34. bölüm

7.8K 780 361
                                    

Gece yıldızlar mı aklımı karıştıyor yoksa seni arayan kalbim mi?

Kalbin ne diyor Afran

Bir Elfida var. Adı Elfida olmayan ve ben onun için atıyorum diyor.

Ya birgün vazgeçerse Afran?

Atmaktan mı?

Benim için atmaktan birgün vazgeçerse?

Durduğun da zaten atmayacak Elfida!

♠️

Mardin konağın da yapılan sıra geceleri meşhurdu. Ayağa kalktı yanında ki ortaklarını kaldıramak ve müzisyenlere doğru ilerledi. Onlara istediklerini söyledikten sonra arkasını döndü. Uzun boyu heybetli bedeni ile zaten ilgi çeken biriydi. Üstünde ki ceketi çıkarıp gömleğinin manşetlerini katladı. Gördüğü muazzam görüntü ile yüreği hoplayan Hilal'den habersizdi.

Dudakları kenara kıvrılı bir şekilde " Laz uşağım Kürt kemençesi ile horon çektin mi?" Dedi. Ortaklarının kaşları çatılırken eğildi ve adamları kolundan tutup tek tek kaldırdığın da konakta kemençeye benzer bir ses duyuldu. Ortaklar şaşkınken Rojawan omzularını hareket ettirip " her biji laz uşağı" diye bağırdığın da yanında ki Ezel Giritli'nin kaşları çatıldı. Horon'dan çıkmak için elini bırakmak istediğin de Rojawan yüksek bir sesle "ne o laz uşağım kürt kemençesi ile horon çekmek zor mu geldi?" Diye bağırdı. Kollarını hareket ettirirken oynamak istemeyen ortağını gaza getirmek istiyordu. Önüne bakıp "biz Kürtler her müziğe uyum sağlamaya müsaitiz " dedi ve ayağını sertçe yere vurdu.

Ezel o'na bakıp "Laz inadı diye bir şey bilir misin ortak" dedi kolunu kaldırdı.

Rojawan gülümseyip " Kürt damarı gibi mi?" Diye onu yanıtlayıp " ha uşağım haaa" diye bağırdı. Sıra gecesine katılmış herkes onlara bakıyor. Bazıları da kalkıp onlara katıldı.

Mardin konağında halay çok çekilirdi ama horon ilk defa çekiliyordu. Hele yörede ki halkın Kürt kemençesi olarak nitelendirdikleri bir enstrümanla ilk defa çekiliyordu.

Rojawan ayaklarını yere vurduğun da "her biji Ezel " diye söylendi. Ezel bu söylemi duymayı sevmiyordu ve her duyduğun da kaşları çatılıyordu. Rojawan baştaydı.

O omuzlarını hareket ettirirken Hilal'in kaşları çatıldı. Artık konağı Rojawan'la beraber yakması için hiçbir neden yoktu. Rojawan omuzlarını ayaklarını hareket ettirip coşkulu bir şekilde horon oynarken Hilal onun içinden sela okuyordu. Malum genç kızların bakışları ondaydı ve ona bakan gözleri oymak ve kocasını öldürmek arasında gidip geliyordu.

Kadir aralarına katıldığın da Zeynep'te şaşırdı. Millet olarak halay çekmesini seven bir ırktılar ama horon biraz garip gelmişti. Hele ikisinin ustaca oynaması iki kadının siniri bozmuştu. Zeynep'in içinde ki duygu kıskançlık değildi. Gelirken teklif edilmemesine sinirliydi. Konakta zaten sıkıldığını bildiği için Kadir'in gel demesini beklerdi. Hele Hilal ile geçirdiği kısa vakit ona ölüm terleri döktürmüştü. Yanlarında ki ikili ikisinin haline kahkaha atmamak için kendilerini zor tutuyordu.

Naze kafasını eğip "kocalarınız tüm ilgiyi üzerlerine çekiyorlar. Boy desen boy yakışıklık desen yakışıklık " dediğin de Hilal tırnaklarını yemenin yanında kafayı yemek üzereydi.

Mevsim sinsice sırıtıp " bir de ağa olduklarını bilseler" diye araya girdi. İki kızın maksadı evli olan iki arkadaşının öfkelerini harlamaktı. Malum gelirken Hilal hepsinin ayarları ile oynamıştı.

Rojawan ise horon'da coşmuş bir şekil de "ha uşağım haaa" diye söylenip oynuyordu. Hilal kocasını hem öfkeyle hem de hayranlıkla izliyordu. Kürt kemençesinin sesi kesildiğin de dağılmalarını bekleyen Hilal Rojawan elinde ki mendili sallayıp omuzlarını hareket ettirmesiyle dişlerini sıktı kocası oynamaya doymuş gibi değildi.

Zeynep (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin