12.Bölüm

214 28 0
                                    

Aurora Ophelia Swan

Akşam yemeğinin ertesi günü sabah mutlu uyanmıştım. Sofia gelmiş kapımı çalarak beni uyandırmıştı. O kahvaltıyı hazırlamak için gittiğinde ben de üzerimi değiştirdim. Saçlarımla uğraşmak istemediğim için dağınık bir topuz olacak şekilde topladım. Hazır olduğumda odamdan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Merdivenleri inerken aklımda dün yaşanan şeylerin bir hatırası canlanınca durakladım. Kısaca arkamı kontrol ettikten sonra yavaş ve dikkatli adımlarla merdivenleri inmeye devam ettim.

Dün ben tam düşecekken beni tutmasını ve belimi saran ellerini çarşıda gezmenin heyecanı ile unutmuştum. Ardından akşam yemeğinde bir nebze ciddi konuları konuştuğumuz için yine aklıma gelmemişti. Fakat odama çıkıp uyumak için yatağa girdiğimde aniden hatırlamıştım.

Dönüp onunla göz göze geldiğimde kalbimin nasıl hızlı attığını duymuş olabilir miydi? Ya da belimden tutan eli nefesimi tuttuğumu fark etmiş olabilir miydi? O an doğal olarak verdiğim tepkileri gece yatağa girip o anı tekrar tekrar düşündüğümde hatırladım.

Heyecanlanmıştım. Kesinlikle heyecanlanmıştım. Hayatımda daha önce böyle bir şey hissettiğimi hatırlamıyordum. Daha önce hiçbir erkeğin kalbimin ritmini bu denli değiştirdiği olmamıştı.

Merdivenler bittiğinde dün takıldığım noktaya kısaca baktım. Kafamı hızla iki yana salladım. Hayır hissettiğim şey heyecan falan olamazdı. Yalnızca düşmekten korktuğum için kalbim çarpmıştı ve nefesim kesilmişti. Kesinlikle böyle olmuş olmalıydı. Kendi kendimi onaylayarak kütüphaneye yöneldim.

Keşke Defne yanımda olsaydı da onunla olan biten hakkında konuşabilseydim.

Kütüphaneye girdiğimde Sofia'nın henüz gelmediğini fark ettim.

Pencereleri açıp içeriyi kısa bir süreliğine havalandırmaya karar verdim. Sofia haklıydı hava bir anda soğumuştu. Dışarıda ayaz vardı. Çok fazla dayanamayarak pencereyi geri kapattım. Donmuştum. Neyse ki Sofia önceden gelmiş ve şömineyi yakmıştı. Ona minettar hissederek şöminenin yanına geçtim ve ısınmaya çalıştım. Kapı açılıp Sofia elinde tepsi ile gelene kadar şöminenin önünden ayrılmadım.

"Eline sağlık Sofia."

"Afiyet olsun."

"Geçen sefer aldığım kitabı bitirdim bugün Hamlet'i okumayı planlıyorum. Sen okudun mu, güzel mi?" Sofia'nın sorusu beni kısa süre önce derste profesörümle Ophelia'yı tartıştığım güne götürdü. Buruk bir şekilde gülümsedim. O zamanki hayatım şu an o kadar uzak geliyordu ki. Üstünden fazla geçmemişti aslında ama yine de yıllar öncesiymiş gibi hissettiriyordu.

"Çok güzel bir kitap. İsmimi oradaki kız karakterden aldım aslında."

"Aurora mı?" başımı iki yana salladım.

"Hayır, ikinci adım Ophelia."

"Ophelia. Çok güzel bir isimmiş neden bunu kullanmıyorsun ki?"

Aslında ilk olarak kendime bu ismi seçmiştim. Fakat başıma gelen olaylar neticesinde Ophelia'yı ikinci plana atarak Aurora olmaya karar vermiştim. Aurora 'şafak' anlamına geliyordu. Bu ismin bana umut getireceğini düşünüyordum. Yeni bir günü müjdeleyerek ortaya çıkmaya başlayan güneş gibi bu başıma gelenlerin beni yalnızca daha güzel bir yola götürdüğüne inanmak istiyordum.

"İki ismimi de seviyorum aslında. İnsanlar hangisini istiyorsa onu kullanabilir."

"Büyükannen sana nasıl seslenir?"

"O ismimi pek kullanmaz, daha çok Çiçeğim der."

"Güzelmiş," başımı sallayarak onu onayladım.

Kader Madalyonu: Orkide | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin