Bölüm : 10 - Keskin!

7.3K 671 282
                                    

Yeni bölümle herkese merhabalar efenim...

Nasılsınız?

Bir önceki bölümde Zeyd Arslan'a sövmeye doyamadınız, o neydi gıı???

Çocuğumun şaptı kaydı,
neye uğradığına şaşırdı. *-*

Neysem, bölüme bol yorum yapmayı unutmayın canlar ve tabii ki oy vermeyi de unutmayın 👀💋

Neysem, bölüme bol yorum yapmayı unutmayın canlar ve tabii ki oy vermeyi de unutmayın 👀💋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ALACA KIZI

BÖLÜM: 10 –KESKİN!

"Baki olmayan şeye gönül verenin gönlü diri değildir."

Feridüddin Attar

"Anneler tüm çocuklarını aynı derecede mi sever babaanne?" diye sorduğumda tek kaşını kaldırarak bana baktı babaannem. Bu da nereden çıktı dercesine kıstığı gözleriyle beni süzdü bir müddet.

"Annenle kavga mı ettiniz?" diye sordu, bana cevap vermek yerine. Bir yandan da bana yemek ısıtıyordu, aç olmasam da okuldan geldiğim için mutfağın yolunu tutmuş ve bana kendi elleriyle yemek ısıtmak istemişti. Kendim yaparım ya da Refika Abla'ya söylerim o yapar demiştim ama babaannem reddetmişti. Bana yemek yedirmeyi seviyordu, ben de onun bana yemek yedirmesini seviyordum, çünkü o anlarda değerli hissediyordum. Birileri tarafından önemsenmek, çok güzeldi.

"Kavga etmedik," dedim, yumruk yaptığım elimi çenemin altına yaslayıp dirseğimi masaya koydum. "Sadece merak ettim, Allah annelerin kalbini tüm çocuklarına eşit şekilde yetecek kadar büyük mü yarattı?" Boğazımı temizlerken iç çekercesine nefes alıp verdim. "Bugün Fen Bilgisi dersinde, öğretmenimiz dedi ki; herkesin kalbi dört odacıklıymış. Annemin kalbi dört odacıklıysa hangimiz dışarıda kaldık?" Biz beş kardeştik, anne ve babamızın sevgisizliğiyle büyümek zorunda kalan.

Müşfik edasıyla gülümsedi babaannem, tabağı önüme bırakıp karşıma oturduğunda, "Sen söyle," dedi topu bana atarak. "Anneniz hanginizi dışarıda bırakırsa üzülmezsin?"

Saniye geçmeden, "Beni bırakmasın," dediğimde babaannemin kaşları öyle mi, dercesine havalandı. Bakışlarımı kaçırdım, çatalımı alarak tabağımdaki patlıcan oturtma yemeğini karıştırmaya başladım. "Bencil olmak kötü bir şey biliyorum babaanne ama annem beni dışarıda bırakmasın, istiyorum." Gözlerim dolmaya başladığında güçlükle yutkundum ve ağlamaklı ifademle babaanneme baktım. "Ama biliyorum, annem beni dışarıda bırakmış." Çocuktum, hissediyordum.

"Bergüzar'ım," dedi babaannem, ağladığımı görünce yanıma gelip endişeyle bana sarıldı. "Niye doldu o güzel gözlerin kızım?" dediğinde küçük omuzlarımı kaldırıp indirdim.

ALACA KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin