Christopher Adrien Williams
Kapıyı kapattığımda George koridorda bekliyordu.
"Ben de seninle tanıştığımda büyülendim Rory," sinir bozucu bir şekilde taklidimi yaptı. Aslında ters yanının arkasında oldukça eğlenceli ve dalgacı bir kişiliği vardı. Tabii bu yanını sadece yakın çevresine göstermeyi tercih ederdi.
"Bu laf da nereden çıktı Chris?"
"Bir halk ozanının sözleri ondan bahsediyorduk."
"Ben hiç duymadım," derken kaşlarını kaldırmıştı.
"Kültürsüz olman benim suçum değil," derken merdivenlere yönelmiştim.
"Peki Rory de ne demek oluyor?"
"Ona Rory demek istiyorum senin açından bir problem var mı?"
"Hayır ama senin açından olmalı," gözüme Richard takılmıştı.
"Richard, söyler misin yemeğimi çalışma odama getirsinler."
"Şimdi de benden mi kaçıyorsun? Sorun yok hatta orada bu konuyu daha ayrıntılı bir şekilde ele alabiliriz."
"Richard ben de yemeğimi kuzenimle yiyeceğim," kuzenim kahyama seslenmişti. Kahyamın ona servis getirmemesini umdum.
Richard mutfağa giden koridorda gözden kaybolduğunda giriş katındaki çalışma odama gelmiştim. George da peşimden girdi.
"Senin derdin ne Chris? Pisliğin teki gibi davranıyorsun."
"Çünkü sürekli olarak vurduğun laflar beni sıkıyor George."
"Tamam baştan başlayalım. Kızın tam adı ne?"
"Aurora Ophelia Swan," diye cevap verdim.
"Tanıdık bir soyad değil. Geldiği yer konusunda da pek dürüst değildi," derken çenesini sıvazlamıştı.
"Ben biraz bu konu hakkında konuştum. Söyleyemeyeceği şeyler varmış. Ama iyi ve dürüst bir kıza benziyor," kısmen yalan söylemiştim.
"Muhakeme yeteneğine güvenirim dostum ama sırf güzel bir kız diye bu kanıya varmadığını ümit edeceğim."
Gerçekten o kadar güzel bir kızdı ki uğruna savaşlar yapılabilirdi. Ve aynı savaş sadece gözlerine bir kez bakıldığında sonlanabilirdi. O parlak mavi gözleri barışı vadediyordu.
"Christopher," George başını iki yana salladı.
"Ne?"
"Gözlerindeki bakıştan hiç hoşlanmadım."
"Pekala sen Bayan Swan hakkında ne düşünüyorsun?"
"Rory'e ne oldu?"
"O yalnızca ona özel," diye ters bir şekilde cevap verdim.
"İşte bundan bahsediyorum," sert bir nefes alıp verdi.
"Christopher, bu kızla tanışalı henüz 24 saat bile olmadı. Tavırların beni endişelendiriyor. Masum göründüğünü kabul ediyorum ama ya değilse? Çok şüpheli olduğunu kabul etmelisin. Senin için endişeleniyorum."
Çalışma odamın kapısı açılıp kapandı. Ne yazık ki iki servis gelmişti. Servisleri masaya bırakarak geri çıkmalarını beklerken konuşmadık.
"Ona güvenmeme sebebini anlayabiliyorum George ama bana güven lütfen. Ben ona güveniyorum. Geçmişi hakkında biraz konuştuk. O sıradan bir kız değil."
"Kendisine suikast düzenlenen bir prenses falan mı?" açıkça dalga geçiyordu.
"Hayır. O iyi bir kız. Bilmen gereken tek şey bu. Lütfen ona Leydi Dawson'a davrandığın gibi kibar davran."
Yumuşamıştı.
"Sorumluluklarını unutmayacaksın. Burada kalmasına sesimi çıkarmayacağım, ona iyi davranacağım hatta belki ondan gerçekten hoşlanacağım ama sen sevgili kuzenim sorumluluklarını unutmayacaksın," omuzlarım çökmüştü. Sorumluluklarımın sürekli hatırlatılmasından bıkmıştım.
"Bu sorumluluklarımdan Bayan Swan'a bahsetmemeni rica ediyorum," bunu kafasında birkaç dakika boyunca tarttı.
"Kabul ediyorum ona bir şey söylemeyeceğim zaten söylemek de bana düşmez."
Servislerimizi açıp yemek yemeye başladık.
"Bu arada Christopher, kızın buradaki varlığını tuhaflaştırıyorsun."
"Nasıl yani?" anlamamıştım.
"Onu kütüphane işçisi olarak aldığını söyledin ama misafir odasında kalıyor. Çalışanların sarayda değil konuk evinde kaldığını yakında öğrenecek."
"O hasta. Gözetimim altında olmasını istiyorum. Ayrıca aklıma gelmişken,"
Odamda ucu bir çana bağlı olan ipi çektim. Çanın sesi çalışma odamın dışındaki koridorda yankılandı. Richard hızla odaya girdi.
"Buyurun Lord Williams."
"Richard, Bayan Swan için güvenilir bir hizmetli seçer misin? İlaçları da eşyalarımın arasındaydı yemeğini yedikten sonra ilaçlarını versinler."
"Hemen ayarlayacağım genç efendi."
"Bayan Swan çalışmaya iyileştiğinde başlayacak. Yalnızca kitaplarla ilgilenecek kütüphanenin temizliği onun görevi değil. Her sabah Bayan Swan kahvaltısını bitirene kadar kütüphanenin temizlenmesini istiyorum."
"Başka bir arzunuz var mı?"
"Evet, müsait olduğunda terziyi çağıralım. Bayan Swan'ın ölçülerini alsın ve onun için güzel kumaşlar getirsin. Çıkabilirsin Richard."
Richard kapıyı arkasından kapattığında kuzenim bana sırıtarak bakıyordu.
"Bayan Swan için şunu yapın, Bayan Swan için bunu yapın," taklidimi yaparken oldukça eğleniyor gibi görünüyordu.
"Kes sesini George," çatal tutmadığı elini kaldırdı ve ağzına hayali bir fermuar çekti bunu yaparken gülmeye devam etmişti.
Çalışma odamın kapısı çalındığında yemeklerimizi bitirmiş havadan sudan muhabbet ediyorduk. Mutfakta çalışan kadınlar servisleri toplarken Richard kenarda onların çıkmasını bekliyordu.
"Lordum, terziye haber yolladım. En kısa zamanda gelmesi gerektiğini özellikle yazdım. Bayan Swan için genç ama deneyimli bir kız seçtim ki yalnızlık çekmesin."
"Çok iyi düşünmüşsün Richard. Bayan Swan nasıl?" acaba onu ziyaret etmem için erken miydi?
"Yemeğini yedi, ilaçlarını aldı. Hizmetçisi yani Sofia ona temiz kıyafetler götürdü. Banyosunu yapıp yatacaktı."
"Güzel. Sofia istediği, sevdiği yemekleri öğrensin ve Margot'a haber versin."
Margot aşçımızdı.
"Ona söyleyeceğim lordum."
"Teşekkür ederim Richard."
Richard çıktığında George ile yine yalnız kalmıştık.
"Sohbetine doyum olmuyor kuzenim ama ilgilenmem gereken belgeler var."
"Ben de uyuyacağım zaten. Bu gece hiç rahat yatamadım. Sen de biraz kestirsen iyi olur. Tüm gece uyumadın," başımı salladığımda George çıkmıştı.
Masamdaki belge yığınına baktım. Gerçekten öncesinde kestirsem daha iyi olabilirdi. Çalışma odamdaki koltuğa uzandım.
----
Temsili Karakter Görseli: Defne
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Madalyonu: Orkide | Tamamlandı
FantasiaOrkide İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan sıradan bir üniversite öğrencisidir. Tek akrabası olan büyükannesi ile yaşar. Tüm hayatı okulundan ve büyükannesinden ibarettir. Bir gün en yakın arkadaşı ile 22.yaş gününü kutlarken Orkide'nin tüm hayatı değ...