5

1K 93 17
                                    

"Beni daha ne kadar burda tutacaksınız Robert? Ah, pardon Jungkook'tu."

Sinir bozucu bir gülümseme ile bitirdiği cümlesinde yüzünü dağıtmamak için derin bir nefes aldım. "Burda neden olduğunu biliyorsun. Canımı sıkma ve düzgün dur."

Sungho sandalyesine yaslandı, gülümsemesi daha da genişledi. "Bilmiyorum, belki de sen bana anlatırsın. Sonuçta, polisler her şeyi bilir, değil mi?"

Gözlerimi kısmıştım. "Emily'nin ölümü ciddi bir mesele, Sungho. O kadını kimin öldürdüğünü öğrenmek için buradayız, ve senin işbirliğin bu noktada önemli."

"İşbirliği mi?" diye tekrarladı Sungho alayla. "Benim işbirliği yapmamı mı bekliyorsun? Senin gibi birine? Sen ve senin gibi polisler sadece sorun yaratır."

Bu sözler kanımı kaynatmıştı ama kendimi kontrol etmeliydim. "Bak, biliyorum ki kardeşinin Emily'le ilgili sorunları vardı. Onu evlat edinemediği için onunla evlenmek zorunda kaldı. Bu durum hakkında ne biliyorsun?"

Sungho gözlerini devirdi. "Bak, o sürtüğün hayatını düzeltmek için yanına almak istedi sadece abim. Ama hep dediğim gibi lağımda yaşayan bir fareyi villada besleyemezsin. Ait olduğu yere dönmek istedi bizde bıraktık."

"Bu ne demek, Sungho? 'Ait olduğu yere dönmek istedi' ne anlama geliyor?" Sesimi kontrol etmek için kendimi zorluyordum.

Sungho, sandalyede rahat bir pozisyon aldı ve soğukkanlı bir ifadeyle konuşmaya devam etti. "Emily'nin sorunları vardı, tamam mı? Geçmişiyle yüzleşmekten kaçıyordu. Abim ona yardımcı olmaya çalıştı, ama o her zaman geçmişine dönmek istedi. Biz de fazla zorlamadık."

"Onu zorlamadınız mı?" diye sordum. "Onu bıraktığınızda nerede olduğunu biliyor muydunuz?"

"Bilsek ne fark eder? Onun için yapabileceğimiz her şeyi yaptık," diye yanıtladı Sungho, umursamaz bir tavırla. "Kendi seçimleriydi. Bizden yardım istemedi."

"Bunu neden şimdi söylüyorsun? Eğer gerçekten ona yardım etmek isteseydiniz, neden polise ya da sosyal hizmetlere haber vermediniz?"

"Çünkü biz onun ailesiydik, başkalarının işine karışmasını istemiyorduk," dedi Sungho sert bir şekilde. "Kendi meselelerimizi kendimiz halletmek istedik."

"Ve bu yüzden şimdi burada oturuyorsun, kardeşinin işlediği cinayeti örtbas etmeye çalışıyorsun," dedim, sesim kararlı ve keskin.

Sungho, sinirlenmişti. "Ben burada abimi suçlamıyorum. O kadının ne yaptığı bizi ilgilendirmez. Bizim tek suçumuz, ona yardım etmeye çalışmaktı. O yüzden abimi suçlu çıkarmak için elinden geleni yapabilirsin ama gerçekler değişmeyecek."

O an Sungho'nun işbirliği yapmayacağını anlamıştım. "Bu konuşma burada bitiyor, Sungho. Kardeşinle ilgili daha fazla bilgiye ihtiyacım var, ve senin yardımıyla ya da yardımın olmadan bunu bulacağım."

Sungho, gözlerini kaçırarak sessizce otururken, ben de sorgu odasından çıkmak için hazırlanmaya başladım. Kapıya doğru yürürken arkamdan gelen sesi duydum. "Ben ne zaman çıkacağım burdan?"

Gülümseyerek ona döndüm. "Doğru cevapları verene kadar."

"Bunu yapmaya hakkın yok! Burda beni gereksiz yere tutamazsın!"

Elimde ki dosyayı açıp ona baktım. "Aslında gereksiz yere tutmuyorum. Sicilin epey kalabalık, bir cinayet şüphelisinin kardeşisin ve en bombasını sona sakladım. Dün seni kendi kurduğun kumar partisinde yakaladık."

Sungho, gözlerinde parlayan öfke ile bana baktı. "Bu saçmalık, biliyorsun. Kumar partisiyle bir ilgim yok. Oraya sadece bir arkadaşım için gitmiştim."

ColpoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin