BÖLÜM 16: AİLE

1.4K 215 69
                                    


İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"

TWİTTER: "aysegulkalay_"

*

Herkese selamlar!

Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar

***

Berfu, huzurla uyuyan oğlunu izlerken, ondan ayrı kaldığı her günün acısını çıkarmak istercesine gözünü bir an bile kırpmıyordu. Kokusunu, gülüşünü, çıkardığı sesleri ve hatta ağlayışını bile o kadar özlemişti ki, bu ayrılık biraz daha sürse dayanamaz gibiydi.

Bu hislerinin karşılıksız olmadığını, işaret parmağını sıkıca saran minik elin şaşırtıcı gücünde hissediyordu. En az onun kadar, oğlu da annesini kaybetmekten korkuyordu. Uykusunda dahi gitme ihtimalini engellemek istiyordu. Berfu, oğlunun bu hâline hem üzülüp hem de tebessüm etti.

"Berfu..." diye sessizce seslenen Ayşegül'ü fark ettiğinde, bakışlarını beşikte uyuyan oğlundan kapıya doğru çevirdi. Ayşegül, gülümseyerek ona bakıyordu.

"Saatlerdir buradasın. Anlıyorum, bebeğini çok ama çok özlemişsin ama bir iki lokma bir şey mi yesen? Gece daha çok uzun, halsiz düşme."

Berfu, guruldayan karnını tam o anda fark etmişti. Evet, geldiğinden beri oğlundan başka kimseyi gözü görmemişti. Aşağıda yaşanan ufak bir tanışma faslından sonra, kendini tabiri caizse Aras için hazırlanan odaya kapatmıştı. Derin bir nefes alıp, parmağını dikkatlice oğlunun elinden kurtardı ve sessizce odadan ayrıldı. Kapıyı ardından kapattığında, bakışları Ayşegül'le kesişti. Onun tebessüm eden yüzüne, tebessümle karşılık vermeden edemedi.

"Annelik..." diyen Ayşegül, onu anladığını tek bir kelimeyle ifade etmişti. Berfu'ya yorum yapacak dahi bir şey kalmamıştı. Bu yüzden onu takip ederek aşağıya indi ve bahçeye kurulan uzun yemek masasını fark etti. Masadakileri hızlıca süzerken, hayli kalabalık bir aile diye düşünmeden edemedi.

"Hah, beklenen kişi geldi!" diye coşkuyla söylenen Arslan'dı. Ailedeki herkese göre, Berfu'nun aileye katılmasına en çok sevinen kişi oydu. Bunun altında onunla empati kurması da vardı, kardeşinin artık bir yuva kuracak olması da vardı. Tabii o öyle umut ediyordu.

"İyi akşamlar..." diyerek bahçeye adım atan Berfu, ona dönen bakışların arasında yabancı olduğu yüzler fark etti. Herkes sakince karşılık verdiğinde, ayağı kalkan genç kadın tamamen ona döndü.

"Ailemize hoş geldin, Berfu!"

"Aile?" diye şaşkınca söylendiğinde, genç kadının ansızın sarılmasına istemsizce karşılık vermek zorunda kaldı. Uzaklaştıklarında, genç kadın kendini tanıttı. "Ben Ecrin, ailenin hem tek kızı hem de en küçüğü!"

"Biri ona artık küçük olmadığını hatırlatabilir mi?" diye lafa karışan Burak'a, Ecrin kaşlarını çatarak döndü. "Ben hâlâ her anlamda genç ve güzelim!"

Burak, alaycı bir kahkaha attı.

"Bence sen hâlâ her anlamda kara bir cadısın! Büyülerin sayesinde şu adamı elinde tuttuğuna bahse girerim!" diyerek, Selim'i işaret etti. Selim ise alışkın olduğu bu atışmaya hiç girmeden Berfu'ya elini uzattı. "Bende Selim, Ecrin'in eşiyim."

Berfu, daha memnun olduğunu söyleyemeden söze bu kez Arslan atladı.

"Bir de benim en yakın arkadaşım olur kendisi! Tabii ben kardeşime göz diktiğini, anca eve döndükten sonra fark ettim!" Selim, gözlerini devirdi. "Döneceğini bilseydik, nikah için seni beklerdik dostum."

EMANET 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin