30.Bölüm Final

199 19 2
                                    

Christopher Adrien Williams

6 yıl sonra

"Anneciğim, senin için kitaplarını ben taşıyabilirim. Sonuçta ben oldukça güçlü bir oğlanım," başımı okuduğum belgelerden kaldırıp çalışma odama giren eşime ve oğluma baktım. İstemsizce gülümsedim.

"Yeterince güçlendiğinden emin misin Killian?" eşim oğlumuzun doğumu zor olduğundan ve tıpkı kendi gibi sarı saçları olan bir bebek doğurduğundan ona bu ismi verdiğini söylemişti. İsmi 'küçük savaşçı' veya 'parlak kafa' anlamlarına geliyordu. Ailesinin çocuklara verilen isimlere dikkat ettiğinden önce buna inansam da daha sonra bu ismin izlediği bir dizideki en sevdiği karakterin adı olduğunu itiraf etmişti. Bu beni oldukça eğlendirmişti ama beni dolandırdığı için sıradaki çocuğun adını benim koyacağımı söylemiştim. Aslında yalnızca şaka yapmıştım ama o üzülerek de olsa kabul etmişti.

"Elbette anneciğim, ben tam 5 yaşındayım. Ayrıca küçük kardeşim doğduğunda onu koruyabilmek için yemeklerimi bile çok güzel yiyorum," Rory, elindeki kitabı Killian'a uzattıktan sonra elini iyice büyümüş karnına koyup bana baktı ve gülümsedi.

"Öyleyse lütfen beni bu büyük yükten kurtar Killian, bu kitabı taşımak beni gerçekten çok yoruyor," eşim sahte bir yorgunluk ifadesi takındı. Ardından elini oğlumuza uzattı. "Şuradaki koltuğa kadar elimi tutar mısın Killian? Güçlü oğlumdan destek alırsam daha rahat gidebilirim sanırım," belgeleri incelerken sırıttım. Rory bunu sık sık yapıyordu. Bir süre önce Killian artık bebek olmadığını ve elinin tutulmasını istemediğini söylemişti. Elbette Rory bu şekilde bir bahane buldu ve oğlunun elini tutmaya devam etti. İkisi birlikte gelip koltuğa oturduklarında ben de elimdeki belgeleri bıraktım ve karşılarındaki koltuğa oturmadan önce eşimin alnından öpüp oğlumun saçlarını karıştırdım.

"Baba! Saçlarımı bozuyorsun,"

"Özür dilerim delikanlı sanırım sarı saçlarını kıskanıyorum,"

"Üzülme baba, saçlarımı annemden almış olsam da gözlerim tıpkı seninkiler gibi kahverengi. Böyle saçma bir şey için küsmemelisin," Rory dudaklarını birbirine bastırmış gülmesini engellemeye çalışıyordu. Sonunda kendini toparladı.

"Evet Killian, babana ne söyleyecektin?" Killian aklına bir şey gelmişçesine hızla yerinde doğruldu.

"Babacığım küçük kardeşimin adını ben koyabilir miyim?" yan gözle Rory'e baktığımda pis pis sırıttığını gördüm. Benim ona baktığımı görünce hemen kendisini toparlayıp ciddi bir ifade takındı. Gülmeden edemedim. Küçücük çocuğu kullanıyordu. Ama yenilmeyecektim.

"Ah, oysaki senin adını annen koyunca sıradaki bebeğin adını ben koymak için çok heveslenmiştim. Ama istiyorsan koyabilirsin. Seçtiğim isimleri unutmaya çalışırım ben de," üzgün bir surat yaparak omuzlarımı düşürdüm ve camdan dışarıya odaklandım. 5 yaşındaki oğlumun ellerini yanaklarımda hissedince ona döndüm. Bir süre yüzümü inceledi.

"Anneciğim, babam küçük kardeşimin adını koymayı gerçekten çok istiyor gibi görünüyor, bence ona izin vermeliyiz," Rory gözlerini kısarak bana baktı.

"Haklısın Killian, baban gerçekten bu konuda hevesli görünüyor. Sanırım vazgeçmeliyiz."

"Üzülme anne 2.kardeşimin adını tekrar sen koyabilirsin ve 3.kardeşimin adını da belki ben koyarım," Killian kendinden emin bir şekilde başını sallıyordu.

"Kaç kardeş istiyorsun Killian?" oğlumuz bir süre düşündü.

"3 tane istiyorum babacığım. Kılıççılık oynayacağım bir erkek kardeş ve koruyacağım bir kız kardeş ama biz kılıççılık oynarken yalnız kalabilir diye evcilik oynayabileceği bir kız kardeşim daha olmalı. Yani 1 erkek kardeşim ve 2 kız kardeşim olmalı," kendinden emin bir şekilde başını salladığında gülmeden edemedik.

Kader Madalyonu: Orkide | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin