Bölüm: 22 - Karanlık! (Sezon Finali)

5.7K 427 118
                                    


ALACA KIZI

BÖLÜM: 22 – KARANLIK!

"Gece neye gebeyse onu doğurur!"

Hz. Mevlâna

Bir Eylül gecesinde yıkıldı dünyam başıma ve yine bir Eylül gecesinin ilk şafağında ardımda bıraktım ben tüm dünyamı.

O gecenin şafağında ardıma bakmadan çekip gittiğimde geri dönüşü olmayan bir yola girdiğimi biliyordum. Pişman olacağımın, keşkelerin içinde kendimi yitireceğimin ve elimden tutacak tek kişiyi de sonsuza dek kaybedeceğimin farkındaydım.

Bilerek adım atmış, sonunu bildiğim karanlık yolda yürümeye niyetlenmiştim.

Kimseler bilmese de -buna o da dahil- ben en çok onu seviyordum, bir tek ondan gitmemeyi isterdim ve yine sadece onun nefesini solumaktı niyetim.

Yine de gittim!

Beni anlar mıydı bilmiyorum ama çok yorulmuştum, çekip gitmek istedim sadece...

Gitmek, her şeyi ve herkesi ardımda bırakarak babam gibi kayıplara karışmak istedim.

Gidersem sevdiklerim güvende kalır, benim çamuruma batmazlar diye düşündüm.

Tarih 18 Eylül'ü gösterdiğinde, o gecenin şafağında, teninde soluklandığım adamı ardımda bıraktım, sanki hayatına hiç girmemişim gibi çekip gitmeye niyetlendim.

Başardım, çıktığım yolda tek başımaydım ve bu benim canımı yakıyordu!

Ta ki...

Bir Hafta Önce:

11 Eylül 2024

Elimdeki telefonun ekranına bakarken fazlasıyla çaresiz hissediyordum, karamsarlığa kapılıp kendimi yemek üzereydim. Aynı numaradan aldığım ikinci mesajdı ya da uyarı veyahut tehdit, ne fark edecekse artık!

Bana ulaşmışlardı, gerçeği öğrendiğimi biliyorlardı ve beni açık bir şekilde tehdit etmeye başlamışlardı.

Attıkları ilk mesajda kadrajda Asi'nin olduğu bir görüntü vardı. Lavinia'daydı, Ceyhun'la konuşuyordu. Burada kaldığım süre boyunca mekana bakmasını ben rica etmiştim, o da kabul etmişti ve sanırım fotoğraf yakın zamanda çekilmişti.

Fotoğrafın altında tek bir cümle vardı:

Kaçmayı bırakman gerek, Bergüzar!

O zaman Cihanşah malikanesindeydim, mesajı atan her kimse artık oradayken bana ulaşamayacağını biliyordum, o da biliyor olmalıydı ki ucuz tehdit mesajları atmaya başlamıştı. Dikkate bile almadığım mesajın aynısından üç gün sonra bir kez daha aldığımda ilk sefer olduğu kadar rahat değildim pek tabii. Nitekim bu sefer kadrajda Akşın vardı ve yine aynı cümle yazıyordu altında.

Kaçmayı bırakman gerek, Bergüzar!

Kardeşlerime bir şey yaparlar mıydı, bilmiyorum. Bildiğim tek şey peşimi bırakmayacaklarıydı ve benim maruz kaldığım tehditlere boyun eğmemem gerektiğiydi.

"Sevgilim, telefonumu gördün mü?"

İçeriden Zeyd Arslan'ın sesi yükseldiğinde açtığım mesajı hızlıca sildim ve tuş kilidini kapatarak telefonu bırakıp önünde dikildiğim tezgâha döndüm, bildirim sesi yükselmeden önce yaptığım şeye, salata için malzemeleri yıkamaya devam ettim.

ALACA KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin