17.Bölüm

136 21 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Taylor Swift: You're Losing Me

Aurora Ophelia Swan

Pazartesi günü Sofia köyüne gitmek için saraydan ayrılmıştı. Christopher da av olayıyla ilgili rapor vereceğini ve yol üzerinde uğrayacağı bir yer olduğunu söyleyip George ile gitmişti. Sarayda benden nefret eden onlarca hizmetliyle yalnız kalmıştım. Bu yüzden kendimi sadece çalışmaya veriyordum.

Mutfağa gitmeye çekindiğim için pazartesi gününden beri yemek düzenim bozulmuştu. Aşçılardan önce uyanıp kahvaltı ediyor ve onlar yatmaya gittiklerinde onların kaldığı eve gidip akşam yemeğinden kalanları yiyordum. Bunun için Richard bana izin vermişti ve ona minnettardım. Sarayda benim için özel yemek elbette pişmiyordu.

Kütüphanenin kapısı çalındığında çok şaşırdım. Sarayda gün içinde gelip beni görecek kimse yoktu. Sofia yeni yıldan sonra gelecekti. Christopher ve George'un da Arife Günü geleceğini duymuştum.

"Girin?" kapı açıldığında içeri Richard girdi. Çok gergin ve oldukça da endişeli görünüyordu.

"Bayan Swan, lütfen beni takip edin," meraklanmıştım. İşlerimi bırakıp baş kâhyanın peşine takıldım. Odamın önünde durduğumuzda şaşırmıştım.

"Ne oldu Richard?" kahyanın gözlerindeki bakışı çözümleyemiyordum. Odamın kapısını çaldı. Ben burada dururken bunu neden yapıyordu?

"Girin," odamdan bir ses geldiğinde şaşkınca Richard'a döndüm ama o özellikle bana bakmıyordu. Odamın kapısını açıp girmemi işaret etti.

Odama girdiğimde manzara kesinlikle sabah bıraktığım gibi değildi. Dolabımdaki tüm kıyafetler etrafa saçılmıştı. Ayakkabılar, elbiseler, pelerinler her yerdelerdi. Bütün bu karmaşanın içinde yatağımda oturan bir kadın fark ettim. Yaşlı görünüyordu fakat kıyafetleri çok düzgün ve güzeldi. Bakımlı bir kadındı. Bir zaman kızıl olduğu belli olan saçlarının çoğu beyazlamıştı. Yüzünde benimkinden daha fazla ve daha belirgin çiller vardı. Bu kadının iki yanında iki de hizmetçi vardı. Hizmetçiler bana ters ters bakarken kadın beni baştan aşağı hiç acele etmeden süzdü.

"Demek şu meşhur Bayan Swan sensin. Hakkında çok şey duydum."

"Özür dilerim ama siz kimsiniz?" ve bu odamın hali ne diye içimden ekledim. Kadın histerik bir kahkaha attı.

"Adım Victoria May Williams ama sen bana Düşes Williams de lütfen," aman tanrım. Bu kadın Christopher'ın annesiydi. Hızlı bir şekilde reverans yaptım.

"Kabalığımı bağışlayın Düşes Williams-"

"Evet, her neyse," ben daha cümlemi bitiremeden Düşes ayağa kalkıp bana yaklaştı etrafımda döndüken sonra önümde durdu. Bakışları çok rahatsız ediciydi. O bakışları tüm vücudumda hissedebiliyordum. İğne gibi batıyorlardı.

"Evet, düğünün neden sürekli olarak ertelendiğini anlayabiliyorum," ne düğününden bahsediyordu bu? Kafam çok karışmıştı. Burada ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Birden yanağımda bir acı hissettim. Kafam yana savrulduğunda ne olduğunu idrak edememiştim. Yanağım yanıyordu. Düşes bana tokat mı atmıştı? Başımı kaldırdığımda hizmetlilerin sırıtarak izlediklerini gördüm. Düşes'in gözlerinde ise çok korkutucu bir ifade vardı.

"Hiç yüzün bile kızarmıyor. Ne karaktersiz bir kızmışsın."

"Kusura bakmayın ama neden bahsettiğinizi anlayamıyorum. Lütfen daha açık konuşun."

"Oğlum Christopher yalnızca bir ay öncesine kadar sevgili nişanlısıyla düğün hazırlıkları yaparken şimdi birkaç haftadır bunu erteliyor. Nişanlısını ziyarete de gitmiyor. Nişanlısını Arife Günü yemeğine ya da Noel için düzenlenen baloya davet etmek istemiyor. Düğünden dolayı tedirgin olduğunu sanıyordum ama bir kuş bana Christopher ile ava katılan güzel ve genç bir bayandan bahsetti,"

Kader Madalyonu: Orkide | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin