-Adalie-
"Of"dedim uzatarak. Bilmem kaçıncı haftalarımdı ve çok sıkılmıştım. Bunun bura ile ilgisi yoktu elbette. Yani ben kendi evimdeykende aynı sıkılıyordum. Burada da öyle. İlk zamanlar evime gelen teyze, Bella, ile güzel anlaşıyordum. Onun sayesinde biraz daha katlanılır oluyordu buralar.
Koltukta bu sefer ters döndüm. Baş aşağı açık televizyona bakmaya başladım. Yanımda duran kumandayı alıp rastgele tuşlara basmaya başladım. O sıra zil çaldı. Doğruldum ve kapıya ilerlemeye başladım.
Görmeyi en son beklediğim kişi, Steve'di gelen. Pekala belkide o kadar şaşırmamış olabilirim. Sorar gözlerle ona baktım. Elimdeki poşetleri göstererek içeri girdi. Kenara çekildim rahatça girsin diye.
"Ne işin var burada?"
"Buralardan geçiyordum. Arkadaşım ile yemek için pizza almıştım ama beni ekti. Sanırım o benim aksime kızlar ile randevuya çıkma konusunda daha iyi. Bende buraya geldim."
"Pekala, sanırım şaşırmamam gerekiyor. Salona geç geliyorum bende."
Yolu bildiği için bırakıp odama yöneldim. Üstümde askılı ile alakasız bir anda yakalandığım için üstümü değiştirmeliydim. Üstüme rastgele bir t-shirt giyip salona ilerledim.
Steve ortadaki masanın etrafına oturmuş pizzaları açıyordu. Karşı tarafına yere oturdum bende. Onu izlemeye başladım. "Neden hepsini kendin yemek yerine bana geldin?"dedim.
Başını bıkmışcasına salladı. "Her şeyi sorgulama ve anın tadını çıkar."
Başımı salladım. Elimde bir dilim aldı ve bana uzattı. Dilimi aldım ve yemeye başladım. Küçük bir ısırık. O yiyecek mi diye bekliyordum. Bana baktı. Eline bir dilim aldı ve gözlerimin içine bakarak bir ısırık aldı.
"Bakma bana öyle, yalnız kalmak istemedim. Sıkıldım ve aklıma ilk gelen sen oldun. Buradan geçiyordum işte."
Kıkırdadım, başımı tamam anlamında salladım. Beraber sohbet ederek yemeye başladık.
Doymuştum, hatta patlıyordum. Yere uzanmış Steve'in anlattığı rezilliklerine gülüyordum. Cidden geçmişte çok rezil biriymiş. "Ahh, dur. Karnım ağrıdı. Bu kadar rezil olduğunu bilmiyordum."
"Sanırım olgunlaşmamış bir ergendim. Bilemiyorum, gören kişiler yaşamadığı için şanslıyım."
Dediğine güldüm. Cidden şanslıydı. Yan bir şekilde yatmaya başladım. Karnımın ağrısı geçmeye başlamıştı. Telefonu çaldı, arayan kişiyi gördüğünde ciddileşti. İzin isteyerek yanımdan ayrıldı. Konuşmak için boş bir odaya geçti. Bende ayağa kalktım ve boş kutuları toplamaya başladım.
Salona geçip onu beklemeye başladım. Çok uzun sürmeden gelmişti zaten. "Burada durmak isterdim ama gitmem gerek. Fury çağırdı, ciddi olmalı."
Yanına ilerledim, beraber kapıya yürüyorduk. "Sorun değil. Şey... ben teşekkür ederim. Yani, güzel bir gündü."dedim hızlıca. Şuan aşırı bir şekilde kapıyı suratına kapatmak istiyordum.
Ayakkabılarını giydikten sonra bana döndü. Yüzüme gülümseyerek baktı. "Beni kırmadan eşlik ettiğin içinde ben teşekkür ederim. Kovabilirdin de."
Güldüm, birbirimize görüşürüz dedik. O merdivenlerden inerken bende kapıyı kapattım. Arkamı döndüğüm sırada gördüğüm Loki ile yerimde sıçradım. Kısa bir küfür bırakmayıda unutmamıştım.
Bununda çıkmadığı bir yer yokki.
"Gerizekalı, korkuttun beni."
"Biliyorum, en iyi yaptığım iş. Bakıyorumda eğlenmişsiniz."
"Ah, evet. Geldi pizza yedik. Sohbet ettik. Saçma bir şekilde eğlenceliydi."dedim, sonlara doğru tuhaf bir sesle.
"Herneyse, sana şey demeye geldim. Birkaç gün olmayacağım. Merak etme yani."
Ellerimi belime koyup ona baktım. Ardından arkamdaki kapıya, tekrardan suratına. "Fury ile bir bağlantın yok değil mi tatlım?"
"Hayır, onlara bulaşmayı çok önceden bıraktım. Asgard'da işlerim var. Babam bazı planlar üzerinde çalışıyor ve ona yardım ediyorum."
Dediği üzerine ona sarıldım. Ailesi ile arasının düzelmesi çok hoş bir şeydi. O da kollarını belime sardı. Ardından gitti.
Salona ilerleyeceğim sırada odamdan bir ses duydum. Normal bir tıkırtı değildi. Sanki biri var gibiydi. Yanan tüm ışıkları kapattım. Mutfaktan bir bıçak alıp odama temkinli adımlarla ilerledim. Bir elimde bıçağı sıkıca tuttum, diğer elimi de hazırladım. Ayağımla kapıya sert bir tekme attım. Ve odaya girdim. Cam açıktı. Kaçtığını düşünmüştüm ama yana döndüğümde yanıldığımı fark ettim.
Fury, odamdaki küçük koltukta oturuyordu. Bıçağı indirdim ama hâlâ sıkı tutuyordum. "Sakin ol küçük hanım, elini indirmeni tavsiye ederim."
Alaylı nefes bıraktım. "Odamda, evimi bile geçtim, odamda ne işin var. Farklı fantezilerin var sanırım."
"Seninle konuşmaya geldim. İstediğimi alamazsam öldürürüm de."
Işığı açacaktım ki beni durdurdu. Elimdeki telefondan bir şeyler gösterdi. Niye konuşmuyorduki?
Ekranda yazan 'Dinleniyoruz' yazısı ile gözlerimi onunkilere çevirdim. Ardından başka bir yazı gösterdi. 'Konuşacağım doğru ama burada değil. Yarın, atacağım konuma gel.' Başımı salladım. Kolay ikna etmesine şaşırmıştı sanırım. Onu geçtim de bu adamın şuan Steve'lerin yanında olması gerekmez mi?
Normal bir sohbet gerçekleştirmişiz gibi gülerek kapıya ilerledik. İzlendiğimizin de farkındaydık. Dışarı çıktıktan sonra el sallayarak kapıyı kapattım. Tüm perdeleri normal bir şekilde kapattım. Önemli eşyalarımı, cihazlarım, güvenli bir yere kapatmadan önce yapay zekama evi taraması hakkında komut verdim.
Dakikalar içinde evde gizlenmiş üç kameranın yerini tespit etmişti. Kısa bir hackleme işinden sonra cihazlarımı sakladım. Bu kadar kolay olmamalıydı.
Telefonumu elime aldım ve Steve ile olan sohbetimize girdim.
Adalie:
Kısa ve öz cevap ver.
Fury yanınızda mı?Steve:
Ani oldu
Gecikeceğini söyledi
Toplantı odasında bekliyoruz
Neden sordunAdalie:
Önemli değil
Sadece bu kadar acil olan ne diye soracaktımSteve:
Anladım
Eğer biliyor olsaydımda sanırım
söyleyemezdimAdalie:
Biliyorum
Şansımı denedim:)Steve:
Fury geldi
KapatıyorumAdalie:
İyi toplantılar
Başınız şişecek gibiTelefonumu yanıma bıraktım. Odama ilerleyip bazı kurumlar yaptım. Rahat uyurum umarım!
Geç saatlere kadar televizyon izledim. Işıkları kapattım ve bir saatte öyle oturdum. Herhangi bir şey olacak mı diye merak etmiştim. Odama ilerledim ve yatağıma girdim. Yastığımın altındaki bıçağımı kontrol ettim. Şimdi uyuyabilirim işte.
•••
Artık kaos lütfen. Sıkıldım
Kitabın okunduğundan şüpheli olduğum için bölümleri sık sık atmayacağım sanırım. Cidden okunmuyor gibi.
Yanlışlarım için kusura bakmayın. Umarım beğenmişsinizdir.
Öpüldünüz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• 𝐁𝐥𝐚𝐧𝐜 𝐍𝐨𝐛𝐥𝐞 •
FanfictionAdalie, babasının ona bıraktığı izler ile yaşamaya alışkındı. Ama babası olmadan pek değil. Yaptığı şeylerin bir hata olması umrunda bile değildi ama sanırım düzeltmesi gerekiyordu. Bu hataları da Avengers ile düzeltecekti.