9.Bölüm

231 32 0
                                    

Aurora Ophelia Swan

Odamın kapısı çalındığında aynamın karşısında giydiğim Sofia'nın elbiselerinden birini düzeltiyordum. 2 hafta önce terzi ölçülerimi almıştı acaba tüm kıyafetleri bitirmesi ne kadar sürerdi?

"Girin," diye seslendim. Elbisemin düzgün durduğuna karar vermiştim sıra saçlarımı düzenlemekteydi. Saçlarım gür ve dağınıktı. Dümdüz saçlarım olmasını tercih ederdim. Şu anki haliyle aslan yelesine benziyorlardı. Neyse ki dün ördüğüm için fazla kabarmamıştı. Dalgaları uğraşılabilir boyuttaydı. Önlerden birer tutam alıp örerek arkada birleştirdim. Kalan saçlarımı ise açık bıraktım.

Maalesef o gün uyuyakalmış kütüphanenin çalan kapısına uyanmıştım. Bir görevli kilitlediğime emin olduğum kapıyı açmış ve kapıda dikilerek odamda uyumaya devam etmemi söylemişti. Açtığıma emin olduğum pencere kapanmıştı ve omuzlarımda bir örtü vardı.

O an bunların hiçbirini idrak edemeyerek onaylamış ve odama dönmüş üzerimi değiştirdikten sonra yatıp uykuma kaldığım yerden devam etmiştim.

Fakat ertesi sabah bir panik içinde uyanmıştım. Christopher'ı beklerken uyuyakalmıştım. Biraz daha düşününce kapı, pencere ve omuzlarımdaki örtü ile ilgili mantıklı çıkarımlar da yapabildim. O günün ilerleyen saatlerinde ise Sophia'dan Christopher ve George'un saraydan ayrıldığını öğrendim. İş için sabahın çok erken bir saatinde bir yere gitmişlerdi. O günden beri ikisini de görmemiştim.

"Kahvaltı tepsilerini mutfağa bıraktım," Sofia gelmişti. Şu iki haftada daha çok yakınlaşmıştık. Ama yine de ona hakkımdaki gerçeği söyleyememiştim.

"Eline sağlık Sofia. Eğer istersen bugün dinlen zaten izin günümüz ben de dışarıda kitap okumak istiyorum. Bugün hava çok güzel."

Açık balkon kapısından dışarıya baktım. Aralık ayı olmasına rağmen hava çok güzeldi. Güneş gökyüzünde hiçbir bulutun esareti altında olmadan tüm ihtişamıyla parlıyordu. Bugün yağmur yağmayacaktı. Ama hava yine de serindi. Sofia'dan dün istediğim kışlık pelerini giydim.

"Tamam, benim de yapacak birkaç işim vardı. Eğer ihtiyacın olursa gelirim yine."

Sofia gittikten sonra balkonumun kapısını kapattım ve elime aldığım kitabımla odamdan çıktım. Bugün ve yarın izin günümdü. Normalde izin günlerimde yatakta kalsam da bunu yapmaktan sıkılmıştım ve bugün bahçedeki kamelyada kitap okumaya karar vermiştim. Yarın da Sofia ile çarşıya gidecektik.

Merdivenlerden inerken Richard ile karşılaştık ve ona selam verdim. Adam çok telaşlı görünüyordu. Yine görevlilerden biri bir şeyleri batırmış olmalıydı. Kendi kendime bu haline güldüm. Çok iyi kalpli bir adamdı. Bana çok yardımcı oluyordu. Sanki bütün sarayın düzgün işlemesini sağlayan ana çark gibiydi. O dönmeyi bırakırsa tüm sistem bozulabilirdi.

Sarayın kapısından çıktığımda buz gibi soğuk yüzüme çarptı. Şu an bu taraf soğuk olsa da arka bahçede daha ılık bir hava oluyordu. Bu saatlerde güneş doğrudan oraya vuruyordu.

Güneşli birkaç saate denk geldiğimizde Sofia ile bahçede yürüyüşler yapmıştık. Sürekli sarayın içinde kalmak beni bunaltıyordu. 5 gün önce yürürken birden yağmur bastırmıştı ve aynı günün akşamında biraz ateşim çıkmıştı. Neyse ki önceki ilaçlarımı içip uyuyarak hemen kendime gelmiştim.

Bağışıklığımın bu kadar zayıflaması sinirlerimi bozuyordu. Bu yüzden sık sık meyve yemeye başlamıştım. Sofia'dan çay saatlerinde tatlı yerine meyve getirmesini istiyordum. Vitaminsiz kalmış olmalıydım.

Kader Madalyonu: Orkide | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin