti öyle değil mi?
Tony, dün gece yaptığı çalışma ile tüm düzeni oturtmuştu. Çalışmaları kafasında kurmuş, bunları diğerleri ile paylaşmak için üsse gidiyordu. Hatta gelmişti bile. Lüks arabasını kenara park etti. Beş sene içimde her şey değişmişti ama Stark milyonerliği, asla.
Açılan kapıdan içeri geçti ve etrafına baktı. Bir masada oturmuş ekibi, ekip demek biraz saçma kaçardı, gördü. Yanlarına ilerledi. "Buldum, zamanda yolculuğu nasıl yapabileceğimizi buldum."dedi hemen Tony.
Heyecanla ayağa kalktılar. "Nasıl, başlayalım hemen."dedi Natasha. Geri kazanacağı biri olmayabilirdi ama hepsinden heyecanlıydı.
Tony, Hulk'ın burada olmasını istedi. Bazı konuşmalar üzerine kaybolmayan tüm ekip buradaydı. Şimdi hazırlıklara başlayacaklardı. Yüzbaşı ilerleyeceği sırada içeride oturan Thanos'a baktı. Bundan Tony'ye bahsetmeliydi.
"Tony, bir dakika bakabilir misin?"
"Ah, yüzbaşı. Zamanımı çalma. Kurtarmamız gereken bir evren var."derken yanına gelmişti bile. Yüzbaşı başı ile cam bölmenin ardındaki adamı gösterdi. Tony o tarafa bakınca gördüğü kişi üzerine şaşırmıştı. İçinde sinirin yavaşça yer edindiğini hissedebiliyordu.
"Bunun ne işi var burda?"
"Bilmiyorum, yani beklenmedik bir anda kendi geldi. Bahçede öylece duruyordu. Sonra teslim olduğunu söyledi. Yardım istedi."
"Yardım öyle mi? Ne için, evrenin geri kalanını da yok etmek için mi?" Tony cidden sinirlendiğini hissediyordu. Öyle ki boynundaki damar hafifçe belli oluyordu.
"Kızı için. Kızını kurtarmak için yardım istedi."
Tony öylece durdu. Bir kızı mı vardı? Hiç bilmiyordu. İster istemez kendini onun yerine koydu. Kendi kızına bir şey olsaydı, o da böyle yapar mıydı? Tabiiki de yapardı. Kızını seviyordu ve onun için ömrünü bile satardı.
"Bir... kızı mı varmış?"
"Bizde bilmiyorduk. Wakanda'da yanındaydı. Konuşurlarken öğrendik. Sanırım gerçekten değer veriyor. Gözleri parlıyordu diyebilirim."
Tony başını kaldırdı, cam bölgenin ardında umutsuzca oturan adama bu sefer anlayışla baktı. İçinde tuhaf bir duygu oluşuyordu. Ona müsaade etmek istemiyordu. Her şeyi kendi başlatmıştı ve suç onundu. Şimdi bencilce kızını geri isteyemezdi. Birde Tony'ye bencil derlerdi.
Yüzbaşı bir şey demesi için bakıyordu. "Tuhaf bir şekilde onu anlayabiliyorum yüzbaşı. İster istemez onun yerine kendimi koyuyorum. Kalsın, belki bir işimize yarar."dedi Tony.
Yüzbaşı pekala bu cevabı beklemiyordu. Başını hafifçe sallayarak çalışma odasına ilerledi. Hulk gelmişti ve şuan çalışmalara başlanıyordu.
•••
Aradan geçen günlerde ilerleme kaydetmişlerdi. Hatta şuan makine hazırdı. Thanos da ara sıra onlara yardım etmişti. Elinde olsa hep ederdi ama ona pek fırsat vermiyorlardı. Herkes kıyafetini giydi. Orta alanda durdular. Hep beraber bölüm yapmışlar, seçilen yerlere geçmişe gideceklerdi.
Thanos durdu. Taşlar hakkında bir şey söylememişlerdi. Onları uyarmak istedi. "Durun, sizi uyarmak istiyorum. Ruh taşı, onu almak için bir feda gerçekleşmeli. Muhtemelen bilmiyorsunuz."
"Nasıl yani?"diye sordu, ruh taşını almaya gidecek olan Clint ve Natasha. Thanos bu kısa sürede ne kadar yakın olduklarını anlamıştı. Biri birinden vazgeçecekti. Uyarmak istemişti işte.
"Adı üstüne Ruh taşı. Yani bir ruha karşılık taş. Birinizin ölmesi gerekecek."dedi. Birbirlerine baktılar. İkiside korkuyla bakıyorlardı. Hayır, ölüm korkusu değil. Çok kez ölüm ile burun buruna gelmişlerdi. Bu korku, kaybetme korkusuydu.
"Yani bende düşündüm ki, belki geçmişteki bir Loki'den yardım alabiliriz. Şekil değiştirerek ya da yaptığı herhangi bir şeyle alabilir taşı. Can kaybetmeden."diye bir fikir attı ortaya Thanos.
Mantıklı bir fikir olabilirdi evet. Akılda düşünmeye sebep olan bir fikir. Loki gücünü kullanarak numara yapar. Ve taşı alırlar. "Loki, her zamanda bize düşman bir adamı nasıl getireceğiz? Bizden nefret ediyor."dedi Tony.
"Ben getirebilirim. Her zamanda bana itaat ediyor."dedi Thanos'da.
Sonrasında koca adama bir kıyafet ayarlanmış, o da geçmişe gidiyordu. "Plan şu yönde, biz gidip Tesseract'ı alırken Loki'yi de kaçıracağız. Geri geldiğimizde Clint, Loki ile Ruh taşını almaya gidecek. Anlaşıldı mı?"
Herkes anladığını belli eden bir ses çıkardı. Kuralları hepsi biliyordu. Tek bir tuşa basılması ile hepsi şimdi geçmişteydi.
2012 New York. Steve Ve Stark yukarıdaydılar. Geçmişteki Avengers ekibi asayı Shield ekibi zannettikleri Hydra ekibine verirken, Tony Scott'a ne yapması gerektiğini söylüyordu. Steve ise ekibin bindiği asansöre binmiş, "Yaşasın hydra"diyerek asayı kolayca almıştı.
Stark en alt katta, güvenlik kıkığına girerek geçmişteki kendisinden çantayı alıyordu. Öyle ya da böyle taşı almışlardı. Sıra Loki'deydi. Loki'yi geçmişteki Thor'un elinden kurtardılar. Her ne kadar dirensede Loki kaçmayı başaramamış ve onlara teslim olmuştu.
"Bana bak tanrı çakması. Şuan bizimle, sorgulamadan gelmelisin. Nedenini sonra açıklarız."dedi Tony. Ağzı kapalın olan Loki boğuk sesler çıkartıyordu. Ağzını açtılar ve konuşmaya başladı.
"Kusura bakma Stark, hiçbir yere gelmiyorum. Ayrıca sen az önce kalp krizi geçirmiyor muydun?"
"Sana olayları sonra anlatacağımızı söylemiştim. Hafızanın bu kadar güçsüz olduğunu bilmiyordum."
Loki dediklerine göz devirmiş hâlâ inat ediyordu. İstediği, ellerinde olan taştı. Bu işin böyle sürmeyeceğini anlayan ekip, son kozlarını yani Thanos'u kullanmaya karar verdiler. Başından beri olduğu yerden çıkan Thanos'u gören Loki yerinde dikleşti.
Sakince Loki'yi tuttuğu gibi kendi zamanına dönmüşlerdi. Geri dönen herkes taşları almıştı. Geriye sadece Ruh taşı kalmıştı. Ve şimdi onun sırasıydı.
•••
Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
Okuduğunuz için teşekkürler :)
Yazım yanlışlarım için kusura bakmayın:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• 𝐁𝐥𝐚𝐧𝐜 𝐍𝐨𝐛𝐥𝐞 •
FanficAdalie, babasının ona bıraktığı izler ile yaşamaya alışkındı. Ama babası olmadan pek değil. Yaptığı şeylerin bir hata olması umrunda bile değildi ama sanırım düzeltmesi gerekiyordu. Bu hataları da Avengers ile düzeltecekti.